Çocuğunuzun büyüdüğünü gördükçe bir yandan gurur duyarken bir yanda da kafanızda endişe bulutları dolaşmaya başlar. Nasıl bir çocuk olacak? İstediğim gibi yetiştirebilecek miyim? Başarılı olacak mı? Bu ve bunun gibi birçok soru kafanızı kurcalar. Özellikle üniversiteye gidecek; sizden tamamen bağımsız bir birey olmak için ilk adımını atacaksa bu endişe korkuya dönüşebilir.

Çocuğunuzun üniversiteye başlaması yeni bir hayatın kurulmaya başlaması anlamına da gelir!

Gençlik döneminin doğal bir göstergesi olan ebeveyn çatışması, gencin üniversiteye başlaması ile giderek daha görünür hale gelebilir. Ana-babadan bağımsızlığı kazanma, bağımsız yaşama hazırlıkları yapma, mesleğe yönelme; ana-babalar, arkadaşlar ve karşı cinsle kurulan ilişkilerin farklılaşması gibi yeni gündemler gencin hayatında yer etmeye başlar. Çatışmalar zaman zaman kaçınılmaz olabilir.


Sağlıklı çatışma, bireyin olgunlaşması için gerekli ve yararlıdır; çünkü birey çatışma ile karşılaştıkça problem çözme becerileri gelişir. Üniversiteye başlamak yeni bir hayatın kurulmaya başlaması anlamına da gelir. Oluşmaya başlayan yeni arkadaş grupları, yeni sorumluluklar, geleceğe yönelik planların somut adımlarla gerçekleşiyor olması, gencin hayata dair fikrinin gitgide gerçeklere daha uygun şekillenmesiyle ‘büyüme’ süreci farklı bir döngüyle devam eder. Üniversiteye başlamakla ile birlikte çoğu genç tatlı heyecanın yanında endişe de yaşayabilir. Aslında pek çok gencin göstermiş olduğu ruhsal sıkıntılar ve çeşitli tepkiler, gerçekte ruhsal bozukluk ya da hastalık değildir; çoğunlukla gençlik döneminde yaşanan doğal akışın bir parçasıdır. Bu belirtileri değerlendirme konusunda en çok aileler dikkatli olmalıdır. Bir şeylerin ters gittiğini hissettikleri anda yardım aramaktan çekinmemelilerdir.


Üniversite dönemine gelmiş çocuğunuz hiçbir uyarınıza karşı çıkmıyorsa bir şeyler ters gidiyor olabilir!

Gençler bu ayrışma sürecinde değişirler; ana-babalarından farklı olan yanlarına sahip çıkmak konusunda ısrarcı olabilirler ve bu konuyla ilgili genellikle ailelerle ufak da olsa problem yaşarlar. Gencin bu konuda hiç problem yaşamıyor olması, ‘Benim dediğim gibi ol’ ya da ‘Bunu böyle yapmak zorundasın’ gibi uyarılara hiç karşı çıkmıyor olması ve söylenenler karşısında sıkıntı hissetmiyor olması ruhsal anlamda bir şeylerin ters gittiğine işaret dahi olabilir.


Örneğin böyle gençler bağımlı bir kişiliği geliştiriyor olabilirler; bağımlı kimliğe sahip kişiler ömürleri boyunca da bağımlılıklarından beslenip özgür bir birey olamazlar. Bu nedenle gençlerin çatışmalar yaşamaları hem normaldir hem de olgunlaşabilmeleri için gereklidir. Burada önemli olan nokta çatışmanın boyutudur. Ebeveyn-çocuk çatışması ailede uzun süren ciddi huzursuzluğa yol açıyorsa, aile düzenini bozacak noktaya geliyorsa aile dinamiklerinden kaynaklanan problemlerin habercisi de olabilir.


Bu noktada profesyonel destek alınması gerekli olabilir. Bunun yanında gençlerin yaşadığı endişe, kaygı ve çatışma halinin psikopatolojik bir durumdan kaynaklanma olasılığı da göz ardı edilmemelidir. Bu noktada ailenin dikkatli olması çok önemlidir. Özetle, yapılması gereken; çatışmanın farkına varılıp, olası sebeplerinin belirlenerek sorunların çözümüne ulaşmaktır. Bu noktada aile ilişkilerinde problem olduğuna inanan kişiler aile danışmanlığı ya da bireysel danışmanlık için ilgili uzmanlara başvurabilirler.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.