Kışa veda edip yepyeni bir mevsime “merhaba” dediğimiz bu günlerde uyuma isteği, yorgunluk, kas krampları ve eklem ağrılarından şikâyetçi misiniz? Her üç kişiden birinde görülen bahar yorgunluğu ile mücadelede uzmanlar, gün ışığından daha çok yararlanmayı, egzersiz yapmayı ve sosyalleşmeyi öneriyor.
Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, bahar yorgunluğu hakkında bilgiler verdi.
Mevsim dönümüyle birlikte tazelenen doğanın enerjisinin kendinize de yansımasını istediğimiz şu günlerde beklentilerin tam aksine uyuma isteği, yorgunluk, kas krampları ve eklem ağrılarının görüldüğünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, şunları söyledi: “Hemen hastalandığınız endişesine kapılmayın. Tabiat uyanmıştır fakat her üç kişiden bir kişi hala mevsim dönümüne uyum sağlayamamıştır ve bahar yorgunluğu şikâyeti çeker. Bahar yorgunluğu bir hastalık değildir. Birkaç gün ile en fazla dört hafta kadar devam eder ve kendiliğinden geçer. Bedensel ve ruhsal yorgunluğun karışımına uyku halinin eşlik etmesi şeklinde tanımlanabilen bu durum genç kadınlarda ve çocuklarda, erkekler ve yaşlılara göre daha fazla görülür.”
Bahar yorgunluğunun sebebi: Düşük miktardaki serotonin
Yapılan bir çalışmada düşük miktardaki serotonin hormonunun bahar yorgunluğuna sebep olduğunun ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, “Karanlık kış günlerinde vücudunuzun serotonin depolaması mümkün olmamış, buna karşılık uyku hormonu olan melatonin hormonunun vücudunuzdaki konsantrasyonu yükselmiştir. Bahar aylarında daha fazla açık havada bulan kişilerin vücudunda, serotonin ve melatonin hormonu tekrar denge miktarına ulaşıncaya dek fazladan serotonin üretilir. Bunun yanı sıra kış mevsiminde vücut ısınız yaza göre bir tık daha düşüktür ve bahar aylarının gelmesi ile yeni ısıya vücudunuz hemen adapte olamaz” diye konuştu.
Bu öneriler yorgunluğunuzu azaltacak
Bahar yorgunluğuna karşı alınacak bazı tedbirlerle yeni mevsime uyumun kolaylaşabileceğini ve şikâyetlerin azaltılabileceğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yıldız Erdoğanoğlu, şu tavsiyelerde bulundu:
1-En iyi terapi gün ışığıdır: Her gün, özellikle öğleden sonra gün ışığı almak biyolojik mekanizmalarınızı tekrar harekete geçirecektir.
2-Nefes egzersizleri yorgunluğu azaltır: Baharın taze havasını soluyarak yapılan nefes egzersizleri beyninize daha fazla oksijen gitmesi anlamına gelir ve bu yorgunluğu azaltır. Kapalı bir yerde çalışıyorsanız sık sık pencerenizi açın ve solunum egzersizlerini taze havayı soluyarak yapın.
3-Egzersiz yapın: Mevsimsel yorgunluğu yenmede egzersiz yapmanın özel bir önemi vardır. Her fırsatı daha fazla hareket etmek için kullanın. En basit haliyle daha fazla merdiven çıkarak, daha fazla açık havada yürüyerek vücudunuza daha fazla oksijen dolar ve dolaşım sisteminizin hızlanır.
4-Beslenmenize dikkat edin: Bahar yorgunluğuna karşı sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, fazladan mineral ve C vitamini içeren besinler tüketmek uyumunuzu kolaylaştırır. Yorgunluk çoğu zaman da düşük miktarda sıvı alımı ile ortaya çıkabildiği için, bolca su, çay ve şekersiz içecekler için.
5-Çok kısa öğle uykusu: Güç toplamak için imkânınız varsa öğlen uykusuna yatabilirsiniz fakat bunun 30 dakikayı geçmemesine dikkat edin. Aksi durumda vücudunuzda tekrar uyku hormonu olan melatoninin salınımı artar.
6-Zıt duş alın: Sabahları sıcak suyla yapılan duşun üstüne soğuk su ile yapılan sıcak-soğuk banyolar (zıt duş) size dinçlik verecektir. Zıt duşu sadece kollarınıza ve bacaklarınıza, sadece boynunuza ya da tüm vücudunuza uygulayabilirsiniz.
7-Arkadaşlarınızla buluşun: Doğa uyanırken siz uykuya dalmayın ve yatağın içine gizlenmeyin. Kendinizi yorgun hissettiğiniz için erkenden yatağa girmek mevsimsel yorgunluğu yenmek için izlenecek yanlış bir yoldur. En güzeli; arkadaşlarla buluşmak, aktivitede bulunmak, konser veya sinemaya gitmektir. Unutmayın ki hoşunuza giden aktivite ve etkinlikler tıpkı güneş ışığı gibi vücudunuzda serotonin salınımını artırır.
Bahar yorgunluğunu bu besinlerle yenin!
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili baharı zinde geçirmenizi sağlayacak besinleri anlattı, önemli önerilerde bulundu.
Kivi
Kivi, içerdiği C vitaminiyle dikkat çeken bir meyve. Sabahları veya gün içinde tüketilen bir adet kivi enerji vererek metabolizmayı canlandırıyor. Kışın yavaşlamış metabolizma hızlanarak bahar yorgunluğuyla daha kolay baş etmenizi sağlıyor. İçerdiği C vitamini sayesinde demir içeriği yüksek besinlerle birlikte yenildiğinde vücudun demir emilimini de artırıyor. Örneğin; sabah kahvaltıda yumurtayla birlikte kivi tüketebilirsiniz.
