Şubat ayının getirdikleri
Ocak ayı zorlu geçti… Kar ve soğuk bir yana, astrolojik açıdan gergin ve yorucu enerjilerle haşır neşirdik. 2016’nın ilk günlerinin heyecanını ve yeni bir döneme girmenin umudunu koruyabilmek güç oldu çünkü yeni adımlar atmak, amaçlar belirlemek için enerjiler hiç de elverişli değildi. Merkür Retrosu birçok şeyi olumsuz etkilerken yeni başlangıçlar yapmak iyi bir fikir değildi mesela. Risk almamak için,”geç olsun, güç olmasın” diyerek bekledik ve Merkür faslı ayın 25’inde bitti çok şükür. Başka bazı gezegenlerin olumsuz etkileri de Ocak ayıyla birlikte ya bitti ya da azaldı. Nefesimizi tutup beklediğimiz Şubat ayı sonunda geldi.
Yepyeni bir ayın taze enerjisine 8 Şubat’da, Kova burcundaki Yeni Ay’ın etkisi de eklenince bu dönem sihirli bir güce büründü. Üstelik Çin Yeni Yılı da aynı tarihe denk geliyor bu sene. Batı Astrolojisi Doğu Astrolojisiyle güçlerini birleştiriyor adeta. Her anlamda yenilenmek, hayrımıza olmayan düşünce ve inançları ayıklamak için ideal zemin hazırlanıyor. Yeni başlangıçlar yapmak için de öyle tabii. Kova burcunun özgür ruhu ve geleceğe, ideallere, değişime odaklı enerjisi bu dönemi daha da cazip kılıyor.
Zaten Yeni Ay’ın enerjisi insanın iç dünyasına dönmesini ve belli şeyleri süzgeçten geçirmesini destekler. Sonraki 28 güne dair planlar yapmak, tohumlar ekmek için en uygun zamandır. Ama bu ayki gezegen etkileri bir başka güçlü. Dolayısıyla da bunu başarmak kat be kat daha kolay olacak gibi gözüküyor. Gezegenler, 2016 ve sonrası çin bir yol haritası belirlemek isteyenlere de, hayatının anlamını ve seçimlerinin doğruluğunu sorgulama ihtiyacı duyanlara da tam kapasite destek verecek.
Amaçları belirlemeden önce “neyi niye yaptığını” anlamak gerekiyor ama. Kova burcu, özgürlük anlayışına, her bireyin toplumdaki eşsiz yerine dikkat çekiyor. Realitenizi sorgulamanızı, farkındalıkla ve bilinçle ilerlemenizi ve değişimden çekinmemenizi istiyor. Şu dönem kendinize soracağınız bazı sorulara bulacağınız cevaplar biraz sarsıcı olabilir ama…
Doğrularınızın ne kadarı gerçekten sizin doğrularınız? Ödünç kalıpları körü körüne benimseyip yaşamakta mısınız?
İş, eş ve mekan konularında “ait olma hissi”ne sahip misiniz yoksa bir şeyleri değiştirmenin vakti çoktan geldi de geçiyor mu?
Belli konulardaki seçimlerinize göz attığınızda kararlarınızın ardında yatan ve sizi yönlendiren sebeplerin neye dayandığını görüyorsunuz? Sevgiye mi korkuya mı? Başlıca korkularınız neler?
Vazgeçmediğiniz şeyler kaybetme korkunuzdan ve umutsuzca pes edişinizden dolayı mı hayatınızda yoksa hakikaten sevdiğiniz için mi?
Sizi hayatta motive eden şeyler neler? Yüreğinizdeki ışığı çoğaltan, dünyanızı aydınlatan şeyleri bilip hayatınızda bunlara yer veriyor musunuz?
Geçmişteki tüm hatalarınız, eksikleriniz, mutsuzluklarınız için kendinizi af etseniz ve tamamen korkusuz, cesur, açık bir yürekle yola koyulsanız hayatınız nasıl olurdu? Neler değişirdi?
Teker teker sormak lazım. Ben başladım bile. Kendimle yeniden tanışır gibiyim.
Sevgiyle kalın…
YORUMLAR