Her gün yeni baştan çapulmak!

Taksim’de başlayan ve bütün yurdu etkisi altına alan sağanak özgürlük arzusu ülkemizde sanatın ve mizahın çıtasını iyice yükseltti. İstanbul’da, eylemcilere müdahalelerin dinmesiyle birlikte Gezi parkı bir etkinlik alanına dönüştü. Hiç bir örgütün ya da siyasal partinin üyesi olmayan, tamamen sivil halkın yakalanmasıyla gerçekleşen bu lidersiz eylem ülkemiz için temel hak ve özgürlükler alanında bir sınav olduğunu unutmamak lazım.


Gezi Parkın’da insanların birbirlerine en çok hatırlattıkları sözlerden biri de John Lennon’a ait: “Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. Çünkü, siz bir kereşiddete başvurduktan sonra sizle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey,şiddet dışı eylemler ve mizahtır.”


Bu eylemden puanı artarak ve azalarak çıkan bir çok kişi ve kurum oldu. İşte zamanın durduğu yerden bildiren, İstanbul haricindeki eylemlerin de festivale dönüşeceği günü umutla bekleyen, Gezi Direnişi’ni yalnızca ekrandan takip edebildiği için üzgün, günlerdir ateşi düşmemekte direnen oğlu için endişeli anneden Gezi Sınavını yıldızlı pekiyi ile geçenler hakkında:


**


Okan Bayülgen: İlk günden itibaren meydanı boş bırakmayan, kamerasıyla “marjinal” diye etiketlenen halkın nasıl da “senden, benden, bizden” olduğuna ışık tuttu. Muhtemelen hiç uyumadı; her sabah kendi çapulculuğuna sevinerek uyandı. Her mesajı yüzlerce cevap, yüzlerce retweet aldı ve almaya devam ediyor...


Bergüzar Korel- Halit Ergenç ve bütün Muhteşem Yüzyıl dizisi ekibi: Gezi Direnişinin başlamasıyla setleri iptal edip Taksim’e gelerek herkese moral verdiler.


Zerrin Tekindor: Cumartesi günü tiyatro matinesine gelen izleyicilerine “Oyun iptal, hadi beraber Taksim’e gidelim” dedi.


Şebnem Sönmez: Eylemin ilk gününden beri nöbette olan oyuncu Şebnem Sönmez konuşma yaptı, yaralanan eylemcilerle ilgilendi, televizyon programlarında hareketi savundu. Sönmez’den bir kaç saat ses çıkmayınca tüm Twitter ahalisi endişelenmeye başladı. “Uyuyorum arkadaşlar” diye mesaj geldi.


Memetali Alabora: “Ben Gezi Parkı'na ağaçları korumaya gittim. Sonra benim için mesele tüm ağaçları korumak, sonra ifade özgürlüğümü savunmak oldu.” İz Efendiliğinden asla taviz vermeden, her gün Gezi’de özgürlük savundu, savunmaya devam ediyor.


Pınar Öğün: TV’ler yayın yapmazken polis müdahalesi sırasında ve sonrasında elinde kamera canlı yayın yaptı. Gaz yuttu, yaralandı, vaz geçmedi.


Divan Oteli: Cuma günü yaşanan eylemcileri gaz bombası ve tomalarla tazyikli su fışkırtan “orantısız güçten” korumak için, yaralıların tedavisi için kapılarını açan çapulcu yuvası.


ÇARŞI: “Fenerbahçeliyim ama yükselenim ÇARŞI” diye bir deyimi lügatımıza sokan; Taksim’deki halka destek için gözünü kırpmayan, sağduyulu, fantastik taraftar. .


Sosyal Medya: Ortalama bir günde üç beş “şunu okudum, bunu gezdim, şu şöyle dedi” mesajı yaymakla meşgul Facebook ve Twitter, elinde kamerası, akıllı telefonu olan herkesin canlı yayın yaptığı şahane bir ağa dönüştü.


Sosyal Medya Anneleri: Eylemin ilk gününden itibaren meydanda nerede ihtiyaç varsa oraya koştular. Yaralı taşıdıkları da oldu, bloglarında konuyu detaylıca yazıp; anne gözüyle, objektif durum analizleri yaptılar. . . (Mor ve Blogcuanne ve S.A’a kucak dolusu sevgiler)


Boğaziçi Üniversitesi Caz Korosu: Youtube’a yükledikleri videoyla alkışlara boğuldular. “Çapulcu musun vay vay, eylemci misin vay vay” şeklinde yorumladıkları şarkıyla eylem sanatına şahane bir tat kattılar.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.