Astrolojide 5. Ev: Çikolata etkisi
Beşinci evin çikolata gibi, inkâr edilemez bir cazibesi vardır. Bazıları çok yer, bazıları hiç sevmez ve bazıları da sevdiği halde tüketmemeye gayret eder.
Kimlik ve ego
Haritanın dördüncü evi, aile mitolojisinden yola çıkarak ve bu mitolojinin bir uzantısı olarak veya bu mitolojiye meydan okuyarak kimliği keşfetme aşamasıdır . 5. Ev ise bu keşfedilen kimliği sevmenin ve ondan zevk almanın öğrenildiği yerdir.
5. Ev aslan burcu ve Güneş’le özdeşleştirilir. Güneş’in ışığını ve sıcaklığını kendi eksenine yayması gibi biz de kendi kimliğimizin parlaklığını ve cazibesini dünyaya yaymak isteriz. Sadece biri olmamız yetmez, kendimize has niteliklerimizle birlikte “özel biri” olmayı da arzu ederiz.
Ego, kendi eksenindeki gezegenlerin dönüşlerini düzenleme ilkesine hizmet eden, yaşam ve canlılık veren Güneş’e benzer. Ego, benliğin farklı yönlerinin kendi etrafında döndüğü bir bilinç merkezi ve benliğin kaynağıdır. 5. Ev parladığımız ve yarattığımız yerdir. Tıpkı bir çocuk gibi başkalarının etrafımızda hayranlıkla dönmelerine ihtiyaç duyduğumuz, ilgi odağı olmayı istediğimiz alandır.
Her insan bir Güneş, bir yıldız olduğuna, özel güçlerle ve önemli bir misyonla donatıldığına inanmak ister. Hatta hiçbir anne yoktur ki çocuğunu rahminde taşırken onun dünyadaki en özel kişi olacağına inanmasın!
Hayati önemi olan Güneş nasıl ki galaksideki tek yıldız değilse, sağlıklı bir ego bilincine sahip olan kişi, kendi özel yönlerinin ve kendi merkezinin farkında olan fakat tek olduğunu iddia etmeyen kişidir. Herkes özeldir fakat herkes birbirine benzer.
Üreme ve üretkenlik
5. Ev üreme üretkenlik ve üretme potansiyeline ışık tutar. Bazı insanlar doğuştan dediğimiz bir sevinçle ve kendiliğinden kolayca üretirlerken, bazıları üretme evresinde büyük doğum sancıları çekerler. Herkes aynı oranda, aynı alanda, aynı coşkuyla üretmez.
5. Ev hangi alanlarda yetenekli olunduğuyla ilgilidir. Bu ev, insanların kendilerine has özel yönleriyle ve tarzlarıyla sevilmeyi bekledikleri yerdir.
Beşinci evde, üretmek algısı topluma fayda sağlamak için değildir. Kişi önce kendi doyumu için üretir. Yaratıcılık benliğin değişmez bir parçasıdır. Öncelikle neşe duymak için yaratır, yaratımızla -gizli bile olsa, gurur duymak isteriz.
Yaratıcılık sadece dans etmek şarkı söylemek ya da resim yapmak gibi sanatsal çalışmaları kapsamaz. Yapılan her iş sanatsallık, coşku ve tutku içerebilir. 5. Evdeki burçlar ve gezegen yerleşimleri yeteneklerin ve yaratıcılığın çıkış noktalarını gösterebilir.
Örneğin bu evdeki ikizler burcu veya Merkür yazma ve topluluk önünde konuşma kabiliyeti verebilir. Buradaki balık burcu ya da Neptün, şiir, müzik, fotoğrafçılık ve dansla ilgili yeteneklerdir. Başak burcu el becerileri gelişmiş birine işaret ederken, kişinin becerileri yönünde ustalaşabileceğini vurgular.
5. Evdeki burçlar ve gezegenler, boş zamanlarımızı en verimli ve üretken biçimde nasıl değerlendirebileceğimizi açıklarlar.
