“Fotoğraflarını yayarım” cümlesi suçtur

Jane the Virgin diye bir dizi vardı. Zengin ve itibarlı bir kadın olan Petra’nın erkek arkadaşı, onun haberi olmaksızın cinsel ilişkileri esnasında kamera kaydı yapıyordu. Niyeti bu video kayıtlarını sızdırma tehtidiyle ondan para koparmaktı. Petra yetişkin bekar kadın. Sevgilisi yetişkin bekar erkek. Ortada, videodaki kadın özne olması dışında utanılacak bir şey yok. Ama tehdit edilen taraf o. Petra ne yaptı? Görüntüleri kendisi servis etti. Herkes görüntülerden böylece haberdar oldu. Birkaç gün konuşuldu. Sonra unutuldu. Sözde erkek arkadaşı silahsız kaldı. Petra para kaptırmadı.

Bu tabi bu coğrafyada yaşanması pek de muhtemel olmayan, her halükarda kadının taşlanacağı, kadının mesul tutulup utandırılacağı, aradan yıllar yıllar geçse bile kadına unutturulmayacak bir hikaye olur. Fakat Los Angeles’ta yaşamıyoruz diye yapabileceklerimiz de sınırlı değil.

Cinsel ilişki görüntülerine gelmeden son zamanlarda sıklıkla karşılaştığım soru “elinde çıplak fotoğraflarım var, yaymakla tehdit ediyor, ne yapabilirim?” Öncelikle sormak isterim: Sizce bu tehdidin muhatabı hangi cinsiyettedir? "Göster oğlum amcalara bilmem nereni" ile çocuk büyütülen bir toplumda bu cümle hangi cinsiyet için bir tehdittir? Her şeyden önce esas mücadele alanımız bu cümleyi kadınlar için de bir tehdit olmaktan çıkarmak. Evet eşitleneceğiz. Utançsa herkese utanç. Gurursa herkese gurur.

Sonra bu yayılacak olan kitleye bir bakalım. “Aileme göndermekle tehdit ediyor”daki o aile var ya, anne baba olan aile hani. İşte o ailenin çocuk için terbiye adı altında bir şiddet merkezi olmaktan çıkması gerekiyor. Çocukların başlarına her ne gelirse gelmiş olsun, ailelerinin onlara arka çıkacaklarını bilerek, o güvenle o tehdit eden tacizcilerin karşısına dikilebilmesi gerekiyor.

Bunlar varmak istediğimiz yollar. Fakat yolumuz uzun elbet. Toplumsal değerlerin dönüşmesi ve aile içi şefkatin yerleşmesinden daha pratik olarak vatandaşlık haklarımızdan konuşalım isterim biraz da. Şükür ki hala hukuk devletinde yaşıyoruz. Türk Ceza Kanunu’nda suç olarak belirtilen eylemlerin işlenmesi halinde, ilgili makamların cezalandırma sorumluluğu taşıdığı bir sistem hukuk devleti.

Şimdi bu “falanca yapmazsan fotoğraflarını yayarım” cümlesi birkaç kategoride ayrı ayrı suç. Somut olayın özelliklerine göre değerlendirmek gerekir elbette. Ancak hangi suç kategorilerine girebileceğine dair ben şöyle kabaca belirtmek isterim:

1. Haberleşmenin gizliliğini ihlal. TCK madde 132.

2. Özel hayatın gizliliğini ihlal. TCK madde 134.

3. Falanca olarak bahsettiğimiz eylem “yeni fotoğraf gönder” ise şayet, cinsel taciz. TCK madde 105.

4. Tehdit. TCK madde 106.

5. Şantaj. TCK madde 107.

Bunlar ucunda hapis cezası öngörülmüş suçlar bakın. Eften püften suçlar değil. Şikayetçi olacağız. Ortalığı bu tacizcilere bırakmayacağız. Hiçbir mesajı silmeyin. Her iletişimi yazılı yapmaya çalışın. Telefon numarası görünecek şekilde ekran görüntüleri alın. Gerektiğinde dolaylı tanıklığına başvurabileceğiniz güvendiğiniz biri ile bu ekran görüntülerini paylaşın. Whatsapp gibi internet üzerinden yapılan yazışmalar sonradan temin edilemez. Suç duyurusu esnasında bu yazışmaların, ses kayıtlarının karakolda zapt altına alınmasını sağlayın.

İdealinde tüm bunlar için bir avukattan danışmanlık alın. Özel olarak avukat temin edecek mali güce sahip değilseniz baroların kadın hakları merkezlerine başvurun. Gönüllü hukuki destek veren, alanda çalışan STK’larla iletişime geçin. Naçizane tavsiyem bu süreçte yalnız olmayın. Etrafınızdakileri yalnız bırakmayın. Birlikteyiz. Birlikte güçlüyüz.