Müzik, nefes ve dengeler

Ormanın ortasında The Doors plağı dinlemek, güneş çıkarsa ve elektriğimiz bol olursa şahane bir Fender’i tıngırdatmak, duş aldığınız yere yağmur yağabilmesi veya sabah uyanır uyanmaz bir uçurumun kenarına koşup dağlara bakabilmek... Bunlar şahane nimetler. Şehir yaşantısında her ne kadar bu tip karşılaşmalar mucize zannedilse de, burada, kır yaşantısında sadece mümkün, sıradan ve muhteşem.


Yaklaşık bir haftadır böyle nefis karşılaşmalara vâkıf olabildiğim bir yerdeyim. Daha çok nefes alıyorum sanki, daha çok rüya hatırlıyorum, her şeyin tadı bir başka. Yavaşlamaya, duyabilmek için iyice yavaşlayıp dinlemeye, dinlenmeye, durulmaya bol bol vakit var çok şükür. Bunların sadece alelacele sıkıştırılmış tatillerde gerçekleşebileceğini düşünmemiz ne acı. Hayatın her gün, her an nasıl değişebildiğini, kuzeyden gelen yağmur bulutlarının, gece görülen tek bir rüyanın, bir kelebeğin veya az bir rüzgârın hepimizin enerjisini nasıl da değiştirebileceğine şahit oluyoruz. Çok hassas terazilerle ölçülen, onlarca farklı göstergeyle tespit edilebilen pek lezzetli dengeler bunlar. Hele bir de topluluk halinde yaşayınca burada, paylaşa paylaşa, konuşa tartışa izliyoruz her şeyi; tüm güzel detayların hakkını vererek kutluyoruz hayatı.


Şehrin gürültüsüyle, yoğunluğuyla haşır neşirken, koşturmaca her yanımıza bulaşmışken duyamadığımız, farkına varamadığımız ritim aksaklıkları bizi nasıl etkiliyor anlayamayabiliyoruz tabii. Kalabalığın ortasında aniden durup “Bir dakika ya, ne oluyor burada!” diye şaşırmayanımız var mı?


Doğanın miksaj masasında oturmuş göstergeleri seyreden bir tonmaister düşünün mesela. Binlerce hassas iniş-çıkışı seyrediyor, işleyişin kusursuzluğunu devam ettirebilmek için sürekli gözlüyor.


Değişkenlerin çokluğu oranında artıyor bu hassas terazi ölçümleri. Çevrede nefis bir sessizlik ve hep sevdiğiniz şeyler de olsa, hoşlanmadığınız şeyler de olsa bir denge ile gerçekleşebiliyor. Bu dengeleri sağlayan ne peki? Farkında mıyız?


Ormanda her şey yavaş, yeterli ve dinlemeye müsait. Sadece birkaç günde bile keşfedeceğiniz şeylerin çokluğuna inanamazsınız. Kendinle veya dünyayla ilgili, herhangi bir şeyle ilgili düşünmek, keşif yapmak, öğrenmek, bilmek veya unutmak; yavaş ve belirgin. Her zaman kolay da değil tabii ama kesinlikle daha yavaş. Çoğu zaman çok daha verimli. Ama şehir hayatında, müziğin tonunu tam duyamamamıza sebep olan değişkenler aynı zamanda bu verimli süreci biraz yavaşlatabiliyor.


Yine de bu aydınlığı, bu farkındalığı arada sırada bile olsa deneyimleyebilmek için ille de ormana gitmek, kırda bayırda yaşamak da gerekmiyor tabii. Biraz durup dinlemek kâfi olabiliyor. İçinde bulunduğu döngü, gidişat ne olursa olsun, insan yavaşlamayı bildi mi yine hatırlıyor nefes almayı bir şekilde.


Yoksa melodinin kendisi zaten kusursuz. Biz sadece gürültüde bazen çaldığımız enstrümanın nasıl da zonkladığını duyamayacak kadar yorgun ve kapılmış olabiliyoruz, nefesimiz kesiliyor.


Müziğin ve nefesin daha güzel akması için, biraz daha denge, biraz daha yavaşlık sadece…


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.