Yarışmalar, rekabet, spor ve müsabakalar bu evin konularındandır. 5. Ev kazanma ve zafer arzusu ve duygusuyla ilişkilidir. Aynı zamanda kumar ve spekülatif şeyler de bu eve atfedilir. 5. Ev zekamızın, hayal gücümüzün ve yeteneklerimizin talih karşısında sınandığı yerdir.
Daha geniş anlamıyla hobiler, eğlenceler ve boş zamanlarımızda yapılanları açıklayan 5. Ev, kendimizi iyi ve hayatımızdan hoşnut hissetmemizi sağlayan aktiviteleri sembolize eder.
İnsanlar, coşku duymadıkları bir iş yaparken, mecbur oldukları için çalışırken ya da kariyer hedeflerine zaman harcarken, hayattan zevk alma konusunu önceliklerinin ikinci ya da üçüncü sırasına koyarlar. Hatta kimileri eğlencenin zaman kaybı olduğunu düşünebilir.
Ancak kendimizi canlandırmak için boş zamanlara, boş zamanları da bizi eğlendiren bize iyi gelen şeylerle doldurmaya ihtiyacımız vardır. Bu ihtiyacın uzun süre boyunca doyurulmaması, yaşam enerjimizi baltalayan, tehlikeli bir durumdur.
Romantik aşk
Romantizm, romantik karşılaşmalar ve buluşmalar, heyecan verici ve tutkulu ilişkiler, aşık olunabilecek kişilerin özellikleri, romantizmin nasıl algılandığı ve nelerin romantik bulunduğu, kişinin neşesini dışarıya nasıl gösterdiği bu eve bakılarak yorumlanır. Başkalarını ve kendini sevme kapasitesi, kişinin kendisine ve başkalarına nasıl keyif verdiği, başkalarını kendine çekme, insanları etkileme kapasitesi 5. Konularıdır.
Hamilelik ve çocuk
4. Ev anne ve babayla kurulan ilişkiyi, ebeveynlern birbirleriyle olan ilişkisini nasıl algıladığımızı açıklarken, 5. Ev sahip olunan çocukların taşıdıkları potansiyelleri ve onlarla kurulan arketipsel ilişkileri gösterir. Biri için çocuk sahibi olmanın ne anlama gelebileceği, “soy ve soyu devam ettirme” gibi kavramların kişi için ne anlam ifade edip etmediği 5. Ev konusudur.
Örneğin, 5.evdeki Jüpiter, yay burcu niteliklerine sahip bir çocuk sahibi olmak anlamına gelebilir. Doğum kolay geçer. Çocuklarla ilişki, Jüpiter prensiplerine göre şekillenir. Özgürlükçü, eğlenceli, öğretici bir ebeveyn olma yolu seçilebilir. Çocuk farklı bir ülkede dünyaya gelebilir.
5.evdeki gezegenler ve burçlar, bir ebeveyn olarak deneyimimizi de tanımlar. Örneğin bu evdeki Satürn ya da oğlak burcu, bir ebeveyn olmanın sorumluluklarını yerine getiremeyeceğinden korkan, beklenenden daha geç çocuk sahibi olan birine işaret edebilir. Çocuklarla kurulan ilişkide fazlasıyla kontrolcü kısıtlayıcı ve kural koyucu olmamaya dikkat edilmelidir. Bu evdeki kova burcu ya da Uranüs etkisi ise, beklenmeyen bir anda çocuk sahibi olmak, çocuk yetiştirmekle ilgili gelenekselin dışında alternatif yöntemler benimsemekle ilgilidir.
İç çocuk
5. Ev içimizdeki benzersiz yönleriyle ilgi görmek isteyen çocuğun da kimliğidir. Hep genç kalan tarafımızdır. Hangi oyunların oynamaktan hoşlanıldığı, oyunlara ne kadar zaman ayrıldığıdır. Örneğin buradaki ikizler burcu ya da Merkür kelime oyunlarına, legolara, yap bozlara ilgi verebilir. Satürn ya da oğlak burcu ise çocukken oyundan çok, sorumlulukların ağır bastığını, ebeveynlerin beklenti ve standartlarını karşılayarak sevgi görme gereksinimini gösterebilir.
