Kuantum çekirgesi…
2017 benim için ilginç bir yıl oldu, kötü diyemem, iyi de diyemem, bana “kuantum sıçraması” yaptıran desem daha doğru olur sanırım.
Çekingen bir insandım oldum olası, birisi yapmak istediğim şeyi yaptığında geri adım attım “nasılsa o yapıyor, ben yapmayayım”, “şimdi onun yaptığını taklit etmek gibi olmasın” gibi düşünceler belirirdi kafamda. Şimdi anlıyorum bu çekingenliğin yarısı kibirmiş. Ne olacak işte, herkes başka türlü yapar ben de “bencileyin” yaparım. Nasıl aynı olabilir ki? Kendi rengimi, kendi desenimi, kendime özgü dokunuşumu yok saymakmış kendimi yeterince sevmemekten kaynaklanan. Bunları görmeme neden oldu yaşadıklarım.
“Yardıma ihtiyacım var” dedim, daha önce sanalda da olsa tanışmamış olduğum insanlardan destekler, öneriler geldi, kendilerine yürekten teşekkür ediyorum. Beni yıllardır tanıyan, bilen insanların “bazılarından” da hiç destek görememiş olmama şaşırdım önce, ama şimdi onlara da bir teşekkürü borç biliyorum, desteklememek de yardımmış, “onaylanma” ihtiyacıma yakından bakıp anlamama yardım ettiler, bu durumun da varacağı bir yer ya da ikimize de öğreteceği bir şey vardır belki… Söylediğimle yaptığımın uyumlu olmasına bakıyorum şimdi en çok, göremediğim çelişkilerim varsa göreyim diye dua ediyorum.
Yıllardır yeleklerin, elbiselerin kalıplarını çıkardım bekliyor, daha önce boş zamanım olduğu zamanlarda dikiş denemelerim olmuştu, bu yıl üretime başlayacağım bir yıl olsun, annemdeki elektrikli dikiş makinesini buraya getirmeye niyet ettim, hiç olmazsa daha hızlı çalışırım, dikişten anlayan birileri varsa ortak yaratımlara her zaman açığım.
Bu yıl Anadolu Jam’e gitmeye de niyet ettim, inşallah o zamana kadar Selahattin de iyileşir ve burada yardımcı arkadaşlar da çoğalır.
Utanmak, sıkılmak, çekinmekle ilgili kendimi tutacak tarafım kalmadı artık, yaşım 52 oldu, bir bu kadar daha yaşamayacağım nasılsa, hayat istediklerini yapmaman için çok kısa dedi dün izlediğim bir videoda birisi, çekineceğim ne var kendimden başka.
Kendimi hiçbir şeyi başaramamış beceriksizin teki gibi gördüğüm anlar da oldu, bunları dile getirmeyi de zayıflık olarak gören tarafıma da selam olsun. Umurumda değil artık tüm bunlar, eskiler “ar damarı çatlamış” derlerdi bazı durumlar için, benim “sabır taşım” çatladı, ne korkum ne de kaygım var artık dışarıdan nasıl göründüğümle ilgili. Kendi değerimi bilmeme, kendimi sevip takdir etmeme yaradı tüm bunlar. Ne çok şeyi yapmış ve yapabilecek olduğumu benim bilmem yetiyor artık, bu güne kadar yaptıklarım yapacaklarımın teminatı olamadıysa bundan sonra olsun.
Zor zamanları aşmama her türlü dokunuşuyla destek olmuş tüm canlar, kalbimde özel bir yeriniz var, kozmik ailemi biliyorum, koşulsuz sevgiyi de. Hiçbir şeyin şarta şurta, belli bazı şeylere bağlanmadığı, özgür, huzurlu ve çılgın bir yıl olsun bu yıl. Gelecek hafta bu yılla ilgili elle tutulur diğer projelerimi yazmaya başlayacağım inşallah. Kendime böyle sözler verip sizlere de söylemem iyi oluyor, denedim, işe yaradı, öyleyse devam.
İnsanları tanıştırmak ve hayatlarını kolaylaştırmak için elimden geleni yaptım bugüne kadar, içim rahat, kimi çekingen adım atanlar koşar oldu, onların gelişimini görmekten mutluluk duyuyorum. Kendimi büyütmek diye bir şey varmış, işte şimdi onu yapıyorum, kendime mercek tutuyorum, olduğumdan büyük görünmek için değil, kendimi daha iyi görmemi sağlamak için, malum gözler bozuluyor yaş ilerledikçe…
Tüm bunları yaşamam boşuna değil, bu da bir başka “yeter” noktasıymış, umarım yetmiştir bana, büyük konuşmaktan Yaradan’a sığınırım.
Bu sabah da bu cümlelerle uyandım, gelene yol vermeli, gidene güle güle dendiği gibi… Hoş gelsin 2018, ben buradayım, hazırım.
YORUMLAR