Psikoterapi ticarete dönerse
Türkiye’de iyi psikolog/psikiyatrist bulmak altın bulmaktan daha zor. Bunu hem uzun yıllardır psikologlara psikiyatristlere giden biri olarak, hem de iki sene kadar bu sektörde idari kısımda çalışmış biri olarak söylüyorum.
Üstelik artık bu sadece bir kalite düşüklüğü meselesi de değil. Psikoterapiye olan ilgili de ihtiyaç da her geçen gün katlanarak artıyor. Bu artış ne yazık ki insan ruhuyla çalışılan bu işi de acımasız bir ticarete dönüştürdü. İşini iyi yapanı tenzih ederim. Ama her gün bazı psikoterapi merkezlerinde tabiri caiz ise “kelle” sayımı yapılıyor. Bir psikoloğun başarısı “elinde tuttuğu” danışan sayısıyla belirleniyor. Danışanı seansa çekebilen elinde tutan psikolog daha çok para kazanıyor, daha makbul oluyor. Ay sonunda istatistiklerde iyi duruyor. Kimsenin o seanslarda ne olduğu ile ilgilendiği pek yok. Birçok psikolog için ayaklı 250 lira olarak danışanlar ortada geziyor.
Bir gün bana ünlü bir psikiyatrist “Bunlara (danışanlar) kendisini biraz iyi hissettirip yollayacaksın, geri gelecek. Bunlar (psikologlar) bunu niye beceremiyor anlamıyorum” demişti ve ağzım açık kalmıştı.
Ne psikolog ne psikiyatristim. Bahsettiği şeyin bir tür müşteri ilişkisi yönetiminden başka bir şey olmadığını, yaraları sarmak, derine inmek, şifalandırmakla ilgisi olmadığını bilmek ne yazık ki uzmanlık gerektirmiyor.
Bilen bilir Psikiyatrist Cem Mumcu aynı zamanda Okuyanus Yayınları’nın sahibidir. Bir dost sofrasında Cem’e bir arkadaşı, “Abi çok satar, iyi kazanırız” diye bir kitap yayınlaması tavsiye etti. Cem de, “oğlum uyuşturucu ticareti yapsak da iyi kazanırız. Onda daha çok para var” diye şaka yaptı. Hepimiz kahkaha attık.
Sohbetin devamı şu minvaldeydi:
“Sırf para kazanmak peşinde olacaksak, neden kitap basıp duruyoruz? Para kazanalım ama işin başında neden bu işi yaptığımızı unutmayalım.”
Yayıncılık için alayla söylenen bu durum en ağır şekilde bugün psikoterapide yaşanıyor. İşini hakkıyla yapan herkesi tekrar dışarıda tutarım. Ama bazı psikiyatristler/psikologlar neredeyse uyuşturucu ticareti yapar tavırla psikoterapi yapar haldeler.
Ruhunu avuçlarına bırakan danışan karşısında o kadar güçlü bir pozisyondalar ki hunharca bu gücü suistimal ediyorlar.
Seansta danışana bir şey satmaya çalışanını, iş bağlamaya uğraşanını bile gördüm.
Etrafınıza bir bakın, herkes psikologlarda psikiyatristlerde ama şifa bir türlü gelmiyor. Avuç avuç ilaç, küçük bir pansuman... Ameliyat olan da yapan da yok.
Böyle olunca insanlar ya çaresizlikle suistimal edile edile terapinin içinde kalıyor. Ya da süreçten tamamen çıkıyor.
Düşe kalka sektörün kirli yüzünü içerden göre göre kendi adıma kendime bir doğru yol buldum. Size tavsiyem diploma ve ünvandan ziyade tavra bakın. Söylenenden çok yapılanı görün. Buram buram ticaret kokan, birkaç seansta çözüm vadeden merkezlerden uzak durun. Ama sizin için şifa olacak terapisti, terapi yöntemini aramaktan da vazgeçmeyin.
Kıblesini kaybetmiş psikiyatristlere ise küçük bir sır ve müjde vermek istiyorum:
“Uyuşturucu ticaretinde daha çok para var”.
YORUMLAR