Sevgili kocacığım,

Çok üzgünüm… Son dört buçuk yıldır seni ihmal ediyorum. Senin ihtiyaçlarını ikinci plana atıyorum. Bunun için çok üzgünüm. Ama şunu unutma ki hala önceliklerimin arasında varsın, sadece en birinci önceliğim sen değilsin, hepsi o kadar.


Senin de duyguların, isteklerin, ihtiyaçların var, farkındayım. Sırtımı yaslamak istediğim tek kişinin sen olduğunu söylerken, ciddiydim. Biliyorum, yorgun olmamdan, baş ağrılarımdan, bana sarıldığında benim çoktan uykular alemine dalmış horluyor olmamdan çok sıkıldın artık.


İnan bana ben de beş sene önceki enerjimin şu anda da olmasını isterdim. Ah, iki hafta önce on makine çamaşır yıkamaya başladığım andaki o enerjim bile benimle olsa yeterdi. A, tabi senin bundan haberin yok, çünkü sen o esnada o çok ihtiyacın olan akşam şekerlemesini yapmaktaydın, ben de o esnada yıkama, kurutma, katlama ve kaldırma işlerini yapmaktaydım.


Evlilik mi iş ortaklığı mı?

Biliyorum bazı günler sanki evli değil de ortakmışız gibi geliyor. Belki de haklısın. Bazı günler, hatta haftalar boyu böyle hissediyorum ben de. Şunu bil ki evliliğimiz için en iyisini istiyorum, çünkü biz birlikte gayet iyiyiz.


Sorun şu ki, beynim ve yaşantım sana şu çok benzeyen iki oğlan çocuğuna annelik etmek konusunda tıka basa dolmuş durumda. Yataklarında mışıl mışıl uyusalar, biz de koltukta keyif yapıyor olsak dahi, aklım da fikrim de onlarda. Zihnim hala annelik modunda.

Yarını düşünüyorum. Bırak yarını, 10 sene sonrasını düşünüyorum. Yarına iş kıyafetin var mıydı acabayı düşünüyorum.


Parayla ilgili bazen endişeleniyorum, bir de süt? Dolapta süt var mı? Bu annelik modu kapanamıyor da. Bu artık benim kişiliğim. Ve fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak çok yorucu bir durum bu.


Bu hayatı sensiz yaşayamazdım!

Bir zamanlar benim için önemli olduğun kadar önemli değilmişsin gibi hissetmen istediğim en son şey. Bu hayatı sensiz kuramazdım, şimdi sensiz yaşamak da istemem elbette. Sadece, yetişkin olduğun için kendine bakmak işinin bir kısmını da üstlenebileceğini düşünüyorum, hepsi bu.


Oy verebiliyorsun ya mesela, öğlen yemeğini de hazırlayabilirsin. Yasal olarak araba kullanabiliyorsun, öyleyse doktordan nasıl randevu alınır, onu da biliyorsundur.

İşten geldiğinde en beter halime rastlıyorsun ne yazık ki. En iyi hallerimi hep çocuklara vermek zorunda kalıyorum. Bir sır vereyim sana; bazı günler hiç iyi halim olmuyor, olmuyor işte.


Asıl kendime bakmıyorum ben

Senin sağlığından, çocukların sağlığından, hayvanların sağlığından ve kendi sağlığımdan aynı anda endişe duyamam? Kimi ihmal edeyim istersin? Sen değilsin ihmal edilen. Çocuklar hiç değil. Benim. Kendimi iyi hissetmediğimi söylediğimde asıl sebep benim uykumu almamış olmam. Çünkü asıl kendime bakmıyorum.


Bana diyorsun ki “Doktora görün, güzel beslen, daha çok su iç!” İyi diyorsun hoş diyorsun ama, önceliğim kendim değilim.


Değişmem gerektiğini biliyorum ve şikayet etmiyorum. Sadece birileri bir şey verecekse, bu hep benim, hep de ben oluyorum. Hatta çoğu zaman, o verilen şeyin bizzat kendisi benim.

Ben anneyim, endişe benim işim.


Uyku apnenden, alerjilerinden, bacak kramplarından dolayı endişeliyim. Oğlanlardan dolayı zaten hep endişeliyim, biri isilik oldu, diğeri de soğuk aldı, burnu tıkalı. Köpeği veterinere götürmek gerekecek.


Yani ben düşünürken, bir yandan da balıkların akvaryumunu temizlemeyi, suyunu değiştirmeyi falan düşünüyorum. Benim gece yattığımda bana suçluluk hissettirecek olan o asla bitmek bilmeyen işler listem hep bir köşede. Gerçekten de bitmiyor.


Seni suçlamıyorum.


Bunların hiçbiri senin suçun değil. Seni suçlamıyorum. Keşke farklı olsaydın da demiyorum içimden.


Sen ailen için inanılmaz şeyler yapabiliyorsun. Tanıdığım herkesten çok çalışıyorsun. Beni, aileni tanıdığım herkesten daha çok önemsiyorsun. Tanıdığın tanımadığın herkese ufak da olsa yardımcı olduğunu gördüğüm her an seni daha çok seviyorum.


Sen bu çocukların sahip olduğu en kibar, en nazik ve sevgi dolu babasın. Sen işe gittiğinde ağlıyorlar ya, sebebi çok belli. Senin onlara rol model olduğun fikri beni gelecekle ilgili olarak umut ve gururla dolduruyor açıkçası…


Ben değiştim

Sorun şu ki ben senin 11 yıl önce evlendiğin kadın değilim. Ben değiştim ve önce bir eşe, sonra anneye, arkadaşa ve program ayarlayıcıya evrildim. Ben parti planlayan ve alışveriş yapan bir makine gibiyim.


Tavuk ve makarna konusunda uzman bir aşçıyım. Evin düzenini tam olarak toparlayamasam da evin hizmetlisi de benim. Ponpon kız, kütüphane sorumlusu, hepsi benim. Bir de gece gündüz hemşirelik yapıyorum.


Bütün bunların hiçbirini değiştirmezdim. Başka bir şey istemiyorum. Başka bir hayata gereksinmem yok. Yarattığımız bu hayata bayılıyorum. Sadece artık o anı yaşayan, bira içen, seksi kadın değilim. Ben bir anneyim. Artık hep de öyle olacağım. Elimde olan tek şey bu.

Seni hep seven,

Karın.


Ayşen Gülbal

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.