İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Üroloji Bölümü'nden Doç.Dr. Haluk Kulaksızoğlu, Ramazan ayında böbrek sağlığı ile ilgili merak edilen 7 soruyu yanıtladı.


1- Ramazan aylarında böbrek rahatsızlıkları ve özellikle taş hastalıklarının arttığı doğru mudur?


Evet ne yazık ki doğru. Bu konuda insanların bilinçlendirilmesi çok önemli. Ramazan insanların nefislerini test ettikleri bir ibadet olsa da bunu gerçekleştirirken Allah’ın bize bahşettiği en önemli hediye olan vücudumuzu koruyabilmeliyiz. Vücudumuzu bir fabrika gibi düşünebiliriz. Üretim için hammadde gerekir. Üretim aşamasında çıkan atık ve zararlı maddelerin de vücuttan uzaklaştırılması gerekir. Vücudun yabancı ve zararlı maddelerden uzaklaştırılmasında en önemli organ böbreklerimizdir. Yeteri kadar sıvı alınmadığında bu işlemin zorlaşmasına bağlı olarak böbrek hastalıkları artar. Bunun yanı sıra içinden yeteri kadar su geçmeyen borularda nasıl kireçlenme olursa böbreğin boru sistemi içinde de kireç benzeri özellikle kalsiyum yoğunluklu mineraller birikerek taş oluşumuna neden olur.


2- Ne yazık ki suyu pek seven bir millet değiliz. Vücudumuzun su ihtiyacı ne kadardır?


Suyu vücudumuzun aslında en önemli gıdası olarak kabul etmemiz gerekir. Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60-65'i sudan oluşur. Bu durum vücuttaki tüm hücreler için geçerlidir. İnsanlar suyun alındığı kadar çıkarıldığını düşünse de aslında idrarda çıkan miktardan çok daha fazlasına ihtiyacımız vardır. Buna tıp dilinde “Farkında olunmayan sıvı kaybı” adını vermekteyiz. Nefes alıp verirken, terleme ile, büyük abdest ile biz farkında olmadan yaklaşık günlük olarak 700-1200 ml civarında sıvı kaybederiz. İdrar ile atılan miktarı da eklediğimizde biz doktorların “Günlük en az 2000 ml yani 2 litre su tüketilmelidir” demesinin nedeni anlaşılabilmektedir. Bu durum özellikle yaz aylarında artmaktadır. Bir de günlük alınması gereken miktar Ramazan aylarında kısıtlı bir süre içinde alınmak durumunda olduğundan sorunlar ortaya çıkabilmektedir.


3- Vücudumuz susuz kaldığında neler olabilmektedir?


Tüm dokuların suya ihtiyaçları vardır, susuz kalındığında, yetersiz sıvı alımı nedeni ile sıvı elektrolit dengesizlikleri, bayılma hissi, halsizlik, deri esnekliğinde azalma, mide bulantısı, baş dönmesi, huzursuzluk özellikle yaşlılarda şuur bulanıklığı, sinirlilik gibi çeşitli şikayetler ortaya çıkarabilmektedir. Bunlar sadece şikayet derecesinde kalmayıp çok daha ciddi hastalık tabloları da oluşabilmektedir. Bunların arasında böbrek taşı oluşumu ve bunun verdiği sancılar, kanının yoğunlaşmasına bağlı olarak beyinde tıkanıklıklar ve inmeler, tansiyon yükselmeleri, eğer bireyler kan sulandırıcı, epilepsi ilaçları gibi ilaçlar kullanıyorlarsa bunların doz oynamalarına bağlı yan etkiler sayılabilmektedir.


4- Özellikle dikkat etmesi gereken veya risk altında olan özel hasta grupları var mıdır?


Bu soru gerçekten önemli. Her ne kadar biz hastalarımızı uyarmaya çalışsak da gözden kaçabilen durumlar olabilmekte. Bu nedenle biz genellikle oruç tutacak bireyler 65 yaş üzerinde ise, doğuştan veya sonradan tek böbrekli ise, daha önce özellikle böbrek hastalığı veya taş düşürme şikayeti olmuş ise, şeker hastalığı var ise, düzenli kalp ilacı veya kan sulandırıcı kullanıyor ise, beyinden inme gibi ciddi rahatsızlıklar geçirdi ise, günlük mineral dengesinin korunmasında dikkat edilmesi gereken bir rahatsızlığı var ise mutlaka Ramazan’dan önce genel sağlık kontrollerini yapmalarını, doktorları ile sıvı rejimini konuşmalarını öneriyoruz.


