Lif yani posalı besinler mutfağımızın her daim en sağlıklı köşesinde durmaya devam ediyor. Sağlıklı bir yaşam stili oluşturmak isteyen, kilo vermek için bir diyet düzeni hazırlayan ve çeşitli hastalıklardan korunmak ve kurtulmak adına araştırma yapan herkesin hayatında bir kere de olsa posalı ürünler gündemi oturmuştur. Özellikle de kronik kabızlık çeken insanların ilk başvurduğu besin listesi lifli posalı gıdalardır. Peki, nedir bu lifli posalı besinler?


Lif yani posa aslında sindirilemeyen ve emilemeyen bir karbonhidrat çeşididir. Vücut bir sindirim süreci geçirirken lifli besinler enzimler tarafından parçalanmazlar. Bu yüzden de sindirim süreci diğer besinlere oranla daha uzun sürer. Bu da kişinin uzun süre tokluk hissi yaşamasına sebep olur. Bu yüzden de lifli besinler kişinin kilo vermesine yardımcı olur. Kilo azalmasına yardımcı olmasının bir başka sebebi ise kişilerin lifli besinleri daha çok çiğneme ihtiyacı hissetmesidir. Ve bu bilinen bir gerçektir ki kişi ne kadar fazla çiğneme yaparsa o kadar çok tokluk hissi yaşar.


Lifli besinlerin kronik kabızlığa iyi gelmesinin en önemli sebebi ise dışkıyı yumuşatmasıdır. Bunun yanı sıra aynı zamanda dışkıda bir ağırlık yapar ve kişi dışkıyı dışarıya daha çok atma hissiyatında olur. Kronik kabızlığın başlıca sebebi kişinin sürekli katı gıdalar tüketmesi ve dışkısının sertleşmesi durumudur. Bu sebeple dışkılama işlemi zorlaşır ve sertleşen gaita (dışkı) makat yoluyla kolaylıkla atılmaz.


Lifli besinlerin tansiyonu düzenlediği de önemli bir gerçektir. Inflamasyonu engelleyebildiği için tansiyonu da kontrol altında tutabilir. Kan şekerini ve insülini de düzenlediği için sağlığa çok faydalıdır. Lifli gıdaların insülin salgılamasını azaltarak özellikle 2. tipteki diyabete iyi gelmektedir.


İki tip lifli besin görülmektedir. Bunlar çözülebilir lifler ve çözülemeyen lifler olarak adlandırılır. Çözülebilir lifli besinlerin en temel özelliği suda çözülebilmesidir. Besinler suda çözüldüğü an ise jel formuna geçer çünkü suyu emerek şişmeye başlar. Bu lif türü en sağlıklı kabul edilendir. Doygunluk ve tokluk hissini yaşatan lif türüdür. Kan şekerini kontrol altında tutar. Kan dolaşımı esnasında glikozun bırakılmasını yavaşlatır. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Bağırsakların çalışmasını da kontrol eder. Çözünemeyen lifler ise su içerisinde çözünemezler. Kan dolaşımı esnasında emilirler, bağırsaklar tarafından parçalanma işlemi gerçekleşmez. Çözülebilir liflerdeki gibi jel yapısı çözünmeyen liflerde oluşmaz. Ama bu çözünmeyen liflerin sağlıklı olmadığı anlamına gelmez. Aslında çözünmeyen lifler kalın bağırsaklar için faydalıdır.


Hemoroid gibi vakaların oluşumunu engelleyen lifli besinler çözünmeyen türdedir. Bağırsak hareketlerini düzenleyen çözünmeyen lifler dışkılama düzenini sağlar. Bu lifler dışkıda ağırlık yarattığı için kişi birçok kez boşaltım ihtiyacı hissedecektir. Her iki lif türü de kendi içerisinde sağlıklıdır ve bünyeye faydalıdır. İçerisinde posa lif bulunan meyveler; elma, portakal, kayısı, muz, böğürtlen, kiraz, greyfurt, şeftali ananas, armut, erik, çilek, mandalina, içerisinde posa bulunan sebzeler; brokoli, havuç, mısır, bezelye, Soğan, domates, kabak, patates içerisinde posa bulunan tahıllar buğday kepeği, yulaf kepeği, kuru havuç, gevrek, ekmek, buğday tohumu, kepekli çavdar unu, bezelye, soya fasulyesi, patlamış mısır, fıstık, kuru şeftali, badem, mercimek, arpa unu, müsli, ceviz, kepekli makarnadır.


Lifli besinler her ne kadar sağlığa yararlı dahi olsa fazla alınması gibi durumlarda kişide farklı rahatsızlıklara yol açabilir. Günlük alınması gereken lif miktarı erkek, kadın cinsiyetlerine ve yaşa göre değişmektedir. Mesela 50 yaş üstü bir erkek için günlük 30 gram lif alınması gerekirken bu miktar kadın da 21 gram civarıdır. 50 yaş ve altı için ise kadınlarda 25 gram erkeklerde 38 gram civarında lifli besin tüketimi uygundur.


Hemoroid oluşumun en temel faktörlerinde biri kronik kabızlıktır. Bağırsak hareketleri düzenli olmayan kişilerde hemoroid rahatsızlığı daha fazla görülmektedir. Özellikle çözünmeyen lifli besinler tüketen kişilerin bağırsak hareket düzenleri oturur. Kronik kabızlık esnasında ise kişi dışkılama gerçekleştirmek için makat ve çevresini zorlar. Hemoroid rahatsızlığı da şiddetli ıkınma esnasında makat çevresindeki toplardamarların sarkması sonucu oluşur. Posalı besinler tüketen kişinin hem dışkılama işlemi daha kolay olacaktır. Çünkü besinlerin sindirimi esnasında gaita’yı (dışkı) yumuşak ve ağır hale getiren posalı besinler sayesinde makat ve çevresinden boşaltım kolay şekilde ilerleyecektir. Aynı zamanda bu bölgede fissür, fistül ve kıl dönmesi gibi rahatsızlıklar var ise kronik kabızlık hastalıkların artmasına sebep olacaktır.


Yazı: Op. Dr. Yasir Gözü

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.