Çekim Yasası

Secret, bir çığ gibi herkesi etkisi altına aldı.


Ben hariç.


Göz gezdirdim ve bana çok da hitap etmedi. Okumadan sonuca varmak değil benimki, ancak evrensel yasaları bildiğim için, olayın sadece "hayal et - iste- elde et" felsefesine dayandırılması bana çok samimi gelmedi.


Tam tersine, işin kolayına kaçmak isteyenler ya da denize düşen insanların Secret’e sarılmayı son çare olarak görmeleri bu akıma inanılmaz bir talep yarattı.


"İstemenin ya da hayal kurmanın nesi yanlış" diyebilirsiniz?


Tabii ki yanlış değil. İstemeyi bir ilk adım olarak düşünün, hayal kurmak da diğer adımlardan biri.


Arada olan diğer adımları atladık ve o arzuladığımız şeye ulaştık diyelim. Geriye dönüp baktığımızda suçluluk duyuyor ya da keşke diyorsak, o zaman gerçekleşmiş olmasının bize bir faydası olmamış demektir ki çoğu hayal gerçekleşmedi.


Çünkü insanlar emek vermedikleri, bütünün ve evrenin hayrına olanı istemedikleri, ruhsal yolculuklarını gerçekleştirmeyi göz ardı ettikleri için gerçekleşmedi.


Bazı istekleri, başkalarının özgür iradesine ve seçimlerine müdahale içerdiği, kolaya kaçıldığı, “o olursa mutlu olurum” diyerek şart koşulduğu için gerçekleşmedi.


Çünkü açıkça yazacağım, çoğumuzun istekleri güvende kalmak ya da yan gelip yatmak üzerine kurulu. Kendimizi güzel bir amaca adamadan istenilen istekler… Emek vermek! Atladığımız nokta tam olarak bu.


Herkes fazlaca çizgi film izlemişti. Sihirli bir değnek sadece istediğimizde ortaya çıkacak, bu dileği gerçekleştirecek sandık.


Öyle olmuyor tabii. Hayata bakın. Her şey, her an değişiyor ve hareket ediyor. Yaşam hareket etmek, yaşamak, değişmek demek... Değişim kaçınılmaz. Bir saniye önceki biz bile biz değiliz artık.


Ben bir sonraki kelimede değişiyorum yazarken, siz okurken. Bu sayfayı kapattığınızda artık eski siz olmayacaksınız. Yepyeni bir birey olacaksınız. Yepyeni bir "ben" olacaksınız.


Bunu sağlayan ise benim yazmam, sizin okumanız. Yani hareket yani eylem.


Güzel niyetlerle yola çıkan herkes onu o yola getiren yaratanın sevgisi ve desteğini görür.


En temel yasa yaratana güvenmek, teslimiyet içinde olmak. En temel yasa onunla birlikte yarattığımızın bilincinde olmak.


Onunla birlikte yaratmak... Ne güzel bir güç, ne güzel bir farkındalık.


Bırakın tek başınıza olmayı. Onunla olduğunuzu kabul ederek başlayın. Harekete geçin. Hareket sizi A noktasından B noktasına, yani istenmeyen durumdan istenen duruma taşıyacak.


Sihirli değnek; eylemleriniz, kararlarınız, kalbinizdeki inanç ve onun size verdiği tarifsiz güç olacak.


Bu güce hayranımdır. Bu güç kendimiz olma yolculuğunda bizi destekler. Herkesin bir yolu olduğunu, sonucu belirleyecek olanın seçimlerimiz olduğunu gösterir. Bu öyle bir güç ki, bize hayır diyebilme cesareti verir. Bize zayıf noktalarımızı gösterir. Hep kendimizledir mücadelemiz.


Çünkü biliriz ki, biz değiştiğimizde bir hayat kurtarabiliriz.


Biri boğulurken yüzme bilmiyorsanız nasıl faydanız olabilir ki? Ya da yüzme öğretiyorsunuz ama kendiniz yüzme bilmiyorsunuz.


İşte burada birlik yasası devreye giriyor.

Zihin; ruhun, kalbin ve dilin bir olması, aynası mı? Davranışlar! İşte bu dört şey “bir” olduğunda davranışlarınızla adadığınız şeyin ışığı olursunuz.

İçselleştirme “bir” olmaktır.


Dil ile yaratanı sevdiğini söylerken, kalben hissedebilmek, ruhen de onun aşkı ile yaşayabilmektir asıl olan. Düşüncülerinin güzeli yansıtıyor olması. . .


İşte bu da “koşulsuz sevgi yasasıdır.”


Ne güzel besler o yasa bizi. Her şeyin başı sevgi. Çünkü biz sevgiden yaratıldık. Özümüz bu!

Özümüze uygun yaşamak, bizi kendi hayat bahçemizde mutlu kılar.


