Postlara gelen kızgın yorumlar

Sosyal medyanın kaderidir, kızgın yorumlar. Yazarlar en çok okunmak isterler. Kuşkusuz sevilmek de isterler ama sevilme isteği okunma isteğinin çok çok gerisinde gelir. Bir yazara verebileceğiniz en büyük ceza, onu eleştirmek değil, okumamaktır. Eleştirinin içinde yazarlar beğenin içinde buldukları hazzın benzerini bulurlar. Bir metnin mahareti okurunda güçlü hisler doğurmasından belli olur. Makale yazmak ise sosyal medyanın sayesinde biz yazarlara ve okurlara başka bir tür okur-yazar ilişkisi yaşatıyor. Benim çok sevdiğim, zevk aldığım, beslendiğim bir ilişki.


Yorumlara gelen kızgın mesajlara hiç kızmam. İyi yazı duyguları her yönden harekete geçirir. Bazen gelen olumsuz yorumlardan görüyorum ki bir taraf olma, karşı karşıya gelme hali var. Takım tutar gibi pozisyon tutma.


Benim kafam düşünce kalıpları ve tutumları sarsmaya yönelik çalışıyor. Neden bilmiyorum. Bunu yaparken de saldırgan değil ama provakatif. Neden? Hiçbir fikrim yok. İçimde bir anarşist, motosikletli deri ceketli bir çete lideri var. Başka işlere giriştiği gibi buna da girişiyor.


Bir meyve ağacını tutup sallar gibi fikir ve tutumları sallamak ve yere düşen meyvelere hayretle bakmak. Bu yazılar bundan ibaret. Kafamın içindeki hayatı anlamaya çalışan, kendi kendiyle beyin fırtınası içindeki ses. Yazarak salladığım şeylere ben de tabiyim. Her ağacı salladığımda kendimden birkaç parça düşüyor. Onlara da hayretle bakıyorum. Zaten galiba o parçalar düşsün diye sallayıp duruyorum. Yani bir şeyi sallayıp sarsmak, beni ondan bağımsız yapmıyor. Onu aşmış yapmıyor. Ötesine geçmiş yapmıyor. Tam tersi yazdığım şeye dâhilim. Yazı, hep çektiğiniz kişisel bir karın ağrısı.


Psikanalizde negatifi üstlenmek diye bir kavram var. Özellikle grup dinamiğinde ortamdaki negatifi hep birileri üstlenir, hâlbuki bu negatif gruba aittir bireysel değildir. Biri sadece ses vermiştir. Benim tutup salladığım ağacı başka bir yerinden tutup sallarlar.


Bu hal iki kişi arasında sen/ben e dönmeye, hepimizde var olan ego yapısını tetiklemeye, haklı olma isteğini körüklemeye, rekabete girmeye müsaittir. Bu halleri hortlatmak ister yorumlara “iyi huylu görmezden gelme” uygularım. Varlıklarını görürüm ve dikkatimi başka yöne çeviririm.


Ben de arada başkalarının postlarına olumsuz yorum yazıyorum ???? Ve emin ki zaman zaman rekabete girer, tetikler halde oluyorum. Biri bu halde olduğunda diğerimiz bunu beslememekten sorumluyuz. Burası ortak bir ruhsallık alanı, bir şeyi beslemenin en iyi yolu nasıl ona dikkat vermekse, teşvik etmemenin en iyi yolu da dikkat vermemek. Dikkat her şeyin benzinidir.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir insan "oldum" demeden önce 40 kere düsünmeli
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.