Uçaklar havalanmadan önce hostesler uçuş güvenliği ile ilgili çeşitli uyarılarda bulunurlar. Uçakta basınç ve hava ile ilgili bir sorun olduğunda maskelerin otomatik olarak yolcuların önlerine düşeceğini söylerler. Çocuklu yolcular için önemli bir uyarı yaparlar. “Önce kendi maskenizi takınız, sonra çocuğunuzunkini” derler. Kendiniz risk altındayken, havasızlıktan çırpınırken çocuğunuza yardımcı olamazsınız. Öncelikle kendinizi güvence altına alıp güvenlik içinde olduğunuzu hissettikten sonra başkalarına yardım edebilir, kollarınızı, zihninizi, gönlünüzü açabilirsiniz. Kendi ellerinizi ısıtmadan başkalarına sıcacık eller uzatamazsınız.


Kafanızı meşgul eden sorunlar varsa, önce onları sorun olarak kabul etmeniz gerekir. Sonra üzerlerine eğilerek çözüme kavuşturmalısınız. O zaman başka insanların sorunlarına da çözüm bulabilecek aydınlığa kavuşursunuz. Baba, kendisi kin içinde kıvranıyorsa, kıskançlık ateşi ile yanıyorsa, hasislik elini kolunu bağlamışsa ve bunları kendinde bir kusur olarak görmeden yoluna devam ediyorsa; çocuklarının da aynı ateş içinde yanmasını doğal karşılar.


Sorunlar içinde yaşıyor veya sorunun bir parçası oluyorsanız çözüme katkı yapamazsınız. Dertleri zevk edinmişseniz, dertlere çare bulmayı düşünmezsiniz. Önce kendinizi, sevgi, şefkat ve anlayışla gözlemleyebilmenin yollarını bulmalısınız. Sizi üzen, telaşa kaptıran, acılar içinde yaşatan şeyleri saptayınız. Olumsuz kalıplarınızı, uyumsuz davranışlarınızı, kusurlarınızı fark etmeye çalışınız. Onlardan memnun musunuz, değil misiniz? Sorunlarla yüzleşmeniz ve varlıklarını kabul etmeniz tedavi yolunda atılacak ilk adım demektir. Sorunları görmezden gelmek, varlıklarından memnun olmak, dertliliği bir avantaj olarak kullanmak veya sorunları kabul etmekten korkmak sizi olumsuzluklar içine daha çok gömer.


Takımlarını başarıdan başarıya koşturan ünlü koçlar, büyük krizleri sarsılmadan atlatan genel müdürler, grubunu zafere ulaştıran liderler kendilerine güvenen insanlardır. Güvenlerini önderlik yaptıkları topluluklara aşılarlar. Güven duygusuyla dolu, güçlü, korkusuz takımlar yaratırlar. Karşı taraf sizdeki korku ve endişeyi de gücü ve güveni de bir bakışta görüp anlayabilir.


Biz bu dünyaya sorunlar, dertler ve korkular ile yaşamak için gelmedik. Allah’ın verdiği nimetlerden tatmaya, zevkine varmaya, yarattığı güzelliklerden yararlanmaya, hayatımızı iyi yaşamaya geldik. Sorunlarla yüzleşip onları sorun olmaktan çıkarınız. Kafanızı rahatlatıp çevrenizdeki güzelliklerin farkına varınız. Çevrenizdeki insanlara yararlı olmayı düşünebilecek aydınlığa kavuşunuz. O zaman çevresine ilham veren, güven aşılayan, korkulardan kurtaran güçlü bir insan olduğunuzu hissedersiniz. Gücünüz arttıkça cömertliğiniz artar. Verdiklerinizden karşılık beklemenin ne kadar küçük bir hesap olduğunu anlarsınız. Dünyanız büyür, cesaretiniz artar, korkularınız silinir, içsel güveniniz ve cesaretiniz devleşir.


Yazı: Öğretim Görevlisi ve Yazar İnal Aydınoğlu

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.