Ergen ülke

Ne menem bir illetmiş özgürlük mübarek! Daha tanımlayabilmeyi beceremediğimiz ama ucundan kıyısından her mevzuyu bağlayabildiğimiz bir acayip kavram. Yasaklama, kısıtlama, kanun kapsamında engelleme der durur olduk, dertliyiz arkadaş, özgürlük istiyoruz!


Zamanın herkese ve her şeye aynı etkiyi yaptığını varsayarsak, doksan yıllık geçmişinde henüz ergenliğe erişmiş bir velet bizim güzel ülkenin halkı, al işte, efeleniyor otoriteye ilk kez çatlak sesiyle: “Karışma bana, özgürüm ben!” Gözümüz açılmış, dünyayı bir başka görür olmuşuz. Adama benzemeye başlamışız, sesimizi çıkarabildiğimizi fark etmişiz ve şimdi daha çok umrumuzda kendi irademize nasıl sahip çıkılacağı. Belki de ilk kez umrumuzda. Belki de yönetenler de farkında bu ergenlik halinin, aman başını bağlayayım sağa sola kaptırmasın kendini derdinde olan bir tutucu baba.



Ama kimse bizi anlamıyor da sahiden! ‘Ben senin yaşındayken’li nasihatlere, çokbilmişliklere de nasıl tokuz... Öyle bir hızlandı zaman, öyle koştu gitti ki gelişmişlik, uçurum var şimdi kuşaklar arasında, biz yeni gençler ya kendi dilimizde konuşuyoruz ya da onların dilini anlamıyoruz artık.


Demode demokrasi anlayışlarını, kalkınma planlarını, pelerinini savurarak konu komşuya güç gösterisi yapmalarını filan hele hiç anlamıyoruz. Derdimiz gücümüz özgürlük. Sanat yapacağız, kendimizi ifade edeceğiz, bağıracağız meydanlarda, form doldurarak değil çay doldurarak katıldığımız kolektiflerde var olacağız. Aslında bir bıraksalar, bir anlasalar ah neler yapacağız. 1876’dan kalma kanunla, te 2006’lara kadar 30 yaşından küçükleri “sen anlamazsın, hadi oradan” diyerek adam yerine koymayan, seçme ve seçilme hakkı tanımayan sistem bugün lütfedip 25 yaş üstünü adamdan sayıyor, adam sandığımız adamlar sandıklardan çıkıp meclislerde uyuyor, yahu kardeşim, beni niye kimse temsil etmiyor? Bana böyle öğretmediniz ama demokrasiyi? Ben neden beni temsil edeceğini düşündüğüm adaya oy verdiğim zaman gücü iktidarı elinde bulunduran ve bulundurma şansı yüksek olan iki taraftan birine fayda sağlamış olabiliyorum sadece? O pahalı zırhlarıyla meydanlarda beylik laflar saçanlardan birini seçmek zorunda kalıyorsam, nerede kaldı benim temsil edilme hakkım?


Sisteminizi beğenmiyoruz, hatta sevmiyoruz. Hatta başımıza bir iş, kafamıza fişek gelmeyecekse tanımamak da istiyoruz. Sesimiz cılız çıkıyor olabilir ya da gaz ve toz bulutlarının arasında gözükmüyor da olabiliriz. Ama bizim sokaklarda koşarken, bir bildiğimiz var diyerek kaldırdığımız tozun ve yediğimiz gazın devasa bir buluta dönüşmesini de hayal ediyoruz. O koca bulut patlayacak ve kaostan yepyeni bir düzen çıkıverecek.


Biraz eski bir tarihte benzer bir durum yaşadık gezegencenek. Ben doğanın yöntemlerine hala inanıyorum. Başka türlü bir ilerleme bir düzen olabileceğine de inanmıyorum. Kendini, doğayı ve kendi doğasını keşfetmiş bu ergen çocuk da aynı düzene inanıyor, bunun için koşuyor. Şimdilik kimse onu anlamıyor, kıyafetini uygunsuz buluyor ve bir baltaya sap olamayacağına dair olan görüşler de yaygın.


Ama bu bizim ergen balta da, sap da istemiyor. İlle de özgürlük istiyor. Kimsenin beğenmediği saçlarını öfkeyle savurarak dimdik duruyor öylece ve sadece istiyor. Ve hepimizin bildiği, hep eninde sonunda olduğu gibi, istediğini alacak.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.