Beşinci ev teorisine göre, içimizdeki çocuğun kimliğini, - çocukken sahip olunanları ya da mahrum kalınanları- doğacak olan çocuklara yansıtma eğilimi vardır. Bu şekilde içimizdeki çocuğu yaşatmak, sürdürmek belki de onu iyi etmek isteriz.
Bir diğer taraftan değerlendirirsek, ürettiğimiz her şey, yaratıcı kabiliyetlerin tümü aslında içimizdeki çocuğun işleridir.
Çocuk yetiştirmek ya da içinizdeki çocuğu nasıl beslediğiniz de yaşama sanatında ne kadar ustalaştığınızla doğru orantılıdır.
Ufukta bir romantik ilişki var mı? Sanatsal projenizden ne kadar verim alacaksınız? Çocuklarınızın en göze çarpan özellikleri nelerdir? Çocuklarınıza nasıl davranmaya eğiliminiz var? Hangi nitelikteki kişilere aşık olursunuz? Hesaplanmamış risklerin insanı mısınız yoksa kumarbazlık konusunda temkinli misiniz? Tatile, eğlenceye, hobilerinize zaman ayırabiliyor musunuz? Sorularına yanıtları haritanın beşinci evinde buluruz.
Venüs ve Ay
Venüs bu evdeyken talihli kabul edilir. Kişinin yetenekleri ve hayattan aldığı tatlar konusunda ifadesi güçlüdür.
5. Evinde Venüs bulunan kişi benzersiz niteliklerini başkalarına nazaran, daha fazla ortaya koymaya eğilimlidir. Zevk anlayışı güçlüdür. Müzik, resim, edebiyat, moda gibi alanlardan maddi gelir elde etmesi kolaylaşır.
Beşinci evdeki Ay, çocuklara büyük bir bağlılık ve büyük bir aile olma algısı verebilir. Sanatsal ifade ve yaratıcılık ihtiyacı güçlüdür. Kalbi beslemek için hayatı ve yaşamı besleme ihtiyacı vardır.
Çocuklarla ve gençlerle ilgili çalışmalar yapanların, pediyatristlerin, sinema ya da tiyatro oyuncularının, yönetmen, yapımcı, konser/festival/ parti organizatörlerinin, hikaye anlatıcılarının, borsacıların, performans sanatçılarının ya da sporcuların haritalarında 5. Ev vurgusuna sıklıkla rastlanabilir.
Saf ve kendiliğinden
Çocuk olmanın saflığı ve çevremizdeki tüm araçları aynı saflıkla kullanarak içerideki benzersiz kaynağa dışarı akmak için bir çatlak oluşturmak gerekir.
Çocuklar oyun oynarlarken plan yapmazlar. Güldüklerinde neden güldüklerini analiz etmezler. Sadece istediklerini yapma güdüsüne sahiplerdir. Kuralları sonradan öğrenirler. İçinizdeki çocuğa kimse sağlamadıysa bile çocuk olma şansı sunmanız iyi bir fikir. Çocuk olmak kendiliğindenliktir!
Son olarak…
Sevdiğimiz ve bizi mutlu eden şeyleri yapmak konusu her zaman kolay değildir. Zira çevremizdekiler ya da içimizdeki ses neşe katili gibi davranabilir. Örneğin “ marangoz olmak için çok yaşlısın, bu yaştan sonra yeni bir alanda çalışmak ne saçma.” Ya da “fiziksel aktiviteler için yeterince güçlü değilsin. Sporcu olamazsın.” “Onca yetenekli insan arasında müzikte gerçekten fark yaratacağını nasıl düşünürsün!” Evet belki insanlar kendilerine neşe ve coşku veren işleri yaptıklarında dünyada büyük farklar yaratamazlar ancak yaptıkları şeylerden sağladıkları duygusal doyum hayatlarını değiştirebilir. Yaşama sevinci ve tutkusu tazelenir. Bu aşamada bir birey olarak kalmak önemli bir meydan okumadır. Kimseyi değil ve fakat kendimizi mutlu edecek tercihler yapabilmemiz gerekir.
Cesaret ve umutla
YORUMLAR