Çekim yasasında ne yaptık? Sadece hayal et olsun dedik! Dediler daha doğrusu.


Fırtına dindiğinde geride kalan büyük bir hayal kırıklığı oldu. Benim üzüldüğüm taraf ise kuantumun Secret'la aynı şey gibi yansıtılmasıydı. Oysa ikisi de gerçekten birbirinden oldukça farklı. Secret ya da çekim yasası kuantumun adımlarından biri. Secret’ta kuantum yok!


Bu hayal kırıklığının sebebi, beklentimiz oldu.


Bunların en büyükleri; hayatın içinde, ikili ilişkilerde ya da para, sevgi, mutluluk gibi… Ki bunlarda aslında bir tür ilişki, değişik boyutlarda ele alınabilir. Dolayısıyla bir konuda ne kadar çok beklentimiz varsa o kadar çok hayal kırıklığı olur. Evrenin en temel yasalarından biri “koşulsuz sevgi”dir.


Bu konuda yaratanın güzel bir sözü vardır. "İyiliği Allah rızası için yap."

İşte hayal ya da sevgi ne olursa olsun, bunu sevgi düzleminde istemeli; o isteğimizin sadece bize değil tüm evrene, hayata hayırlara vesile olmasını arzu etmeliyiz.


Beklentilerden biri de güvende olmak.


Mutlu olmak içinse, zaten senin özünde olan ama senin görmediğin şeyleri görmeni sağlar yaratan.


Eğer bunu gerçekten istiyorsan, yaratan sende olanları görmen için mutluluğunu şarta bağladığın ne varsa bunlarla ilgili küçük sınavlara tabii tutar. Yahut habire hayatta ayağına çelme takılıyor gibi hissedersin.


Bu noktada her şeyi ve herkesi suçlayabilirsin. Bunun yerine bir yol daha var. Kedine dönüp sorular sormak.


  • Neyi bilmem gerekiyor?
  • Bu hayalimi neden istiyorum?
  • Nasıl gerçekleştirebilirim?
  • Gerçekleştiğinde bana ve hayata ne sağlar?
  • Bu hayal bana sevinç veriyor mu?
  • Bu istek benim yolum için hayırlı olan mı?
  • Sevinç mi, korku mu ağır basıyor?
  • İşin içinde kibir, güçlü olmak mı ya da özün saf niyeti mi var?

Ve belki başka sorular soracaksınız. Sorun, emin olun cevaplar gelecek. Siz yaptığınız her şey için en temelde hizmet etmek, fayda sağlamak, ruhsal olarak tekâmül etmek amacı taşırsanız hayalinizin ötesinde güzel amaçlara ulaşırsınız.


Emin olun kendinizi şöyle bir şey söylerken bulacaksınız: “Ben bu kadarını hayal etmemiştim. ”

İşte ödül de bu! Kendini adamak.


Küçük ya da büyük, yaptığınız ya da yapacağınız her şey için güzel bir amaç belirleyin. Mesela ben kendi kişisel gelişim yolculuğuma çıktığımda iki amacım vardı.


Birincisi yaratana hizmet etmek ve bunun için gölge yanlarımdan arınmak. İkincisi ise yaptığım her şeyde; yazılarım, eğitimlerim, seminerlerim, televizyon programlarım, insanlara “cennetin kalplerinde olduğunu, yaratanın her zaman onlarla olduklarını” verebilmek. Buna aracı olmak. . .

Böyle bir adanmışlık varsa bu niyet varken; bir yandan işin kolayına, yalanına, dolanına kaçamazsınız.


Bu anlamda, yaşamda, özellikle iş yaşamımda karşılaştığım bazı durumlarda inancımdan asla ödün vermedim. Kendimi adadığım yoldan da.


Bu yüzden başımı her gece yastığıma şükür ile koyuyorum.


Bildiğim bir şey var ki "Anlık kazançlar büyük kayıplara yol açar." Bir yerde gözyaşı alınan bir ah varsa, bunun karşılıksız kalması hak ilkeleri bakımından zaten aykırı.


Bir anlık kazanç için karma yaratmaya değmez değil mi? Çocuklarımıza ah ya da başka negatif bir durumu miras bırakmaya değer mi?


Bir hayaliniz varsa kendinize şunu sorun “Bu hayal neye hizmet ediyor? Gerçekleştiğinde ne olacak?

Hayallerin test kısmında ben şunu da yapıyorum. Sorulara cevaplar akıcı bir şekilde veriliyorsa ve hayalin devamı geliyorsa, bir iki yıl sonrası içinde size kapıları açıyorsa... O hayal bir de size sevinç, mutluluk veriyorsa eğer; o olduğu için değil, daha olmadan mutluluk duyduğunuz için. Peşinden gidin, çünkü yaratanın “olsun o halde” dediğinin işaretidir tüm bunlar.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.