Hiç daha büyük bir evinizin olmasını istediniz mi?
Şimdiki evinize sığamadığınızı hissettiğiniz anlar oluyor mu? Geçenlerde okuduğum “Yavaş” isimli kitabın yazarı BrookeMcAlary müstakil evlerindeki garajın bir önceki taşınmalarından gelen kolilerle dolu olduğunu anlatıyor kitabın bir yerinde. "Taşınırken kesin lazım olur" diye... Bir sonraki eve götürülmüş ama orada uzun zaman kapağı bile açılmış bir sürü koli. O kadar çok ki garaja araba bile giremiyormuş.
Bir süre sonra yazar ve eşi evin parça parça üzerinden geçiyor, bu kolileri de açıyor ve büyük kısmını veriyor, bağışlıyor, geri dönüşüme atıyor ve sonunda garajı boşaltıyor. Sonunda ise bu alanın hiç gerekli olmadığını fark ediyorlar ve garajı yıkıp ailece keyifle vakit geçirebilecekleri bir bahçeye dönüştürüyorlar.
Sığamadığımız alanlarda sorun belki de mekânda değil de eşya çokluğunda olabilir. Ben yaşam için ferah alanları seviyorum. Verimli depolama alanları da benim için çok önemli ama her yeri bir dolapla çevirmekten hoşlanmıyorum. Taşındığımızda mutfağımızdaki boş duvarı gören herkes buraya hemen bir dolap yaptırmamı önerdi, mutfağın genişliği orada bir dolap ünitesini daha kaldırabilecek bir büyüklükteydi ama ben dolaplara baktım, eski mutfağımdaki dolapları düşündüm ve saklama alanının eskisiyle aynı olduğunu görünce yeni bir alan yaptırmadım. Biliyordum ki yeni bir alan daha yaptırmak bir yerden sonra o alanı da doldurmamıza neden olacaktı.
Size de kendinize şunu sormayı öneriyorum:
Mevcut saklama alanlarımız bize yetmiyorsa ekleme yapmadan önce ikinci kez düşünelim. Neden derseniz; saklama alanımız genişledikçe eşyalarımıza daha çok tutunuyor, karar vermeyi erteliyoruz. Ama daha küçük (anahtar kelimemiz: denge) saklama alanları bize neyi önceliklendireceğimiz konusunda ışık tutuyor.
Mesela Mutfak: kiler dolabım yok ama 2 çekmecem var. Kavanozlarda ve birkaçı da kendi paketinde olan bakliyat, kuruyemiş kuru meyve ve baharatlar bana yetiyor. Daha fazlası olsa olmaz mı? Belki yukardan aşağı raflı bir kilerim de olabilirdi. Ama benim kullandığım malzemeler çok standart, daha fazla yerim olsa aynı malzemelerin stoklarını koyardım herhalde. E aldığım şeylere çok şükür kolaylıkla ulaşabildiğim için stoklara da gerek yok. Şu haliyle her gün kullandığımız malzemeler ve bir iki de ekstra şey ile güzel bir çeşitlilik var. Eski evimizde bu malzemeler için iki rafımız vardı, o zaman kavanozlar pek bir sıkışırdı, o da azdı mesela. Ama şu anda mutfakta alan olsa da ek bir dolap istemiyorum.
Mesela Bazalar: Karyola alırken bazasız model bulmakta zorlandım. Herkes bazalı istediği için sektör de o yönde gelişmiş. Neyse ki sonunda içimize sinen bir model bulduk. Bazalı alsam olmaz mıydı? O zaman elime gelen “fazlalıkları” bunlarla ne yapmam lazım, gerçekten kullanıyor muyum diye sorgulamaz, bazaya kaldırırdım. Bunlar benim kendimden örnekler, herkes için bu sekilde geçerli olmak zorunda değil. İstanbul’da değil de mevsimlerin yaz kış çok değişim gösterdiği bir yerde yaşasam belki bazalı bir yatak seçer ve çok kalın kışlıkları öyle muhafaza etmek isterdim. Ya da merkeze yakın bir yerde oturmasam, alışverişi çok daha az sıklıkla yapıyor olsam gerçek bir kilere ihtiyacım olabilirdi.
Sizin dolaplarla aranız nasıl?
YORUMLAR