Küreselleşmeyle iyice ufalan dünyamızda daha önce hayal bile edemediğimiz ülkelere yolculuk etmek artık günler değil saatler alıyor. Sadece toplumlar değil hastalıklar da küreselleşti. Verilere göre seyahate çıkan kişilerin yüzde 65’i çeşitli nedenlerle sağlık sorunu yaşıyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Dilek Arman, seyahatte bizi bekleyen riskleri ve korunma yollarını anlatıyor.


En sık turist ishali görülüyor


Seyahatte karşılaşılabilecek sağlık sorunları, seyahatin zamanı, süresi ve gidilen ülkeye göre değişiklik gösteriyor. En sık turist ishaliyle karşılaşılıyor. Bu sorun seyahat edilen bölgede tüketilen yiyecek ve içeceklerdeki mikroorganizmaların neden olduğu bir ishal türü olarak değerlendiriliyor. Karın ağrısı, sık yaşanan kramplar, gaz, bulantı, kusma, sık dışkılama ve sürekli sıkışma hissiyle gelen bu ishal bazen tüm tatil boyunca etkili olup döndükten sonraki 10 gün içinde de ortaya çıkabiliyor. Sıtma, sarıhumma, kolera, hepatit A ve B, tifo, zatürree ve grip de risk oluşturan enfeksiyonlar arasında bulunuyor.


Neler yaşanıyor?


Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) araştırmasına göre seyahate çıkanların yüzde 65’i çeşitli nedenlerle küçük sağlık sorunları yaşıyor. Yüzde 15’i daha ciddi problemlerle karşılaşırken, yüzde 4’ü bulunduğu ülkede hastaneye yatırılıyor. Seyahat edenlerin yüzde 6’sı seyahatini yarıda kesip ülkesine dönerken, yüzde 1’lik bölümü gittiği ülkede yaşamını kaybediyor. Seyahatle birlikte ortaya çıkan hastalıklar daha çok gelişmiş ülkelerden gelişmemiş ülkelere doğru yapılan seyahatlerde meydana geliyor.


Kimler dikkatli olmalı?


Seyahatle ilgili riskler açısından:

Bebek, çocuk ve yaşlıların

Hamilelerin

Diyabet, kalp, hipertansiyon, böbrek yetmezliği, vb kronik hastalığı olanların

KOAH hastalarının

Kanser hastalarının

Alerjisi olan kişilerin, özel olarak değerlendirilmeleri gerekiyor.





Enfeksiyon riski en yüksek ülkeler


Batı Avrupa, Kuzey Amerika ve Avustralya dışındaki bölgelere yapılacak seyahatlerde enfeksiyon riskine karşı dikkatli olmak ve tedbir almak gerekiyor. Afrika, Güneydoğu Asya ve Güney Amerika seyahatle ilişkili enfeksiyon riskini en fazla taşıyan bölgeler arasında bulunuyor. Azgelişmiş ülkelerde temiz su ve gıda sağlanması konusunda altyapı sorunları yaşanması seyahat eden kişinin çeşitli enfeksiyon riskleriyle karşılaşmasına yol açıyor.


Afrika, ‘menenjit kuşağı’ olarak anılırken, Hindistan’da en büyük problemin sıtma olduğu belirtiliyor. Bunun yanı sıra özellikle hac ve umre bölgesine yapılan ziyaretlerde menenjit ve grip önemli riskler oluşturuyor. Son dönemde bazı Afrika ülkelerinde ebola, Suudi Arabistan’da ise MERS virüsü karşımıza risk olarak çıkıyor. MERS’in etkisini Suudi Arabistan ve Kore’de göstermesiyse bu salgının dünyaya yayılabileceğine işaret ediyor. Almanya ve Amerika ise kene riski olan bölgeleriyle dikkat çekiyor.


Karadeniz’de bağırsak parazitlerine dikkat!


Türkiye’de Kırım Kongo kanamalı ateşi ve kene ile bulaşan hastalıklar risk oluşturabiliyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde beslenme şekli nedeniyle ishale rastlanıyor. Çorum ve Çankırı gibi illerde Kırım Kongo kanamalı ateşi, şehirle ormanın birleştiği noktalardaysa kene ile bulaşan hastalıklar risk taşıyor. Karadeniz’deyse bağırsak parazitleri görülüyor.





Dişlerinizi musluk suyuyla fırçalamayın


İşte seyahat sırasında enfeksiyon riskini azaltmak için dikkat etmeniz gerekenler:

Ellerinizi sık yıkayın veya el antiseptikleriyle ovuşturun.

Kapalı şişelerdeki suları tüketin ya da kaynatarak için.

Dişlerinizi musluk suyuyla fırçalamayın, kapalı su kullanın.

Pişmemiş ve az pişmiş yiyecekleri tüketmeyin.

Açıkta satılan yiyecekleri yemeyin.

Meyve ve sebzelerin kabuklarını soyun.

Yanınızda maske taşıyın.


Hastalıklara göre alınacak önlemler


Diyabet hastaları: 10 saatten fazla süren yolculuklarda saat farkı göze alınarak ensülin saatleri doktor kontrolünde yeniden düzenlenmeli.


Düzenli ilaç kullanan hastalar: Sürekli ilaç kullanmak zorunda olan hastalar, yanlarında kalış süresince yeterli olacak miktarda ilaç götürmeli. (Birçok ülkede reçetesiz ilaç almanın güçlükleri var.)


Astım hastaları: Bu hastalar hava kirliliğinin ve polenlerin olmadığı, yüksek nem içermeyen yerleri seçmeli. Otomobille yolculuklarda klima kullanılmalı, uçak yolculuğu yapanlarsa nefes açıcı ilaçlarını yanlarından ayırmamalı.


Alerji hastaları: Ev tozu alerjisi olanlar halıyla kaplı olmayan odaları tercih etmeli. Odanın havalandırma sistemi yüksek kalitede olmalı. Klorun özellikle alerjik astım hastalarında nefes darlığını tetikleyici bir etken olabileceği unutulmamalı. Güneş alerjisi olanlar 10.00- 16.00 saatleri arası güneşe çıkmamalı.


Yazı: Ceyda Erenoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.