İnsanoğlu bencil bir yaratık severken de üzülürken de kendisi için yapıyor bunu. Çocuğunda bile severken karşılık görsün, görmesin; o sevgi, benliğini tatmin ettiği için seviyor belki. Üzülürken bile ilk “ben onsuz nasıl kalırım” diye düşünerek üzülüyor. Saf sevgi fikrimce sadece hayvanlarda ve yeni doğan bebeklerde var.



Karşılıksız sevgi vermek ve karşılıklı saygı göstermek; toplumda ne öğretiliyorsa onu yaşar insan. Sevgisiz büyüyen bireyin kendisine olan sevgisi zor gelişir, böyle yetişen birisi ileride çocuk sahibi olduğunda çocuğuna sevgi göstermesi ise iyice zorlaşır.



Nedeni ise yaşamın en başı olan ebeveynlerin davranışlarının sonrasına da taşınmasıdır. Eğer bu sevgi ebeveynler arasında yoksa çocuk da bocalamaya kadar gider. Bu durumun sadece anne sevgisi ile sınırlandırılmaması gerekir ama öğretilmiş olan anne ve çocuk arasındaki bağın tabu ve tapu halleriyle, katı ya da sıvı hale dönüşmesine yol açan toplumsal değerler ve dayatılmış normlardır.



Bir insan zarar görüyorsa bu ister ebeveyn ister çevre etkenleri olsun tutarlılık baş göstermesi gerekir. Bir insan, ideolojisine ters bir şey için dış çevreye nasıl tutarlı, sınırlı ya da tepkiliyse ebeveynlerine karşıda bu tutarlılığını ve kararlılığını göstermesi gerekir. Ama aile denildiği zaman atsan atılmaz satsan satılmaz kavramlarıyla büyüyor insan. Biraz karışık durumlar ve cümlelerle tabu ve tabulaştırılıyoruz. Aslında yaşam alanlarımızın daraltılması önce ebeveynden başlıyor.



Bir insanın sevgi verebilmesi için sevgi ile büyümüş olması gerekir. Sevgiyi tanımayanın sevgi vermesi çok zordur. Nefret ve öfkeyle yetişen insanlar yetiştiği aileyi, toplumu aynen yansıtırlar. Sevgiyi tanıyan kişi yetiştirdiği, emek verdiği her şeyi sevebilir ve bu sevgi karşılıksız olabilir. Bu anlamda insan doğayı, hayvanı, çocuğunu karşılıksız sevebilir. Yani gerçek bir sevgi içinde büyümüş ve sevmek öğretilmişse yaşamı ve yaşayan her şeyi karşılıksız sevebilir. Karşılıksız sevemeyenler sevmeyi bilmeyenlerdir. Sevgi verdiklerini düşünürler ancak verdiklerini karşılık görmek için verirler. Bazen bunu yaptıklarının farkında bile değillerdir, bazen de oldukça farkında olup karşı tarafa yeri geldiğinde karşılık beklediklerini hissettirir ya da söylerler.



İyi ve kötünün yüzü aynıdır. Her şey insanın yoluna ne zaman çıktıklarına bağlıdır.



Hülya Çakıcı

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.