Hallaç geldi

“Hallaç pamuğu gibi atmak” deyiminin anlamı nedir biliyor musunuz? "Bir arada, toplu bulunan şeyleri ya da kimseleri dağıtmak, parçalamak; bu yolla sağa sola, her birini bir yana atmak."


Çocukluğumda keyifli bir merakla seyrettiğim hallaç da aynen bunu yapmıştı bizim yastıklara, yataklara. Hijyen ve rahatlık açısından önemli bir şeydi belli aralarla bunu yaptırmak. Biraz açıklamalıyım belki de, yeni nesil bilmez hallaç nedir,ne iş yapar. Eskiden saf yün ve ya pamuk yataklar vardı ve bunlar son derece sağlıklıydı ama belli aralarla kabartılmaları gerekirdi. Yani zaman içinde “basılmış” yatağın ve yastığın yünlerinin veya pamuklarının hallaç tarafından “atılması” gerekirdi, bu işi de hallaç yapardı.


Büyükçe tertemiz bir örtü serip çalışma alanına hazırlardı balkonda. Pamuğu atılacak olan şeyi söker ve iç malzemesini çıkarırdı. Tıkızlaşmış lifler havada uçuşurdu hallaç elindeki yay ve tokmakla yastığın, yatağın içini dışına çıkarırken. Ama sonunda yatağı,yastığı bir güzel kabartıp, ilk günkü kadar yumuşacık haline getirirdi. Enteresan bir çocukmuşum, bayılırdım bir kenara çekilip merakla bu işlemi seyretmeye. Rahatlatıcı, meditatif bir etkisi olurdu üstümde sanırım. Şimdi düşünüyorum da ne kadar sağlıklı bir şeymiş bu yapılan. Durağan enerji temizlenir ve yenilenirmiş her şey yerinden oynayınca.


“Neden bunlardan bahsediyorsun?” diyeceksiniz şimdi. “Enerji arınmayla ne alakası var bunların?”Olmaz olur mu hiç? Bugün Dolunay, etkisi günlerce sürecek ve bu Dolunay Akrep burcunda. Hallaç geldi yani, haber vereyim dedim. Akrep su grubundan bir burç, su grubunun en önemli özelliklerinden bazıları ise derinlik ve hassasiyet. Su grubu burçların içindeyse en derin duygular Akrep'te, o derece yani… Gezegeni Pluto ve o da gücü, yaşamı, ölümü, transformasyonu,yeniden doğuşu simgeliyor. Bu durumda bu hallaç ruhumuzun içini dışına çıkarabilir ve “bastırılmış” duyguları ortaya çıkarabilir...


Fark etmemiz, dönüştürmemiz, yüzleşmemiz gereken karanlık duygularımız Dolunay'ın ışığında gözler önüne seriliyor. Bir şeylerin değişmesi ve dönüşmesi, önce göz önüne serilmesiyle başlıyor ve sonrası tamamen bizim seçimlerimizle şekilleniyor.


Böylesine derin duygulara kapılırsak, içinde boğulma ve var olan sorunlarımızı olduklarından kötü olarak görme tehlikemiz var. Pluto gücü de simgelediği için çevremizdekilerle güç savaşına girmemiz de olası. Gerginlikler, tepkisel davranışlar, karamsarlık olabilir, sakın boş bulunmayın. En önemlisi de olumsuz duygularla özdeşleşmeyin. Örneğin: “Sinirliyim” demeyin, “sinirli hissediyorum” deyin ve duyguyu gözlemleyin. Nerden geldi, ne tetikledi? Bırakmanın tam zamanı, daha çok büyütmenin değil, bu yüzden de probleme değil, çözüme odaklanın.


Her Dolunay için geçerli kural şu ki, o sıra hangi duygular içindeysek o duygular büyür, çoğalır. Bu seferki normalden de yoğun bir etkiye sahip olduğu için duygularımızı biraz abartılı yaşayabiliriz. Düşünmeden konuşmayın, olumsuz düşüncelere kapılırsanız kendinizi fiziksel aktivitelerle meşgul edip odağınızı değiştirin ve duyguların kölesi değil, gözlemcisi olun. Bir adım geri çekilip büyük resme bakamıyorsanız resmi bir süre kenara bırakın. Bir süre sonra kendinizi toparlayıp merkezinizde olduğunuz zaman tekrar bakarsınız, bir yere kaçmaz merak etmeyin.


Deepak Chopra’nın çok sevdiğim bir sözüyle bitirmek istiyorum yazımı: "Verdiğim her karar, yakınma ve mucize arasında yaptığım bir seçimdir. Yakınmaları bırakırım ve mucizeleri seçerim”


Sevgiyle kalın...

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.