Kimsin sen?



Kimsin sen?

Sen benim kim olduğumu biliyor musun?

Asıl sen benim kim olduğumu biliyor musun?

Kimsin sen?

İşte o arada bir cisim yaklaşıyor diye araya giresi geliyor insanın ya neyse.

Tartışmaların, kavgaların en baş repliği sen benim kim olduğumu biliyor musun. Bilmiyorum, bilmek istiyor muyum, hayır sağol. Bu cümle aslında her şeyi özetliyor bence, sen benim kim olduğumu biliyor musun?

E yani?

Kimsin ki?

Kimiz ki?

Mustafa Topaloğlu gibi uzaylı mıyız? Neyiz? Paralel evrenden mi geldik? Olayımız ne? Burası neresi?


Şimdi dur yere ne diye yazdı bu sen kimsin ben kimim diyebilirsiniz, doğru ben olsam ne alaka derdim. Geçenlerde bir şey oldu, bence trajikomikti, sonra da bu söz geldi aklıma, kendi kendime çok yanlış gelmişsin İdil sen dedim. Bir telefon konuşmasında ki aradığım yeri biliyordum, kiminle konuştuğumu da, bir sorum üzerine karşımdaki kişi siz kimi aradığınızın farkında mısınız, burası ....'nın ofisi dedi. Birkaç saniye kaldım, e ne olmuş ki yani dedim, cevap veremedi. Demet Akbağ tonlaması ile hadi size iyi günler diyip kapattım. Sonra dışarı çıktım, dolmuşta sen benim kim olduğumu biliyor musun yine oradaydı.


Kimiz? Gerçekten arkadaşım yani, kimiz? Neden bu cümleye bu kadar takılıyız? Çok mu önemli? Yıllardır kompleks ve kornfleksle ayıramadık gitti be güzel ülkem, güzel ülkemin güzel insanları!


Kim olduğumuz, ne yaptığımız, titrimiz, mesleğimiz bu kadar mı önemli? Mesela benim için o kadar önemli değil, sanırım hiçbir zaman da olmayacak! Sokakta, işyerinde, markette, kasapta, telefonda nerede olduğu fark etmez istisnasız her tartışmada sen benim kim olduğumu biliyor musun başrolde. Karşımızdakinin kim olduğunu bilmek yerine kendimizi bilsek olmuyor mu?


Mesela adım idil, yaşım 32, kalbimin çiçeğini İstanbul'dan getirdim. En büyük hayalim bir koalaya sarılmak ve bir fille yüzmek. Bir kedim var, adı Pamuş. Nilşeker Sultan'la yaşıyorum, yazıyorum ama öyle pek de ahım şahım değil. Bak basit işte, form doldurur gibi, ad soyad yaş memleket meslek hobiler. Anket defteri doldurduğunu farz et, en sevdiğin şarkıcı, en sevdiğin yemeği filan da söyleyebilirsin yani. Bu kadar basit. Hani yolda bir beş dakikanız alabilir miyiz diyen anketörler gibi. Anlattın bitti, bu görüneni, sonra yavaş yavaş çocukluğa iniyoruz. Tamam tamam inmiyoruz, Freud olmayalım ne olur, zaten her köşe başında bir analiz yapan var!


Ama en azından sen benim kim olduğumu biliyor musun yerine yeni şeyler uydurabiliriz. Buna inanıyorum.


Ama yine de birbirimizi yemeyelim, bak bahar geldi, çiçekler filan.



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.