Hakettiğin bayram senin olsun Türkiye

Bugün bayram. Hadi adlı adınca yazalım. Ramazan Bayramı. Diğerini sevenler için de Şeker Bayramı diyelim. Herkes bayram olduğunu bildikten sonra adının ne önemi var. Kutla gitsin. Kutla gitsin de dermanı kalan var mı kutlama için, onu bir sormak lazım. Şöyle hemen birkaç gün geriye bakalım.


Daha geçen hafta İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki saldırıyla ciğerimiz yandı yine. Kimimiz öldü, kimimiz yaralandı, kimimiz de hayatta kaldı. Hayat piyangosu. Size de çıkabilirdi. Bu kez çıkmadı. Ama şanslı olduğunuzu hissettiğinizi falan sanmıyorum.


Saldırı sonrası açıklamalar malum. Siz istediğiniz kadar yırtının. Sorumlu arayın. İstifa bekleyin. Hepsini geçtim. Hafif bir utanma, yanaklarda bir kırmızılık, bir nebze de olsa pişmanlık. Var mı göreniniz? Peki ne yapıldı? Bütün dünya bizim topraklarımızın bağrında patlayan bomba yüzünden ölen insanlar için anma törenleri düzenlerken gittiler, köprü açtılar. Üstelik Başbakan Binali Yıldırım’ın, "Bugün burada bayram havası yaşıyoruz" sözleriyle. Daha ölen insanların kanları bile kurumamışken. Söylerken içim acıyor ama söylemek zorundayım, parçalanan insanların birçoğunun kimlik teşhisi yapılmamışken. Kutlama günü toplamda 10 şehidin olduğu haberi herkesin dilindeyken. Aceleniz neydi, diyesi geliyor insanın. Ama aslında hepimiz cevabını biliyoruz. Her terör saldırısıyla, her şehit haberiyle açılış ertelemeye kalksalar, hiçbir icraatlarının(!) açılışını yapamayacaklar. Hele bir de ota boka açılış yaptıkları düşünülürse. Hiçbir şey olmamış gibi davranma pişkinliğini göstermeleri bu yüzden.


Şu kıyası yapmakta yarar var. Belçika’daki bombalı havaalanı saldırısı ardından havaalanı on gün süreyle kapalıydı. Olay yerinin incelenmesi dışında, havaalanı çalışanlarının ruh sağlığı da gözetilerek alınmıştı bu karar. Bir de o psikolojiyle uçmak durumunda kalan pilotların yolcuların hayatını nasıl riske atabileceğini de hesaba katarsanız, ne kadar isabetli olduğu apaçık ortaya çıkar.


Bizde ise beş saat sonra her şey normale dönmüştü. Uçaklar seferlere başladı. Yeni yolcular geldi. Kalkış ve iniş izinleri verildi. Olay yerine ne oldu peki? Ne olacak, süpürdüler. Bir kez daha senin, benim, bizim, ülkemizin hayatını, geleceğini, sanki bir pislikmiş gibi apar topar süpürdüler. Bir de hemen ardından, üç muhalefet partisinin ayrı ayrı verdiği patlamanın araştırılması önergelerini de oybirliğiyle reddettiler.


Şimdi kutlamanızı siz seçin. Sevdiklerinize sarılıp acılarınızı biraz olsun hafiflettiğiniz abartısız, sağduyulu, yas dolu bir bayram mı kutlamak istediğiniz, birkaç şuursuzun göbek atıp selfie çektiği, üzerinden pespayelik ve samimiyetsizlik akan Binali Bayramı mı? Nasıl ki her halk hak ettiği gibi yönetiliyorsa, bayramı da hak ettiği gibi kutlanır. Hangisi senin bayramın Türkiye?

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.