Uyku pasif bir süreç gibi görülse de; içinde farklı dinamikleri taşıyan, yaşam için elzem bir zaman dilimidir. Bu süre zarfında bedenimizin biyolojik dinlenmesi, dokuların onarılması, hormonların sentezlenmesi, psikolojik dinlenmemiz ve hafızamızın yapılandırılması sağlanıyor. Farklı nedenlerle uykunun bozulması hem geceye hem de gündüze ait şikayetlere ve çeşitli sağlık problemlerine neden oluyor.




Horlama, uykuda nefes durmaları, uyuyamama gibi uyku bozukluklarına ait birçok belirti toplumda “normal” kabul ediliyor. Uyku bozuklukları hem bireysel hem de toplumsal sonuç noktaları açısından oldukça önemli. Bu nedenle toplumda farkındalık oluşturulmalı.




Normal uyku nedir? Belli saatleri var mıdır?


Herkesin uyku süresi kendisine özeldir. Kimi dört saat uyur kimi ise onbir saat. Bu süre genlerde belirlenmiştir. Fakat insanların çoğu 6–8 saat uykuya ihtiyaç duyar.




Yaşa göre de uyku süresinde değişiklikler gözlenir. Bebekler parçalı olarak günün çoğunu uykuda geçirir, okul öncesi çocuklarda gece uykusu bütünlük kazanır ve gündüz bir kez öğleden sonra uyurlar. Daha sonraki dönemlerde ise pek de fizyolojik olmayan ancak okul ve iş yaşamı ile sadece geceleri uyunur. Normalde öğleden sonra saat 14.00 gibi fizyolojik uykuluk hali olur. Bazı ülkelerdeki siesta zamanı aslında normal uyku fizyolojisinin gereğidir. Gündüz uyunan yarım saatlik bir uyku gece uyku ihtiyacı süresinin bir buçuk saat kısalmasına neden olur.

Uykuya dalmamızı iki temel faktör belirler. Bunlardan bir tanesi gün ışığının azalması bir diğeri de uykuya olan ihtiyacımızın artmasıdır.




Yeteri kadar uyunmazsa ne olur?


Uyku, vital yani muhakkak karşılanması gereken bir ihtiyaçtır. Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan bir deneyde, 11 gün hiç uyumayan öğrencide psikotik belirtilere rastlandı. Yetersiz ya da kalitesiz bir uyku biyolojik ve psikolojik rahatsızlıklarla sonuçlanır.




Uyku nasıl bir süreçtir?


Hayatımızın dörtte ya da üçte birini geçirdiğimiz uyku, birçok işlevin yerine getirildiği, çeşitli evreleri içeren bir dönemdir.




Evre I uyku, uykuya dalarken “tilki uykusu” olarak adlandırılan dönemdir ve uykunun %1-5’ini oluşturur. Evre II uykusu, uykunun % 45-50’sini oluşturur.

Evre III uykusu derin dönem uykusu olarak adlandırılıyor ve uykunun %20-25’ini kapsıyor. Ayrıca hızlı göz hareketlerinin kaydedildiği, rüya görülen REM dönemi var ki, bu da uykunun %20-25’ine karşılık geliyor. Uykurken bu evreleri sırayla birini bitirip bir sonraki evreye geçmiyoruz bu evreler birbirlerine geçişler gösterek tekrarlıyor. Ancak genel olarak uyku süremizi kabaca ikiye ayırırsak gecenin ilk yarısında derin uykunun çoğunu uyumuş oluyoruz, ikinci yarıda sabaha karşı da daha çok REM dönemini uyuyoruz.




İyi bir uykudan söz ederken hem genlerimizde yazılı olan uyku süresinden hem de uyku evrelerini bu oranlarda uyumaktan söz ediyoruz.




En çok hangi uyku sorunları ile karşılaşılıyor?


