Hava Raporu
Parçalı bulutlu, yer yer gök gürültülü ve sağanak yağışlıyım bugünlerde. Kuşlara, kedilere, köpeklere, annelere, çocuklara, bebeklere, babalara herkese ayrı ayrı üzüldüğüm, ayrı ayrı içimin parçalandığı günler. Blues gibi ama değil gibi de. Ne olduğu belirsiz, kafam her daim karışık, ruh halim meymenetsizden hallice, yuvarlanıp gidiyorum.
Geçen haftada dediğim gibi İdil cephesinde değişen bir şey yok, hayat olağan şekilde seyrediyor, bir uzay gemisinde olup seyir defteri yazsam yıllar sonra okusalar kesin nefret ederler, o derece bir sıkıcılık hakim hayatıma. Evet tamam hepimiz sıkıcıyız, ay yok ben değilim, hoy çok eğlenceli hayatım ya böyle renkli filan diyen canlarım emin olun sizin de sıkıcı da kimse demiyor ama benim sıkıcılığım kendini aştı. Öyle böyle değil, tarifi na mümkün. Kafamın üzerindeki kara bulutları söylemiyorum bile.
Çizgi filmlerde olur ya hani kafasının üstünde bir bulut vardır ve sadece ona yağmur yağıyordur hah işte bu aralar benim de öyle. Kafamda bulutlar, yer yer gök gürültü yer yer sağanak, hatta bazen karlı karışık yağmur şeklindeyim, Why does it always rain on me yani hafız niye ben, yağmur yağıyor şemsiyem yok ya öf fon müziğim. Parçalanmaya gelince, Halil Sezai’nın küçültülmüş versiyonu, saçlar hariç, kimse onun saçına erişemez. Sakala değinmiyorum bile.
Havalardan olsa gerek ki malum yurdum insanı gibi her şeyi havaya bağlamayı çok severim, bu aralar bir nane mollayım okuyucum. Aranızda terapist olan var mı? O da yoksa bisküvisi olan? Şaka şaka, terapist filan istemem. Bir yağmur yağsa kendime gelirim inanın ki. Şubat ayının ortasında tshirtle gezmek sadece Ekvator’da güzel ya da Afrika’da. Amma şikayetçisin be İdil, bir şeyden de memnun ol diyebilirsiniz ama ne bileyim havaya dahi üzülüyorum işte. Dedim ya parçalı bulutluyum, parçalanıp duruyorum diye.
Mesela kediler bulanık görüyor, köpekler aç kalınca kuşların ekmeklerini yiyor, anneler babalar hastane kapılarında uyutulan çocuklarını bekliyor. Hayat çok loy loy çok absürt evet ama biraz burkuyor beni bu aralar. Havadan havadan diyip geçiştiriyorum, başka şeylerle ilgilenmeye çalışıyorum. Ama küçük hafıza böcekleri saklandıkları yerlerden en çok geceleri çıkıyor, burnunun direğini sızlatıp gözlerini yakıyor, oluyor böyle şeyler. Başka şeylerde, başka yerlerde oyalanmaya çalışıyorsun ama kafan hep bir karışık.
Netlik olmak lazım azizim diyorsun.
Oldu oldu, olmadı bir çay içeriz diyorsun sonra da.
Demişken, bir çay koysanıza sevabına?
YORUMLAR