Hayatınıza bir çocuk katıldıktan sonra yapacağınız tatiller çocuktan önceki tatillerinize kesinlikle benzemez... Yeni evli bir çiftin eşyaları 1 haftalık tatil için tek bir bavula sığarken çocuklu bir ailenin eşyaları için bir bagaj dolusu yer gerekir en başta... İşte Uzay ile yaz tatiline çıkarken durumumuz aynen buydu. Bize eşlik eden kardeşim ve sevgilisi bir bavula sığmışken bizim eşyalar dünyayı kaplıyordu her zamanki gibi...
Deniz oyuncakları, havlular, nevresimler, tuvalet adaptörü, ilaç çantası, oyuncaklar, bisiklet vs. derken küçük çaplı bir taşınmaya benzer şekilde yol aldık Akdeniz’e... Yılın bu zamanı geldiğinde ailelerden hep benzer soruları içeren mail’ler alıyorum. Tatillerimizi neredelerde geçirdiğimizi soruyorlar... Ben tatil konusunda bir hayli muhafazakâr bir insanım. Gitmeyi sevdiğim yerler hep birbirinin benzeri ve başka türlü yerlerde rahat edemiyorum... Bu yüzden cevaplarım birçok kişiye hitap etmiyor. Benim için tatil demek betonda, gürültüden, kalabalıktan uzak olmak demek. Hal böyleyken memleketimde yaygın olan beş yıldızlı, ultra her şey dahil, animasyonlu, açık büfeli tesislerden bir hayli uzak duruyorum... Önemli olan sakin, doğayla iç içe bir sahilde, mümkünse yerle aynı hizadaki bungalovlarda, değil animasyon arka fonda sakin bir müzik bile olmayan yerleri seçiyorum... Cır cır böceklerinin sesi, horozların ötmeleri bir de Uzay’ın cıvıltısı bana yetiyor... Tatil zevki benimkine benzeyenler için birkaç öneri:
Çıralı
Antalya’nın Kumluca İlçe’sine bağlı Çıralı bizim için vazgeçilmez bir tatil mekânı. İki sene önce Orman Bakanlığı tarafından bir işletmeye kiralanmaya çalışılan ve yöre insanından gördüğü tepkiler ile bundan (çok şükür ki) vazgeçilen şahane sahil, tatil zevki benimkine benzeyenler için rakipsiz... 1. derece doğal sit alanı olan Çıralı, arkası çam ormanlarıyla kaplı dağlar, önü şıkır şıkır, upuzun bir plaj, bu mevsimde kumsala yumurtlayan caretta carettaların verdiği heyecan, çocuklar için her türlü doğa keşfine açık, güvenli bir coğrafya... Konaklama için farklı bütçelere göre irili ufaklı pansiyonlar ve bungalov otelleri mevcut... Biz senelerdir hep aynısına gideriz. Plajın hemen üstünde olanlardan birine; lakin maksat Çıralı ruhu solumaksa konaklama çok da fark etmiyor... Yemyeşil bahçeleri ve plaja yakınlıkları, harika kahvaltıları ile Bellorophon Otel, Arcadia, Etenna Bungalows, adı gibi ufak tefek ve yeşillikler arasında saklanmış Hobbit Evi, taze ve leziz balıklarıyla Karakuş Lokantası önerebileceğim yerler...
Adrasan
Adrasan da Kumluca’ya bağlı bir köy. Çıralı’ya 15-20 km uzaklıkta. Daha kısa bir plajı ve benzer şekilde konaklama tesisleri var. Adrasan’ın Çıralı’dan iki önemli farkından biri denize kavuşan deresinin etrafına konuşlanmış tesisleri. Yani hem derenin kenarında kalabiliyor hem yürüyerek denize ulaşabiliyorsunuz. Bir de Adrasan plajının sol kenarı kumlu... Küçük çocukları rahat hareket etsin isteyen aileler için iyi bir seçenek... Sahilin ortasında güler yüzlü bir personelin çalıştığı Adrasan Ada Otel, sahilin en solunda kumluk bölgedeki Ford Otel, içinden nehir geçen Adrasan River Otel’e bir göz atın... Pastacı Tombul isimli pastanede harika kahve yapılıyor haberiniz olsun.
Selimiye
Marmaris’in Selimiye Köyü deniz suyu sıcak olsun, dalgasız olsun isteyen aileler için birebir. Selimiye korunaklı Hisarönü Körfezi’nin içine kıvrılmış bir koy olduğu için denizi neredeyse bir havuz kadar durgun ve ılık... Bana göre dikkat edilmesi gereken önemli bir konu çocuklar denize rahat girip çıksın istiyorsanız eğer, köyün hemen merkezindeki marinadan biraz daha uzakta bir konaklama tesisi tercih etmeniz. Marinaya girip çıkan yatlar o bölgeyi deniz açısından pek de kullanışlı hale getirmiyor açıkçası... Bir de temmuz-ağustos aylarında benim gibi sıcakla arası pek de iyi olmayan bir kişi için Selimiye epeyce sıcak oluyor... Mutlaka dikkate alın. Selimiye’ye giderseniz Beyaz Güvercin’de ya da Nane Limon’da kalabilir, Ceri Kafe’deki Neşe Abla’nın mükemmel pastalarından yiyebilir, Kırmızı Balık Beach’te denize girip soğuk içeceklerle serinleyebilirsiniz. Eğer arabanız varsa yakındaki Söğüt Köyü’ne gidip Muhammed’in leziz ahtapot ızgarasından da yiyebilirsiniz...
Edremit körfezi
Edremit İstanbul’a yakınlığı ve leziz meze mutfağıyla Akdeniz’in sıcağından kaçanlar için iyi bir seçenek. Özellikle sıcakların bastırdığı dönemlerde Kaz Dağları’nın esintili havası ve serin sularıyla bizim ailecek çok sevdiğimiz bir bölge. İlla deniz şart değil serinleyecek su olsun, doğanın içinde olalım diyenler için Kaz Dağı’nın Mehmetalan Köyü’nü geçince Hızır Kamp var. Vadinin içinde yemyeşil bir vaha... Kampın içinden akan üzeri pembe çiçeklele süslü buz gibi suyu olan bir nehir var. Taşların yardımıyla minik bir gölet oluşturulmuş, ufacık plajında Uzay çeşitli boylardaki sopalarla balık tutar ne zaman gitsek. Çadır ve ağaç evlerde konaklamak mümkün... Sahile indiğinizde Küçükkuyu’yu biraz geçince Club Hotel Kanara var. Burası da çocuklu aileler için bir cennet. Tesisin içinde çeşitli boyutlarda tek katlı odalar, çocuklar denizde rahat oynasın diye yapılmış mini bir mendirek ve en güzeli midilliler, tavşanlar, keçiler ve tavus kuşlarını ziyaret edebileceğiniz ufacık bir hayvanat bahçesi var...
Yazı: Damla Çeliktaban
YORUMLAR