Farklı bir dünya... İvalo
Sevgili HT Hayat okurları,
Bir hafta sonu için Avrupa’da gidilebilecek en uç noktalardan birindeydim. Son dönemde yaşadığım en farklı ve macera dolu seyahatti. Sevgilimle bu sefer perşembeden Helsinki'ye gittik. İvalo'ya uçak olmadığı için bir gün Helsinki Kamp otelde kaldık. Oranın en güzel restoranlarından biri olan Theatre'de yemek yedik.
Hava o kadar soğuktu ki 100 metrelik yürüme mesafesi bana 1 km. gibi geldi. Uzun bir barı ve orta kısım gibi yaptıkları çok sık bir restoran bölümü var.
Yemekler tam anlamıyla bir harikaydı. Truflu risottuyu İtalya'da bile bu kadar lezzetli yemedim.
Yemekten sonra otelin barına döndük. Perşembe akşamı için bir hayli kalabalıktı. Yanımıza oturan 3 tane 65–70 yaşları arası amcalarla sohbete başladık. Biri doktor diğer ikisi de ticaretle uğraşıyor.
İlk sordukları Fransa Türkiye ilişkileri... Ama biz "tatilde politika konuşmuyoruz" dedik ve ben cimcime hepsinin özel hayatına girdim. Kaç kere evlenmişler, evlilik hikayeleri, çocukları... Hepsinin Türkiye’ye gelmiş olmaları da çok hoşumuza gitti. Sabah uçağımız olduğu için yavaş yavaş odaya gitme vakti geldi.
Aslında İvalo’ya gitmeden önce dersime çalıştım. Bizden tam bir hafta önce 300 km. güneye sevgili arkadaşım Big Chef's zincirinin sahibi Gamze Cizreli çocuklarıyla gitmişti. Ondan da çok yardım aldım, buradan kendisine çok teşekkür ediyorum.
Kaldığımız yer tamamen bir tatil köyü gibi...
En önemli özelliği camdan yapılmış iglooları var. Kardan yapılmış mini evler var ve ağaç kütüğünden yapılmış saunalı, şömineli mini evleri var. Bu yerin adı Kakslautanen İgloo Village...
Tavsiye üzerine 1 gece igloolarda kalıyorsunuz çünkü iglooların içinde tuvalet ve banyo yok. Ama size gökyüzünü anlatamam. Bir rüya gibi... Hele de kocanızla ya da sevgilinizle gitmişseniz ki çok tavsiye ediyorum, hayatiniz boyunca unutamayacağınız bir deneyim olur. Aslında buzdan bar ve restoran da varmış ama bu sene hava istedikleri gibi gitmediği için yetiştirememişler.
Cuma varır varmaz kar motosikleti dedikleri turu aldık. Tam 3 saat -20’lerde kapkaranlık bir ormanda bir grup arka arkaya ormanın büyülü atmosferinde müthiş bir tur yaptık.
İlk duyduğumda çok üşüyen biri olduğum için kesin donarım diyordum. Ama o kadar güzel kıyafetler veriyorlar ki astronot gibi hiç bir yeriniz hava almıyor.
Önce botlarınızı değiştiriyorlar. Çorap ilavesi yapıyorlar. Sonra çok kalın bir tulum veriyorlar. Kocaman eldivenler, yüz maskesi ve kafanıza bir kask veriyorlar.
Bütün bu saydıklarımı zaten sizin hali hazırda üzerinizde olan kar kıyafetlerinizin üzerine giydiriyorlar. Sevgilim ve ben aslında bu gibi aktiviteleri ekstrem görürüz ancak nasıl olduysa buna cesaret ettik.
Eğer sesim çıkmıyorsa motoru kullanırken her beş dakikada bir “Ebru ses ver” diye beni yokluyordu. Hoşuma gitmiyordu da değil.
Yarım saatte bir durup, gökyüzünü izliyorduk. Ayaklarımızı dinlendiriyorduk. En sonunda bir kulübeye geldik. Buz gibiydi. Hemen şömineyi yaktık hep beraber, yemekler ızgaraya dizildi.
Sıcak yaban mersini suyu ısıtıldı. Her yerde bu meyve suyunu veriyorlar. Oralarda çok yetişiyormuş. İçimiz ısındı. Müthiş bir deneyimdi.
Sabah kalktık hemen kendimizi kayak pistine attık. Müthiş bir pist ve çok aktivite olduğu için bomboştu. Gönlümüzce öğlene kadar kayak yaptık.
Öğlenden sonra en merak ettiğim, huskylerle kızak turumuz vardı. Her kızakta iki kişi, biri içine oturuyor diğeri de arkadan kontrol ediyor. Hızlandıkça köpekler, heyecan artıyor. Bu aktivitelerin aslında hepsi iki kişilik burası tam çiftlere göre…
Hep kar motoruyla sizi takip ediyorlar yani son derece güvenli…
Aksam yemeğine gitmeden önce Noel Baba'yı ziyaret ettik. Geyiklerini yedirdik. Orada başlı başına bir şeyler yapmışlar Noel Baba için fakat biz çok adapte olmadık. Evine gidip sadece onunla sohbet ettik çocuklarla beraber... Ama gitmişken Santa's Resort adini verdikleri bu aktiviteyi de aldık.
Geyik yemeden gidilir mi? Saariselka şehir merkezinde müthiş bir restoran var... Siberia. 5, 7 ya da 10 çeşit seçiyorsunuz. Size oraya ait tüm tatları sunuyorlar.
Farklı bir deneyim için burası mükemmel. Daha güneyde Rovaniemi de var. Orası da hemen hemen aynı fakat Kemi limanına yakın olduğu için Sampo adındaki teknelerle denizdeki buzların kırılışını izliyorsunuz ve özel kıyafetlerle denize giriyorsunuz.
Bu hafta İsviçre Gstaad’dayız. Vaktimiz olursa Megeve'e de geçeceğiz.
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR