Evet evet evet! Yo, hayır hayır hayır!
Ne enteresan günler. Hani Fukuyama’nın Soğuk Savaş’ın bitmesinden sonra dünyayı anlama çabasının ürünü olan “tarih bitti” tezi var ya, sanki bugünler için söylenmiş gibi. Hatta özellikle Türkiye için söylenmiş desek abartmış olmayız. Zira tarih bitti. Kim bitirdi? Biz bitirdik. Başlama değil bitirme konusunda mahir şu çılgın Türkler. Evet, bitirdik. Ne yazacak tarih? Daha doğrusu ne yazsın? İki bin küsur yılında Türkiye’de yapılan ve neresinden bakarsanız bakın tek adamlığın oylandığı referandumda, evet kampanyası Rıdvan Dilmen önderliğinde başladı, mı desin? Tarihe acıdım şu an.
Açıkçası video güzeldi. Rıdvan Dilmen anneanne evi sıcaklığı taşıyan sarı koltuğunu çağdaş resmin doruklarında kırmızı bir tabloyla kombinlemiş, sözleriyle Fenerbahçeliler’e, sübliminal mesajıyla da Galatasaraylılar’a sesleniyordu. Siyah ceket kazak ve beyaz sakallarla da sanki Beşiktaşlılar’ın gönlünde taht kurulmak istenmiş gibiydi. Ve o sırada tarih ağlıyordu.
Ortayı Şeytan Rıdvan yaptı. Sağ kanadın en sağından yapılan bir ortaydı bu. Ve mesaj netti. “Güçlü bir Türkiye için evet ben de varım.” Ancak tarih yine ağlıyordu. Çünkü güçlü Türkiye mesajını fütbol (l ince okunacak) tarihimizin en naif adamı veriyordu. O kadar naifti ki, neredeyse aldığı her darbeden sonra sakatlanarak tam on üç defa ameliyat olmuş ve futbolu bırakmak zorunda kalmıştı.
Ortayı göğsünde yumuşatan futbolcu, kariyeriyle göğsümüzü kabartan Barselonalı Arda Turan’dı. Hani şu aynı zamanda 2016 Avrupa Şampiyonası’ndaki başarısızlığımızın mimarlarından biri olan sempatik topçu. Göğsünde yumuşattıktan sonra da, Galatasaraylılar’a ve futbolseverlere saç baş yolduran Burak Yılmaz’a adeta “al da at” diyerek verdi pasını. O Burak Yılmaz ki, Çin Seddi’ni aşmış nadir Türklerden biriydi ve Çin'in Beijing Guoan takımında futbol hayatına devam ediyordu. Ve tarih kendini tutmak istedikçe ağlıyordu.
Burak pası aldı ve topu boş kaleye yuvarlamak yerine bir topçu değil popçu olan Murat Boz’a verdi. Yalnız Murat hakikaten kızarıp bozarıyordu videoda. Sanki aldığı pas kendisine zorla verilmiş gibi bir havası vardı. Genç kızların o çok sevdiği alt dudağı sarkmıştı ve hiç evelemeden gevelemeden pası Abdülkadir diye birine attı. Hadi diğerleri neyse de bu Abdülkadir (Karagöz) tarihi baygınlıklara sürükledi. Twitter’ında FETÖ’cü twit’ler bulunan bir garip âdemoğluydu ki, Murat Boz’un pası hâlâ onda. Bakalım oradan tarihe malzeme çıkacak mı?
Bunu gören büyük Türk düşünürü Nihat Doğan durur mu! O da patlattı hemen kampanya şarkısını. Özgecan Aslan cinayetinin ardından attığı tweet’ten sonra bir süre ortalarda görünmemişti. Zira “Siz de mini eteği giyip soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın” demişti o tweet’te (Anlatım bozukluğu kendisine ait). Ancak evet’in tatlı sedası onu da tekrar sahalara dönmeye mecbur etti. Bakarsın gönlünden kopan kampanya şarkısı tribünlerin dilinde marş olurdu da Nihat’ın adını tarih altın harflerle yazardı. Ama ne oldu? Rap tarzında başlayıp halayla bitirerek bütün Türkiye’yi kucaklayan hinoğlu hin şarkısı tribünleri ve listeleri alt üst edeyim derken tarihi alt üst ettiğiyle kaldı.
Bütün bu sürece en harbi yorum Hayko Cepkin’den geldi. Twitter hesabından, “Bu ne lan! Sadece futbolcularla popçuların farklı bir boyuta geçeceği bir döneme mi gireceğiz. Paso bunların videoları dolaşıyor. Hayır.” diyerek evet kampanyasını hayır’la yâd etmiş oldu. Tarih hiç değilse biraz kendine geldi bu yorumdan sonra. Yine de yazıp yazmama konusunda tereddütte kaldı. Zira konu hâlâ kamuoyu önderlerinin göksel dünyasından yeryüzüne inebilmiş değil.
E topçusundan popçusuna herkesin yorum yaptığı şu kampanyaya biz de iki çift laf edelim di mi! “AKP’nin yaptığı her işte bir hayır vardır” diyerek bitirelim sözümüzü. Belki tarih hiç olmazsa bunu yazar.
YORUMLAR