İşaretler

Bazen biriyle beraberken yolumuza başka biri çıkıyor ve aklımız karışıyor. Karnımızdan sorular yükselmeye başlıyor.

Şu an mutlu muyum?

İyi hissediyor muyum?

Doğru kişiyle beraber miyim?

Onu gerçekten seviyor muyum?

Hayatım onunla hep böyle mi devam edecek? Böyle devam etmesini istiyor muyum?

Kendime bir şans daha tanımalı mıyım?

Yeni bir ilişkiye şans vermeli miyim?

Bu çok kıymetli bir araf. Eğer bir köşeye çekilip karnından sorduklarına cevap verebilirsen. Yarısında kaçmaya çalışmazsan. Kendini susmaya, susturmaya çalışmazsan. İstediğin kadar dene, kaçamadığın soruların cevaplarından da kaçamazsın. Dilini mühürlesen de duygularını bastıramazsın. Çaba içine girmen, beraber olduğun kişiyle arana öreceğin duvarın harcını hazırlamaktan başka işe yaramaz.

Huzur bulmak için kendine dürüst olmaktan başka çare yok. Ya mutlusundur ya mutsuz. Ya iyi hissediyorsundur ya tam tersi. Onu ya seviyorsundur ya sevmiyorsundur. Hayatından ya memnunsundur ya değil. Hayatta her şey siyah ya da beyaz değildir, griler vardır. Fakat bu duyguların ortası pek olmaz.

Biz bu soruların cevaplarını vermek istemiyoruz. Çünkü güvenli alanımızdan çıkmaktan korkuyoruz.

Yoluna çıkana şans vermek istiyorsun diyelim, nasıl yapacaksın onu düşünüyorsun. Mantıken üç seçeneğin var. İlişkini bitirmek. Beraber olduğun kişiye duygularını açıklayıp biraz ara vermeyi teklif etmek. İlişkin devam ederken yeni bir ilişkiye başlamak.

Muhasebe yapıyorsun. İlişkini bitirmeye değer mi? Ya yolunda gitmezse elindekinden de olmaz mısın? Duygularını açıklasan, beraber olduğun kişiyle ilişkinize ara verseniz, sen gidip şansını denesen, işler yolunda gitmezse döndüğünde, bıraktığını yerinde bulacak mısın? Bulsan, her şeye kaldığınız yerden devam edebilir misiniz? İlişkiniz yara almaz mı? İlişki içindeyken yeni bir deneme yapmanın adı aldatmak ve bu sana göre değil.

Eğer bu muhasebeyi yapıyorsan, sen o ilişki içinde mutlu değilsindir. Hesapların, çıkarların için, cesaret edemediğinden gidemiyorsundur, bırakamıyorsundur. Arafta kalmanın sebebi aslında yoluna çıkan kişi değil, o sadece bir araç. Onu hayatın hediyesi olarak görebilirsin. Sana kendini ve ilişkini sorgulama, anlama fırsatı verdiği için. Tamam mı devam mı diye erkenden sordurduğu için.

Yolumuzun üzerine çıkan her şeyin, herkesin bir anlamı var. Sokaklarda, otoyollarda yolumuzu, yönümüzü bulmaya yarayan işaretler gibi hepsi. İhtiyacımız olan bu işaretleri doğru okumak ve işaretlerin bizi davet ettiği yere aslında gitmek isteyip istemediğimizi bilmek.