5- İdrar yolları enfeksiyonları açısından oruç tutmanın etkileri nelerdir?


Özellikle bayanlarda yetersiz sıvı alınımı ciddi idrar yolları enfeksiyonlarına neden olabilmektedir. Vücudumuzda hepimizin belirli oranlarda mikroplar bulunmaktadır. Biz idrar kanalından bol sıvı geçirdiğimizde ( yani bol idrar yaptığımızda) bu mikroplar oraya yerleşememektedir. Oysa az sıvı alındığında az idrar yapımı olmakta ve mikropların da içeri girip hastalık yaratmaları için ortam oluşmaktadır. Bu nedenle orucu direk etkisi değil ama oruç tutanların yeterince sıvı almamaları yine idrar yolları enfeksiyonları açısından risk oluşturabilmektedir.


6- Ramazan ayında idrar yolları enfeksiyonlarından korunmak için neler yapılabilir?


Tabii ki yeterli sıvının alınması çok önemlidir. Genellikle insanlar ne kadar sıvı aldıklarının kontrolünü tam yapamamaktadır. Bu nedenle basit bir öneri olarak herkesin kendi şişesinin olmasını üzerine ismini yazarak iftar ve sahur arasında ne kadar su tükettiklerini izlemelerini öneriyoruz. Suyun tek bir büyük parçada değil de yarım saatlik aralıklarla birere bardak şeklinde tüketilmesi daha faydalı olacaktır. Bu miktarın 1-1.5 litrenin altında olmaması gerekir. Ayrıca içtikleri suya koyacakları bir limon suyunun yine hem idrar yolları enfeksiyonlarından hem de böbrek taşı oluşumundan koruyucu olacağı da kanıtlanmıştır. Limon suyu yüksek oranda C vitamini içerir. C vitamini kimyasal adı ile sitrik asit böbrek yolu ile atılır ve atılırken idrarın asit dengesini ayarlar. Bu şekilde mikropların üremesini engellediği gibi böbrek taşlarının ana kaynağı olan kalsiyumun da çökmesini azalttığından çözünür halde tutarak böbrek taşları için de koruyucu etki gösterebilmektedir.



7- Oruç tutan böbrek taşı hastaları için basitçe önerileriniz neler olacaktır?


Bu durumu belki iki bölüme ayırmak gerekir. Birincisi halihazırda taşı olan hastalar ikincisi ise daha önce taş düşürmüş ancak şu an için bilinen taşı olmayan hastalar. İkinci hasta grubuna ben konuşurken böbreklerinin bizim açımızdan sabıkalı olduğunu söylüyorum. Çünkü daha önce böbrek taşı hikayesi olan bir bireyin tekrar böbrek taşı yapma ihtimali hiç böbrek taşı düşürmemiş bir bireye göre 2-3 kat artmaktadır.


Hali hazırda taşı olan hastaların mutlaka oruç öncesinde doktorları ile görüşmelerini özellikle öneririm. Taşlar üzerinde enfeksiyon yani mikroplar olduğunda hem şekil değiştirebilmekte hem de boyut olarak büyüyebilmektedir. Bu nedenle oruç öncesinde idrar tahlili yapılması enfeksiyon varsa ilaç tedavisinin düzenlenmesi, idrar asit dengesinin bakılarak gerekirse ek tedavi düzenlenmesi, taşın büyümesini engelleyecek ilaçların kullanımının değerlendirilmesi önemlidir.


Her iki grup için de sıvı alımı çok önemlidir. Özellikle sitrat içeren bazı ilaçlar sık taş düşüren hastalarda Ramazan döneminde başlanabilmektedir. İdrar asiditesinin ayarlanması ve mümkün olduğu kadar yağsız gıdaların tercih edilmesi yine önemi noktalardan bir tanesidir. Yağlı ve özellikle kolesterolden yüksek gıdaların tüketilmesinin böbrek taşı için bir risk faktörü olabileceği bildirilmiştir.


Oruç gerçekten önemli bir ibadet olsa da insanların bilinçli olarak sağlıklarını korumalarının da ne kadar önemli olduğunu vurgulamak gerekmektedir.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.