Ağla çocuğum açılırsın...

Geçtiğimiz günlerde telefonuma yine o meşhur ve bir türlü engellenemeyen otel tanıtımı mesajlarından birisi geldi. 3 gece 4 gün bilmem ne derken özellikle 0-12 yaş ücretsiz kısmını görünce zaten silip engellediğim mesajı şimdiye kadar görülebilecek en ciddi hızla silip yok ettim. Düşünsenize, tüm sene o 1 hafta veya 10 gün tatil yapacağınız vakti bekliyorsunuz ve o fırsat bu fırsat diye gittiğiniz indirimli otelde bedava diye her yerden ağlayan bağıran çocuklar çıkıyor... Bence mesaj tacizcisi oteller bunu iyice bir düşünmeli, bu insana hiç cazip gelmiyor.


Herkesin bildiği, konuştuğu bir şeydir bu; Türk çocuğu ağlaması ile meşhurdur. Sadece ağlamak da değil, çığlıklar ve bitmeyen “anne” seslenmeleri... Etrafta karşılaştığımız bu gürültülere yaptığınız her isyan “anne olunca görürsün” klişesi ile de noktalanır. Kolay değildir çünkü çocuk büyütmek ve siz o çocuksuz, kafanız rahat halinizle asla bir anneyi eleştiremezsiniz... Size ilk söylenen şey “senin çocuğun var mı” ikinci söylenen de “çocuk bu ne yapayım” gibi ve benzeri isyanlardır. Evet ben de ne yurtdışında ne de ülkemizdeki yabancı ailelerde bizimkiler kadar çığlık atan, laf dinlemeyen çocuk görmedim. Tabii ki bu yok anlamına da gelmiyor, elbette vardır ve zaten olmaması çok saçma olurdu bana göre. Bizimkiler arasında da gayet laf dinleyen saatlerce ağlayıp bağırmayanlar da var şüphesiz. Sorun şu ki bu sakin çocuklu olanların hiçbirisi tatile çıkmıyor sanki. Şimdiye kadar bana hiç aksi denk gelmedi en azından, bunu söyleyebilirim. Sahilde, otelde mutlaka saatlerce ağlayan bağıran çocuklar oluyor. Mesela ailem 10 yıl boyunca otel işletti ve orada gördüm ki ağlamayan çocuklarımızın soyu tükenmek üzere...


Her yaz mutlaka evimizin çevresindeki apartlara ve kiralanan evlere insanlar gelip gider. Abartı değil bu, istisnasız 10-15 kere tam 1 hafta boyunca ağlayan çocuklu aileye denk geliriz. Mesela şu an hem karşımızda hem de yanımızdaki tatilcilerin hiç susmayan çocukları var. Bu çocuklar gerçekten hiç susmuyorlar ve ben anlamıyorum bir aile çocuğunun hiç susmamasını nasıl sağlayabilir. Çünkü bakıyoruz, anne baba gayet rahat, çocuk çığlık çığlığa ve bağırmaktan yüzü kızarmış. Soruyoruz, hasta mı çocuğunuz bir sıkıntısı mı var, hani yardım edelim diye... Anında o klasik cevap “çocuk bu, herhalde ağlayacak...” Ve siz, eğer evinizde bir çocuk yoksa veya çocuk yapmamış insanlarsanız susacak ve o çığlığa alışacaksınız, o kadar. Aslında bu sorunun tek bir cevabı var çoğu zaman; “çocuğum şımarık ve benim umurumda değil, ben bunu yıllardır çekiyorum sen de 1 hafta çekiver ne olacak” tır. Gerçekten mülayim ailesi ne yaparsa yapsın bağırıp çağıran ve ağlayan çocuklar haricinde tüm ailelerden aynı tepki geliyor, çocuğunun sesine laf ettiğiniz an anında sizinle tartışmak istiyorlar. Aslında kendileri de bu durumdan hoşnutsuz oldukları ve asla kurtulamayacakları için, sinirini etraftan çıkarıyorlar...


Yine çığlıklı bir sahilden başka bir çığlıklı yemeğe geçtiğimiz bir günde, anneme sordum “ben de böyle miydim” diye. “Öf hem de ne fenaydın” dedi. Ağlamaktan ziyade, sürekli bağırıp çağıran ve kavga eden bir çocuk olduğum için annem benimle çok uğraşmış. Peki insanlar benden rahatsız olunca ne yapıyordun dedim, “çok utanıyordum” dedi... Sanıyorum aradaki fark da bu, yani şimdiki ağlayan çocuklarla bizim aramızdaki fark. Annem benim gibi kabus bir çocukla mücadele verirken etrafı rahatsız ettiği için utanıp, beni o ortamdan uzaklaştırıyormuş, kimseyle “çocuğun olursa görürsün” gibi bir kavgaya girmiyormuş. Büyük ihtimalle benim jenerasyonum bu yüzden etrafımızda saatlerce ağlayan ve umursanmayan çocuklara karşı duyarlıyız. Bizim ailelerimiz “çocuk bu, herhalde yapacak” insanları değillerdi, çocuğu başkalarını rahatsız ediyorsa sorunu kendilerinde arayabilecek insanlardı...


Siz kendinizi ideal anne baba olarak görüp çocuk yetiştirmenin ne kadar zor ve kutsal bir görev olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Ama unutmamalısınız ki etrafınızdaki insanlar çocuklarınızın şımarıklıklarına katlanmak “çocuk bu” deyip geçmek zorunda değil.


Bin bir hesap yapıp istediğiniz burca denk getirerek doğurduğunuz çocuklar ne yazık ki elin gezegenine değil, size benziyor, bundan kaçışınız yok...




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir tespitlerimi magduriyetlerimi birebir okudum.kaleminize saglık
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.