Çilek
Çilek su ve lif oranı yüksek olduğu için hem tok tutuyor, hem de kan şekerini hızlı yükseltmiyor. Aynı zamanda bahar yorgunluğunun önlenmesinde de etkili olan potasyumdan ve vücut direncinin artırılmasını sağlayan antioksidanlardan da zengin bir meyve. Düşük kalorisi ve enerji verici etkisiyle beslenme listenizde sıklıkla yer alabilir. Günlük 1 porsiyon meyve olarak 12 adet küçük çilek tüketebilirsiniz.
Ananas
Ananas hem yorgunluğa yol açan ödemin atılmasında fayda sağlıyor, hem de diyet yapanlar için iyi bir meyve. Kalorisi az, su içeriği yüksektir. Lifli yapısından dolayı bağırsakları çalıştırıyor ve tok tutuyor. C vitamini ve lif oranı oldukça yüksek olan ananası günde 2 halkayı geçmeyecek şekilde tüketerek, gün içinde gerekli olan enerjiyi depolayabilirsiniz.
Ceviz, fındık, badem
Beslenme ve Diyet Uzmanı Şeyda Sıla Bilgili içerdikleri E vitamini, lif, magnezyum ve omega-3 yağ asitleri sayesinde ceviz, fındık ve bademin yorgunluğun düşmanı olan besinler arasında yer aldıklarına işaret ederek, “Özellikle antioksidan etkisi olan E vitamini bağışıklık sisteminin korunmasında önemli bir rol üstleniyor. Günde 10 fındık veya 6-8 adet badem ya da 3 tam ceviz tüketmek, baharı enerjik geçirmeniz için çok önemli” diyor.
Yumurta
Yüksek protein kalitesi, selenyum, çinko, iyot ve demir içeriğiyle her mevsimin en değerli besinidir yumurta. İyi bir demir deposudur. Eğer demir eksikliğinin olası sonuçları olan yorgunluk, uykuya eğilim ve halsizlik gibi semptomlarınız varsa buların ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. Ayrıca sağladığı kas aktivasyonuyla daha enerjik hissetmenize katkıda bulunuyor. Beynin en önemli yapı malzemesi, bir tür vitamin olan ‘kolin’dir. Günde bir veya 2 yumurta yediğinizde güne zinde başladığınız gibi, beyninizdeki kolin oranını artırarak hafıza kaybı ve erken bunama gibi sorunların gelişme riskini de düşürebilirsiniz.
Muz
Muz, potasyum kaynağı olması sayesinde kas krampları ve kas güçsüzlüğüne karşı çok etkili olmasının yanı sıra beyin hücrelerinin ölmesini engelleyebiliyor. Düzenli olarak gün içerisinde yenildiğinde, beyinde seratonin denilen mutluluk hormonu düzeyini arttırabiliyor. Karanlıkta salgılanan uykuya geçişi kolaylaştıran melatonin hormonunun salgısını da arttırarak kaliteli bir uyku sağlayabiliyor. Günde bir adet yerli muzu ara öğün olarak tüketebilirsiniz.
Enginar
Enginar, içerdiği A vitamini, C vitamini, niasin, potasyum ve posa sayesinde vücudu dinlendiriyor, dinçlik sağlıyor. Toksinlerin vücuttan uzaklaştırılmasını kolaylaştırıyor. Bu sayede de bahar yorgunluğuna karşı mücadele ederek, enerjik hissetmenize katkıda bulunuyor. Enginarı çiğ olarak salatalarda veya pişmiş olarak haftada 2 kez tüketmeniz sağlığınız açısından faydalı olacaktır.
Semizotu
İçerdiği yüksek su oranıyla baharla birlikte artan su ihtiyacına katkı sağlıyor. Sebzeler arasında omega 3 yağ asitlerinden en zengin sebze olan semizotu, bu sayede bağışıklığın güçlendirilmesinde çok büyük önem taşıyor. Vücudumuzda demir ve kalsiyum depolarının dolu olmasına yardım ediyor. Böylece bahar yorgunluğunu hissetmez veya çok kısa zamanda atlatabilirsiniz. Haftada 2 kez yoğurtlu semizotu salatası yapabilir veya zeytinyağlı sebze yemeği olarak pişirebilirsiniz.
Kefir
Kefir, içerdiği probiyotik bakteriler sayesinde bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor. Güçlü bir bağışıklık sistemi de bahar yorgunluğunu daha kolay atlatmanızı sağlıyor. Bilimsel araştırmalara göre probiyotik besinler, düzenleyici fonksiyonu olan T hücre yüzdesini arttırarak, mevsim geçişlerine karşı toleransı yükseltiyor. Her gece bir bardak kefir tüketmeniz bağışıklık sisteminizi güçlendirecektir.
Yeşil yapraklı sebzeler
Roka, tere, nane, maydanoz, reyhan gibi taze yeşillikler içerdikleri yüksek klorofil ile iyi birer antioksidanlar. Yüksek Lif oranları ile bağırsak hareketlerini artırıyorlar. C vitamini içerikleri de yüksek oluyor. Bu nedenle yeşil yapraklı sebzeleri çiğ olarak da bol bol tüketmeyi alışkanlık haline getirmeniz çok önemli. Potasyum ve folik asit açısından zengin olan yeşil yapraklı sebzeler yorgunluğu önleyip, baharı enerjik geçirmenize yardımcı oluyor. Sofranızda her öğünde koyu yeşil yapraklı sebzelere yer vermeyi ihmal etmeyin.
YORUMLAR