Her insan bir diğerinden farkılıdır. Hayata bakış açısı, inançlar, değer yargıları ve başka birçok şey insandan insan değişir. İlişkilerde ise bu farklılıklardan kaynaklanan çeşitli tartışmalar doğabilir. Önemli olan ise bu tartışmalarla doğru bir şekilde baş edebilmektir. Peki bu farklılıkların ilişkideki çekim alanı için gerekli olduğunu söylesek...


Kendimizden farklı olan insanlardan hoşlanma olasılığımızın daha yüksek olduğu doğrudur. Peki bunun sebebi nedir hiç düşündünüz mü? Size daha çok benzeyen insanlar öğrenmenize, büyümenize, iyileşmenize başka bir deyişle kişisel gelişiminize çok fazla katkı sağlayamazlar. Çünkü sizinle çok benzer düşünceleri vardır. Benzerlik ve karşı tarafın davranışlarını tahmin edebilmek aslında ilişkide herkesin istediği özelliklermiş gibi gelse de iki tarafın birbirine çok fazla benzemesi kişileri sıkabilir, ilişkide durağanlık veya dargınlığa yol açabilir. İlişkinin ve insanların gelişmesinin ve büyümesinin en yüksek seviyede yaşanabilmesi için ilişkiyi canlı tutacak farklılıkların da olması gereklidir.


Farklılıklar iki taraf da birbirine kendi düşüncesini dayattığı zaman tartışmalara dönüşebilir. Eğer bu tartışmalar çözümlenemezse ilişkideki sevgi ve tutkuya zarar verebilir. Bu zarar hemen gözle görülebilecek şekilde olmasa da çözüm bulunamadığı zaman üstü yavaşça bastırılan bu sorunlar içten içe küskünlük ve güvensizlik yaratabilir.



Karşı tarafa kendi düşüncesini kabul ettirmek isterken kullanılan manipüle edici yollar (bağırmak ya da tamamen susup oturmak, suçlamak, karşı tarafın sözünü kesmek vs.) kullanmak da sorunu büyütebilir ve iki tarafın da kötü hissetmesine sebep olabilir. Aslında tartışarak yapmak istenilen şey iki tarafın da birbirini domine etmeye çalışması ve birbirlerini bu noktada engelleme çabaları olarak görülebilir. “Kendi fikrimi ne kadar savunursam, onun tarafından zarar görme olasılığım azalır ve kendi fikrimi kabul ettirme olasılığım da artar” düşüncesi aslında tüm tartışmaların temelidir.


Tartışmak tango yapmaya da benzetilebilir. Tango nasıl tek başına yapılamıyorsa insan da tek başına tartışamaz. Bu noktada tartışmalardan kaçınabilmenin öncelikli yolu tartışma girişimine karşılık vermemektir. Fakat bu yöntem çoğunlukla işe yaramaz çünkü aynı fikirde olmadığımız birine cevap vermeden durmak zorlayıcıdır. Bunun dışında tarafların içinde oluşan farklı bir korku ise tartışma boyunca sesssiz kalmanın partnerde uyandıracağı “Susuyorsa benimle aynı fikirde olmalı” düşüncesidir.


Tartışmalarda yapılan en büyük hatalardan biri karşı tarafın düşüncelerini anlamak istememek, kendini korumak ve tartışmada dominant olmak adına hareket etmektir. Unutulmaması gereken şey ise taraflar birbirini anlamayı ve iletişim kurmayı bıraktığında tartışma daha da büyüyecektir. Bu yüzden tartışmalarda baskın taraf olmak yerine karşı tarafı da anlamaya çalışmak, manipüle edici cümleler kurmamak ve kendini düzgünce ifade etmek tartışmayı sonlandırabilir ve hatta hiç başlamadan bitmesine yardımcı olabilir.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.