Bitmeyen un, asılamayan elek yapmışlar 

Son günlerde sosyal medyada yaşlanmayla ilgili son derece “ilham verici” içerik paylaşılıyor. Yavaş yavaş Amerika’dan gelen dizi içerikleri de aynı çerçevede ilham verici, ilham verici şekillenmeye başladı.


Malumunuz insanlar gelişmiş ülkelerde ortalama 80-85 yaşına kadar yaşamaya başladılar. Hal böyle olunca insanlar ilk kez yaşamlarının büyük bir kısmını yaşlı olarak geçiriyorlar. İnsanoğlu tüm varoluşu içinde uzun yaşamadığı için yaşlılık hiç bu kadar hayatının majör bir parçası olmamıştı.


Peki bu içeriklerdeki 'ilhamlar' nasıl ilhamlar?


Scoter’a binen 70 yaşında kadınlar, gym’de deli gibi kas çalışıp podyuma çıkan 80 yaşında erkekler, sil baştan iş kuran 78 yaşında babaanneler, vibratör kullanan cinsel açıdan son derece aktif 80 yaşında kadınlar...


Bütün bu 'ilhamlar' benim kalbimde bir sıkışma, tansiyonumda bir düşme yaşatıyor ve ilham değil pis kokular almama neden oluyor. Yukarıda bahsettiğim insanlar yaşları ilerlese de 20’li yaşlarındaymış gibi ihtirasla yaşamaya devam ediyorlar. Ve tabii ki üretmeye ve tüketmeye de. Sahneden çekilmiyorlar, bizden geçti demiyorlar... O gençliğin haldır haldır yaşama, başarma, kotarma, yırtma halleri tam gaz devam ediyor.


Yaşlılıkla geçen yılların uzamasının insanların yaşlılığı tecrübe etme şekline yansımasını anlıyorum. Ama yaşlılıkla gelen; bizden geçtilerin, emekli olmaların, el ayak çekmelerin, hafif tombikleşmelerin bir erdemi vardır. O 'bizden geçti' bir bırakma, olma ve oldurma yükünü yeni nesillere devretme halidir. Ununu eleyip, eleğini asmak harika bir tabirdir ve bana göre o günü insanın dört gözle beklemesi icap eder. Ununu eleyip, eleğini asınca yeni bir kapı açılır. Sükunet, telaşsızlık, yavaş ve kendi halinde bir yaşam demektir. Kazak örmek, gündüz televizyon seyretmek, kağıt oynamak, torunlara göz kulak olmak, dedikodu yapmak demektir. Telaşsızca, sakince yaşamda açılan boşluğa yerleşmek, tembelleşmek demektir.


Şimdi tüm bu bize pompalanan içeriğe bakıyorum ve açıkçası korkuyorum. Çünkü belli ki yok artık öyle ununu eleyip, eleğini asmak! 75’inde baştan iş kuracaksın 80’nin de model olacaksın... Cinsel yaşamın her nasılsa hiç bitmeyecek ölene kadar tam gaz çiftleşmeye devam edeceksin. Yaşam giderek daha fazla, daha uzun bir maraton haline geliyor. Çuvalın içi hayat gailesi ile ve genç olmaya ait haller, ihtiraslar, hırslar, iddialarla dolu. Artık unlar eleniyor, eleniyor çuvalın sonu gelmiyor.



Bunun nesi size ilham veriyor merak ediyorum? Bu dibi görülmeyen çuvalın, nesi iyi? Yaşam un elemekten fazlası değil mi?

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.