DUR!
Rahmetli kayınvalidemin bizde kaldığı yıllardı, bir gün onu dalmış, pencereden uzaklara bakıp iç çekerken gördüğümde içimin cız ettiğini hatırlıyorum, “insanların sağlıklı ve mutlu yaşlanabilmeleri için bir şeyler yapmayı nasip et Allahım!” diye dua ettiğimi de. Bunları Safiye Anne'yi andığım yazımda anlatmıştım.
O zamanlar radyo bağımlısıydım, TRT’nin kuşak programlarından neler, ne dünyalar öğrenmedim ki... Bazı zamanlar uzun süreli hasta bakanlar, eşler, yakın akrabalar bağlanırdı programlara, onların sıkıntısını hissederdim konuşmalarından. Hasta bakmak da bir bebeğe bakmak gibi; günün çoğu zamanı uyku, uyanma, yemek ve bakım durumlarına göre düzenleniyor. Kendi yaşadığım zorluklardan da pay biçerek, kimsesiz çocuklara, yaşlılara ve engellilere düzenli bakım verenler on beş gün çalışıp on beş gün tatil yapsa keşke diye hayal kurmuştum o zaman. Yıllar içinde hayallerime başka hayaller eklendi.
****
Geçen yıl omzumu kırmak büyük bir “DUR!” uyarısıydı bana, doktor tavsiyesiyle tatile gittim sayesinde.
Bir düzenin içinde, kişiler değişse de aşağı yukarı hep aynı şeyleri yapmak bir an sahne hazırlayanları hatırlattı bana. Her gün başka bir oyun, eğleniyorsun da bir taraftan, çok şükür, ama aynı sahneyi her gün kurup kaldırsan yorulabilirsin ve benim gibi, gün gelir, artık sahne kostümü dikmeyi isteyebilirsin belki sen de.
Bi keresinde, Çıralı’da flora Pansiyon yılları, öğle yemeğinde tüm masaların dolduğu yoğun zamanlardan birinde yanımızda çalışan kızcağız sevinçle “Birileri geldi yemeğe!” diye haber vermeye geldiğinde, kendimi, kaşlarımı indirip “Yine mi!” diye bezgin bir cevap verirken bulunca da bir DUR çekmiştim kendime ve bi karar vermiştim: Eğer beni aşan bir durum varsa hayır diyebilmeliyim, severek yaptığım şeyi sevemez hale gelmişsem orada durmalıyım! Hemen uygulamıştım da. “Bugün maalesef daha fazla konuk ağırlayamıyoruz, taze pişiriyoruz yemeklerimizi çünkü, yarın için gelmeyi düşünürseniz, ne yemek istediğinizi de bana birkaç saat öncesinden haber verirseniz size de taze pişiririm, saatinde de gelir, sıkışıklık yaşamamış olursunuz.”
Çok fazla kedimiz olup işler çığırından çıktığında kedi sevmez hale geldiğimi de hatırlıyorum, ani bir kısırlaştırma kararı vermiş, kedi nüfusunun artmasına "DUR!" demiştim.
"DUR" diyebilmişim demek ki, kendime bunu hatırlatıyorum.
Denge bir kez bozulunca yeniden dengeye gelmesi zaman alabiliyor. Yine de fark etmek, fark etmemekten iyidir her zaman.
Şimdilerde tatil ihtiyacımı sorguluyorum, tatil mi, toptan hayatımı değiştirmek mi? flora’nın hizmet kısmından fiili olarak ayrılıp üretim kısmına adımı yazdırmaya niyetliyim. Her ne kadar yavaş yavaş bırakmayı öğreniyor olsam da böylesi hizmet halime bir dur dememde fayda var. Yetti gari, başka türlü hizmet etmek niyetindeyim, daha arka planda, sakin sakin. flora’dan emekliye ayrılıp bir süre kendime hizmet etmek, ruhumu beslemek, gezdirmek, dinlendirmek, eğlendirmek ve döndüğüm zaman da flora’nın keyfini çıkarmak istiyorum artık.
Dur Ayşeciğim, yavaş. Bari önce sen bi tatile çık, azıcık uzaklaş buradan, sonra yeni niyetlere devam edersin.
Saldım gitti yeni aya, benden çıktı bi kere, haydi hayırlısı.
****
Artık bilge olmuş büyüklerimizin gençlerle tatile gittiklerini hayal ediyorum son zamanlarda. Safiye Ana da çok misafirperverdi, çok cana bakmış, beslemiş mantılar, börekler, dolmalar, mantarlar, hindibalarla, "gıkı çıkmazdı, yazık" diye anlatırlar. Çok yorulmuş, erken çökmüştü daha ben tanıdığımda, benim yaşlarımdaydı o zaman halbuki. Keşke onu da gezdirebilseydik yaşarken, ne mutlu olurdu... Annem de bayılır misafire, yemekler yapmaya, o da neredeyse hayatı boyunca yaşlılarla bir arada yaşamış, hasta ve engelli canlara bakmış, şimdi yetmişli yaşlarında, tek başına yaşıyor ve gezmek, başka yerler görmek istiyor artık. Aa, birlikte tatile gidelim mi anne??? Ne zaman, nereye olursa, kısmet... Aralık’ta İstanbul’a gelince konuşalım.
Ben şimdi küçük evde dikiş dikme hayali kuruyorum bu sabahtan beri. Haydi bakalım.
Gabor Mate’nin “Vücudunuz Hayır Diyorsa” kitabından, Türkiye’ye gelişinden haberdardım, bir videosunu da izlemiştim hatta, geçen gün Seda uzun bir konuşma ve soru cevaplı videosunu yolladı, onu izledim dün, çok çarpıcı şeyler anlattı, dinlediklerimin üzerine yatıp kalktım, bunları yazıyorum şu an, hissettirdiklerini, çağrıştırdıklarını. Videoyu izlemek isteyenler için:
YORUMLAR