Zamanını tam anımsamadığım yıllardı o iki lezzetle tanışmam. Küçüktüm, annem "Karnım ağrıyor" dediğimde sarı renkli, sanırım rengi azıcık da yeşile çalan, ılık bir su getirirdi. Çocuktum, midem bulanırdı. Annem, yine benim rengi yeşile çalan su ile karşımda belirirdi. Dilinde iki sözcük, "iyi gelecek" derdi. Annemin her ağrımda yanıma getirdiği bu su neydi? Sordum bir gün. Meğer nane limonmuş. İsmi de ne güzelmiş, diye gülümsedi dudaklarım.
Mevsimlerden kış, burnum şıp şıp akıyor. Boğazım acıyor. Sesim çıkmıyor. Tüm bedenim hasta, ağrıyor. Kötüyüm. Yorgan boyumu geçmiş, ter nefesimi sarmıştı. Annemi yine yanımda, başımı kaldırıp bana nane limon içirdiğini görmüştüm, gözlerimi araladığımda. Sonra yine kapattım gözlerimi. Tekrar gözlerimi araladığım da iyi olmuştum. Rahat rahat nefes alıyordum. Burnum akmıyor, ben hiç öksürmüyordum. Ne güzel bir şeydi bu nane limon denilen şey, diye aklımdan geçiriyordum. Arkadaşımın "Sobe!" sesiyle irkildim. Zaman benim oyunlarımla geçerken büyüyüp okula başlamıştım. Ahhh, benim canım annem ve elindeki rengi yeşile çalan suyu, onlar büyütmüştü beni. Ya annemi? Onu da bu su mu büyütmüştü? Peki ona da koşmuş muydu her anında? Bu sorulara cevap ararken takvim yaşımı 11 gösteriyordu.
Koşuyordum bir gün eve doğru okuldan. Sırtımda çantam, örgülü saçlarımda kurdele, yüreğimde deli heyecan. Pır pır çarpan yüreğimi taktım peşime. Eve koşan adımlarım öylesine büyüktü ki yetişemiyordum anneme; sanki ayaklarım dile gelecek gibiydi. Sırayı kaptım, anneme anlatmaya başladım. Kesik kesik, dağınık, coşkulu kelimelerle "Anne, ben İngilizce öğretmenime aşık oldum. Çok güzel, kendi kara, gözleri başka." Gülümsüyordum. Şaşkın şakın o da bana bakıyordu. Küçük kızının böyle aşık haberiyle ayaklarına koşacağını hiç düşünmemiş olsa gerek.
Bir gülümseme ile gidip gözlerinde tebessüm ile dönen annemin elinde rengi yeşile çalan, içinde sarı bir şey olan o su vardı. Şaşırmıştım. Gözlerime bakıp "iyi gelecek" dedi.
Nane limonu alıp bir camın köşesine dayandım. Yavaş yavaş yudumlamaya başladım. Yüreğime akıyordu usul usul. Mutluydum.
O an anladım ki bu nane limon her derde deva.
Yazı: Burcu Süerkan
Fotoğraf: Marko Verch
YORUMLAR