12. seansta taciz haberi

Bana en çok yöneltilen sorulardan birisi “Kişinin seanslarla dengesine kavuşması takriben ne kadar zaman alır?” sorusu olmuştur. Buna kesin bir yanıt vermem imkansız. Kişinin yaşamında biriktirdiği acılara, travmalara, yaşadığı çocukluğa, şu an içinde olduğu ortamın gelişmesi için ne kadar elverişli olduğuna ve bunun gibi birçok faktöre bağlıdır bu. Ruhumuzun şifalanması öyle bir anda olmaz ne yazık ki. Bunun için sabır ve sürece saygı gerekir.


Seanslarda gerçekleşen enerjisel dönüşüm sayesinde bilinç düzeyi artar, algı gelişir, farkındalık artar ve kişi hayatına yeni bir pencereden bakabilme ve daha sağlıklı bir şekilde “dengede” yaşama şansına kavuşur. Üstelik sadece dengesini bulmakla kalmaz, onu koruyabilmeyi de öğrenir. Çünkü “geriye dönmek” istemez artık ruhu.


Her seans, kişiyi bilinçli ya da bilinçsiz olarak taşıdığı korkulardan, kodlamaladan, “filtrelerden” giderek arındırarak, onu öz benliğine ve potansiyeline biraz daha yaklaştırır. Yani çakraların dengelenmesiyle rahatlık ve iç huzura erişmenin yanında, derinlerde son derece kalıcı bir transformasyon da gerçekleşir.


Geçmişte yaşanan ve bastırılan bazı duygular bu süreçte ortaya çıkıverir. Bunun kaç seans sonra gerçekleşebileceğini kestirmek imkansızdır. Bu, ancak kişi blokajını çözmekte kilit noktası olan konuyla ilgili çözülüm için kendini hazır hissettiğinde olur çünkü. Yani daha önceki seanslar onu buna hazırlar.


Beyin öyle enteresan işliyor ki, korku ve panik içersindeyken, savunma mekanizmasını devreye sokup bir anda belli bir zaman sürecini hiç yaşamamış gibi hafızada bloke edebiliyor. Bastırılan duygular ve inkar edilen anılar duygusal olarak dengeyi bozup, blokajlar yaratıyorlar. Aynı yıllar önce karşılaştığım bir durumda olduğu gibi...


Genç bir kadına yaptığım seansta, yüzeye çıkan bazı konuları ona aktardığım sırada, çekinerek ona kritik bir soru da sormuştum: “Taciz yaşadınız m hiç?” Seans sırasında net bir şekilde bunu hissetmiştim ama yine de çok özel bir konu olduğu için çekinerek sordum kendisine bunu. Cevabı “hayır” oldu. “Ama ilişkilerde daha çok sekse önem veren ve beni obje olarak gören erkeklere karşıyım” diye de ekledi. Benim hissettiğim şey bundan çok öte bir şeydi, dolayısıyla konuyu uzatmadım ve daha fazla irdelemedim.


Bu kişi, seansların hayatında yarattığı olumlu etkilerden hoşnut kalarak, haftada bir düzenli olarak seanslara gelmeye devam etti ve bir gün beni şok eden bir haber verdi. 12. seansında bana “Dediğiniz şeyi anladım” dedi. Ne demiş olduğumu unutmuştum bile oysa. “Taciz ile ilgili olan” deyip ekledi: ”Ben bunu nasıl olmuşsa tamamen unutmuşum. 22 yaşındaydım ve o zaman 18 yaşında olan üvey erkek kardeşimle beni evde yalnız bırakmışlardı bizi. O gün beni taciz etmişti ve kimselere söyleyememiştim.”


Bu habere çok şaşırmış, üzülmüş ve bir o kadar da sevinmiştim. Hatırladığı ve problemin “adını koyduğu” için artık iyileşebilirdi çünkü. Duygularıyla yüzleşmesi, ruhunun şifalanması için atılan en önemli adımlardan biriydi. Sonrasında yaptığımız seanslar sohbetler ve meditasyonlar yükünü daha da hafifletti. Reiki seansları bir kez daha mucizevî sonuçlar yarattı ve gözyaşlarıyla bir kişi daha özgürleşti...


Sanırım bu noktada, iyileşmenin kaçıncı seansta gerçekleşmiş olduğu sorusu gerçekten önemini yitiriyor. İyileşmenin sağlanmasında belli bir formül ya da kural yok. Bu adım adım oluyor ve şu bir gerçek ki her şey “ilahi zamanlama” gereği, tam olması gereken zamanda gerçekleşiyor. Ve sonuçlar mucizevî güzellikte olabiliyor...


Sevgiyle kalın…



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Herkesin yüreğine sevgiyle dokunduğunuz için, hayatlarında mucizeler yaşattığınız için yürekten teşekkür ederim. C.Ş.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.