Şimdiye dek 81 tane uyku hastalığı tanımlandı. En çok görülen uyku bozukluğu, insomnia yani uykusuzluktur. Uykusuzluğun en büyük bir nedeni, uyku hijyeninin bozulması ve bunun kemikleşmiş hale gelmesidir. Yine çok önemli olan bir başka sorun da, uyku apne sendromudur. Bu çok sık görülen, sosyal boyutu da olan ve üzerinde önemle durulması, multidisipliner yaklaşılması gereken bir konudur. Toplumda %2-4 oranında görülen uyku apne sendromunun, diyabet kadar sık rastlandığını söyleyebiliriz.




Uyku apne sendromu nedir?


Normal şartlarda kişiler uyanıkken solunumunu istediği gibi düzenleyebiliyor. Ancak uykuda bu kontrol otomatik olarak gerçekleşiyor. Gırtlağımızdan gelen hava akciğerlere doluyor, körük gibi çalışan göğüs kafesi havayı emiyor ve dışarı veriyor. Tıkayıcı tipte uyku apne sendromunda ise gırtlak tıkanmaya başladığı için hasta horluyor. Öyle bir noktaya geliyor ki, gırtlak tamamen tıkanıyor ve göğüs kafesi daha çok açılarak havayı emmeye çalışıyor. Bunu başarırsa gırtlak açılıyor. Ancak kişi 10 saniyeden daha uzun süre nefes alamıyorsa, apne olarak tanımlanıyor. Uyku apne sendromunda ise bu durum gece boyu defalarca tekrarlıyor.




Uyku Apne Sendromu hangi belirtilerle ortaya çıkıyor ve ne tür sonuçlara yol açıyor?


Uyku apnesi olan kişiler genellikle, sabah yataktan çok zor kalkmaktan, gün içi uykuluk halinden, gece baş, boyun ve göğüs bölgesinin terlemesinden, gece tuvalete kalkmaktan yakınırlar. Bu kişilerin uykusunu gözleyenler hastanın horladığından zaman zaman ise nefesinin durduğundan bahseder. Hastaların sıklıkla gastroözafagial reflüsü vardır ve bu nedenle de takip edilirler, şişmanlık, insülin direnci ya da diabet, hipertansiyon, iskemik kalp hastalıkları, ritim bozukluklarından bir ya da bir kaçı bu hastalarda bulunabilir.




Uyku Apne Sendromunun tanı nasıl konuyor? Tedavi yöntemleri nelerdir?


Uyku apne sendromun tanısı için kişiler uyku laboratuvarında polisomnografi testine tabi tutuluyor. Bu testle beyin dalgaları, göz hareketleri, horlama, nefes alma çabası, oksijen miktarı, kalp atışları (EKG) bacak hareketleri, yatış pozisyonu, video monitorizasyonu uyku laboratuarı teknisyeni eşliğinde bilgisayara kaydediliyor. Bu kayıtlardan uyku evreleri, solunum olayları, bacak hareketleri, uluslar arası belirlenmiş kriterlere göre skorlanıyor. Kimi zaman hastaların sadece sırtüstü yatarken sorunu olduğunu görürüz. Bu durumlarda hastayı uykusu bozunca yan yatar halde tutacak aparatlar kullanıyoruz. Çoğu zaman kişinin zayıflaması da tedavi için önemli bir adımı oluşturuyor. Ancak şu var ki, bu kişiler için zayıflamak o kadar da kolay olmuyor. Uyku apne sendromunun temel tedavisi CPAP (Continious Positive Airway Pressure) denilen ve devamlı hava üfleyen cihazlar ile oluyor. Cihaz, odadan havayı alıyor, hortum ve maske yardımı ile kişiye veriyor. Bu cihazlar, kişiye göre belirlenen bir basınçta hava üfleyerek gırtlağın açık kalmasını sağlıyor. Hastalar daha ilk günden itibaren kaliteli bir uykunun sonuçlarını görüyorlar. Bu cihazı düzgün kullananların tansiyon, kan şekeri, obezite gibi problemlerinin de kontrol altına alındığı gözleniyor. Bazı durumlarda ise Kulak Burun Boğaz, genel cerrahi ve ortodonti gibi cerrahi branşlardan yardım almak gerekiyor.



Anadolu Sağlık Merkezi


Uyku Laboratuvarı Sorumlusu


Nöroloji Uzmanı


Dr. Ferda Korkmaz Özkanoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.