Zaman zaman içim dolar... Geçmişe ve geleceğe dair. Buruk bir sevinç kaplar içimi... Bir yarım eksikmiş gibi.


Sebebi babam. Evet babam. Ben küçükken ayrılmışlar annem ve babam. Sonrasında klasik görüşmeler yaz ayları ve okul tatillerinde... Hep eksiktim ama hep dolu babama. Hiç geçmezdi ona olan özlem. Hep çoğalırdı yıllar geçtikçe. Yurt dışında yaşardı. Nevi şahsına münhasır biriydi. Herkes tarafından sevilen, esprili, yakışıklı ve karizmatik biri. Gurur duyardım babamla. Az görürdüm ama hep onun kızı olmak farklı okşardı içimi... Tüm canlıları severdi. Sporun her dalı ile uğraşırdı. Tüm dünyayı gezmişti. Eksikleri yok muydu tabii ki vardı mesela hep yarımdım ben ona. Hep azdım... Solum hep boştu...


Maddi anlamda hiçbir sıkıntı yoktu ama maneviyat hep kavururdu içimi. İçimde kalmışların çoğu hayalleri hep onunla ilgiliydi. Hiç sinemaya gitmedik mesela ya da hiç beraber zamanı değerlendiremedik. O hep meşguldü ve sonra amansız hastalığı düşürdü onu. Birden öğrendik... O spor yapan hayatı dolu dolu yaşayan adam iki ay içinde yatağa mahkum olmuştu. Birkaç ay sonra da elveda dedi gitti. İnanamadım gidişine, sanki her gün berabermişiz gibi, nasıl yaparım ben dedim. Arkamdaki dağ yerle bir olmuştu, limanım yıkılmıştı, deprem yaşamıştım sanki, kimsesiz kalmıştım. Hiç yakışmamıştı ona gidişi. Zaten kime yakışırdı ki... Demem o ki sandığımdan daha çok kor düştü içime daha çok üşüdüm onsuz...


Issız kaldım, sessiz kaldım...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.