Neden doktorun dediğini yapmıyorsun anne?
Çocuk dediğin mizacı ile doğuyor. Sonradan ekle çıkar bir şeyler oluyordur ama doğduğu gün getirdiklerinin ağırlıklı olarak etkili olmaya ömür boyu devam ettiğine inanmadan edemiyorum.
Zira elimde kendi yetiştirmiş olduğum bir çocuk var. Altı yaşında ve birlikte seyahat etmekte zorlanıyoruz. Benim evladım kurallara uymayı, tedbirli olmayı, planlı programlı olmayı seviyor. Ben sevmiyor muyum yoksa başka bir şey mi artık bilmiyorum ama ben genel olarak yukarıda sayılan alanlarda en zayıf halkayım. Birlikte seyretmeye doyamayacağınız bir ikili oluyoruz. Hele ki seyahat ederken.
Yaz başında bir grup arkadaşımızla birlikte tatile gittik. Benim havaalanındaki rutinim, havaalanına muhakkak geç gitme, azıcık erken gidildiyse biniş kapısında değil kafede orada burada takılma, biniş sırasına asla girmeme, son dakika sıra bitince kapıdan geçme vs. Ladin’i bu rutin ifrit etti. Sanırsınız çocuk 6 yaşında değil. Sonunda masaj koltuğundan kaldırıp beni zorla boarding sırasına soktu. Vay efendim, herkes sırada bekliyormuş, biz de bekleyecekmişiz...
Olaylar bununla da bitmedi. Ladin gitmeden hastalandı. Doktora götürdük “iki gün denize girmesin ama tatile gidebilirsiniz” dedi. 24 saat içinde Ladin’in ateşi düşüp enerjisi yerine gelince, ben “hadi atla denize” dedim. Ladin, “daha iki gün olmadı, girmem. Doktor iki gün dedi” dedi. Hava 40 derece, sahildeyiz, takribi 10 çocuk - on beş yetişkin kendisini kızgın kumlardan serince sulara atıyor... Ladin kenarda bir karış surat oturuyor. İki gün oturup bekledi. Bana da “neden doktorun dediğini yapmıyorsun anne!” diye isyan etti. 48 saatin dolmasına bir kaç saat kala zar zor suya soktuk.
Market sahibi bir yere kadar gitmiş, şnorkeller marketin önünde dizili duruyor. Alışveriş ede ede, markettekilerle iyi kötü tanıdık olmuş. Ladin şnorkel yapmaya can atıyor. “Gel şunlardan bir tane alalım, dönerken parasını veririz” dedim, tabii ki asla kabul edilmedi. On beş dakika istişare ettik. Katiyen olmaz diyerek o gün yapmaya can attığı şnorkelden vazgeçti.
Bu örnekleri sayısız sayfalar boyunca devam ettirebilirim. Bir doktor, öğretmen bir kural koymayagörsün. Ladin, o kurala uymakta bir markadır.
Takdir edersiniz ki ben de kuraldan yana biraz rahat bir anneyken zamanla kural denen şeyin mucizevi etkisini ister istemez kullanmaya başladım. İtiraf etmeliyim ki baktım işliyor, “kural böyle” deyip geçiyorum mizacımla ters düşen bir pragmatizm içine düşmüş durumdayım.
Çocukların karakterlerinin 0-6 yaş arasında oturduğu söyleniyor. Geçirdiğim son altı yıl ise bana çocuk dediğin tamamen karakteriyle doğuyor dedirtir oldu. Kız ve erkek çocuk arasındaki farkların toplumun cinsiyetçi olmasından kaynaklandığı inancım ise bir hayli çöktü. Bu top ve arabanın erkeklerin hangi ilkel ihtiyacına denk geldiğini merak etmeden edemiyorum. Erkek çocuk annesinin karnından bir elinde top bir elinde araba doğuyor.
Ne yalan söyleyeyim, sorumluluğu üstümüzden bir parça aldığı için bu teorimi ayrıca seviyorum. Çocukla ilgili olumlu olumsuz her şeyin ebeveynin aynası olduğu inancının altında ezilinen bu devirde, kontrolün tamamen elde olmadığını bir kez daha anlamak içime su serpiyor.
YORUMLAR