Bu hafta ülkeye bir şeyler oldu. Bütün cemreler her yere düştüğünden mi, manolyalar açtığından mı, bahar artık iyiden iyiye yüzünü gösterdiğinden midir bilmem bir yandan bahar yorgunluğu çökerken bir yandan da aktiviteler ve yenilikler tam gaz meydana çıktılar. Bu yorgunluğa rağmen hayata yetişebilmek kolay değil; birkaç ipucunu kullanmak şart… Şunlar gibi:


Bol bol taze sebze ve meyve tüketmek enerjinizi korumanıza ve metabolizmanızın daha iyi çalışmasına yardımcı olur diyor bilen kişiler. Lakin bu mevsim meyvenin en kesat olduğu mevsim. Hala kışın başından kalma elmalar armutlar; çileğe, kiraza ise daha çok var. En iyisi hem kendimiz hem de çocuklar için sebzeye ağırlık vermek. Bakla ve enginar başladı bile… Eh, yeşil salatalar ve otların da zamanı sayılır…


Sizi bilmem ama ben sürekli uyumak istiyorum. Gece erken yatan ve sabah erken kalkan bir tip olmama rağmen uykum yetmiyor. Uzay’ın da öyle. En iyisi öğlen 5-10 dakika bile olsa bir kestirebilmek bir de açık havada yürüyüş yaparak, boş zamanları mümkün olduğunca doğada geçirerek uyanış enerjisinden beslenmek.


Su şişemi yanımda taşımam da bahar rehavetine karşı aldığım önlemlerden biri. Eskiden sadece Uzay ile gittiğim yerlere su taşırken sonra neden kendim için de taşımıyorum diye düşünüp minik bir cam şişe edindim. Her zaman olmasa bile özellikle yorgunluğumun arttığı evrelerde uyumu yanımda taşımanın ve uyku bastıkça su içmenin olumlu etkisini görüyorum.


Uzay’a da kendime de D vitamini takviyesi veriyorum; bir yandan da güneşe rastlarsam ellerimi ve yüzümü ona dönüp bir beş dakika duruyorum. D vitamini enerjimin ciddi anlamda yükselmesine yol açıyor.


Damla Çeliktaban

dceliktaban@htgazete.com.tr

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Şişman
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.