Annelik, en vahşi şey

Ne zaman karnı burnunda bir kadın görsem, benzer hisler peydah oluyor. Acımayla karışık bir anne şefkatiyle "ah canım, vah zavallıcık" diye dünyadan bi haber başını okşamak istiyorum.


Dünyada insan hayatına büyük anlam katan, lakin hayatından çıksa büyük ferahlık sağlayacak iki ilişki var: Kadın-erkek ilişkisi ile anne-çocuk ilişkisi.


Bana sorarsanız ikisinin de neresinden bakarsanız bakın irrasyonel seçimler. Hepimizin üzerine bir rasyonalite çökse ve sanki emlak alıyormuşçasına oturup soğuk kanlı bir şekilde duygusal değil somut artılarını eksilerini hesap etsek, dünya üzerinde kaç tane evli çift kalır bilinmez. Ama insan ırkı dünyadan silinir, ona şüphe yok.


Ama bunu yapmıyoruz, çiftleşmeye ve üremeye devam ediyoruz. İnsan doğasının en hayvani, en yabanıl yanı hepimizin içinden bir gün çıkageliyor. Milyonlarca yıl önce karanlık bir mağarada ne yaşanıyorsa; Nişantaşı’ndaki apartman dairesinde o yaşanıyor.


Arkadaşım ne kadar haklı, çocuk sahibi olmak ne kadar da doğal bir şey. Bir seçim bile değil. Kurulmuş bir saat gibi güdülerimizle doğal olarak yöneldiğimiz bir yer.

İnsan ister istemez doğal olanın rahatça akıp gideceğini, güdülerinin sana yol göstereceğini varsayıyor.


Peki neden olmuyor?


Eğer çocuk sahibi iseniz şu iki duygunun tadına bakmamış olmanız mümkün değildir. Yetersizlik hissi ve vicdan azabı. Yapmak için doğduğumuz bir işte insan kendini nasıl ve neden yetersiz hisseder ?


Yeni doğum yaptığı dönemde insan bu durumdaki tek annenin kendisi olduğunu zanneder. Dünyanın geri kalanı için annelik bir su gibi akıp gitmektedir.


Anne-çocuk yazarı olunca; eş, dost, tanıdık tanımadık bu yeni çocuk sahibi olmuş bi çare kadın güruhundan insanlar sizi arar bulurlar. Hepsi sözleşmiş gibi ne kadar yetersiz hissettiklerini anlatırlar. Buralarda sanki hep bir hesap hatası vardır. Bu kadar hırpalanma ve çırpınma sanki eşyanın tabiatına uymaz.


Gün gelir İstanbul trafiğinde sıkışıp kalmak sizin için evde olmaktan daha dinlendirici bir hal alır.


İçimizde olduğunu varsaydığımız donanım, ihtiyaç anında nerededir ?


İçimizdeki donanım yarı yolda bırakınca, meseleye; herhangi bir meseleyi halletmeyi öğrendiğimiz gibi yaklaşmak kaçınılmaz olur. Dinmek bilmeyen bir entelektüel mücadele başlar.


İyi bir anne nasıl olunur, neredeyse hepimiz artık ezberden biliyoruz. İş uygulamaya gelince kocaman bir kaosla karşılaşıyoruz. Hiç istenmeyen yerlerde sesler yükseliyor, olmayacak yerde gerilim artıyor.


Hiçbirimiz bu zorlanmada yalnız değiliz. Çözüm içindeki annelik malzemesi ile uğraşmak, ne hissettiğine biraz daha yakından bakmak.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.