Tam organik kremimi elime almışken, babaannem“Yine ne sürüyorsun yüzüne” diye çıkıştı. “Merak etme babaanne bu krem organik, zararı yok” dedim. “Bizim zamanımızda organik morganik yoktu” dedi. Çünkü onların zamanında zaten her şey organikti. Ama 82 yaşına kadar yüzüne acıbadem kreminden başka şey sürmeyen babaannemden çok önce de kozmetik vardı. Ve şimdilerde o formüller bile pek revaçta...


İncil’de, parfüm olarak boswellia ağacının özü ve özel bir kahve türü olan “myrrh”dan bahsedilmiş. Efesliler ise yanlarında sürekli olarak aromatik kokulu yağ kesecikleriyle dolaşırlarmış. Mısırlıların cilt bakımında sütü yoğun olarak kullandığı Kleopatra’nın süt banyolarından belli. Hatta 2007’de mezarı bulunan Mısır Kraliçesi Hatshepsut’un 3 bin 500 yıllık kremi incelenince, palmiye ve muskat yağından oluşan içeriğe taş kömürü katranında bulunan “benzopiren” isimli bir zehirli maddenin de katıldığı ve kraliçenin kanserden öldüğü ortaya çıktı. Eh güzellik uğruna doğal olandan sapmamak lazım işte!


Sağlıklı ürünlerde sağlıksız rakamlar

Neyse ki şimdilerde akademisyenlerin “insanın doğasına ters olan her şeyi atma çabası” olarak açıkladığı doğal yaşam trendi, kozmetik dünyasını organik ve doğal kozmetiklerle tanıştırdı. Zira artık doğallık bir trend olmaktan çıktı bir yaşam tarzı haline geldi. Organik beslenen, doğal kumaşlarla gezenler kremlerini de organik ya da doğal içerikli olanlarından seçiyor. 250milyar dolarlık hacmiyle savunma sanayiyle yarışan kozmetik pazarının 600milyon dolarını doğal ürünler oluşturuyor. 2010 rakamlarına göre Avrupa pazarında kişi başına düşen organik kişisel bakım ürünü tüketimi yıllık 2.6 Euro. Bizdeki durumu da merak edip elbette araştırdık. Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Sanayicileri Derneği’ne (KTSD) başvurduk ama dernek yetkilileri tüm dünyada olduğu gibi bizde de gelişen bir sektör olduğu için sağlıklı sayısal verilere ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi. Türkiye’deki doğal kozmetik pazarıyla ilgili tek bilinen, satışların arttığı.


Sertifikalı doğal kozmetik ne vaat ediyor?

Peki nedir doğal kozmetik ve ne vaat ediyor? Ayrıca “sertifikalı” olup olmamaları ne ifade ediyor? Doğal ve cilde dost hammaddelerden üretilen doğal ürünler, en az yüzde 95 oranında doğal içerikli olmak zorunda. Kalan yüzde 5’i ne oluyor diyeceksiniz. İzinli sentetik kimyasallardan oluşabiliyor. Üretiminde mineral yağlar ve parafinler kullanılmadığı gibi paraben, izotiyazolin, benzoikasit ve formaldehid gibi sentetik koruyucular da içermiyor. Doğal kozmetiklerin üretiminde doku özleri, hormonlar, lipozomlar ve niozomlar gibi ölü hayvanlardan elde edilen hammaddeler kullanılmıyor.


Sertifikalı ürünler cilt kadar çevreye karşı da duyarlı olmalı. Çevreyi kirletici etkisinin olup olmadığı en duyarlı ölçüm sistemleriyle kontrol ediliyor. İçerikleri kadar ambalajları da önemli elbette. Zira organik sertifikası almanın bir şartı da Tarım Bakanlığı’nın organik tarım yönetmeliğine göre, tohumunun toprağa atıldığı ilk andan ambalajlanana kadar tüm süreçlerinin organik olması. Ürünler ya cam şişelerde ya da geri kazanılabilen ambalajlarda satışa sunuluyor. Son zamanlarda özellikle mısır koçanından üretilen, doğada yok olabilen ambalajlar, organik kozmetik üreticileri tarafından tercih ediliyor.


Doktorlar ne diyor?

Ancak organik ve doğal kozmetiklerin etkinliği konusunda dermatoglar ikiye ayrılmış durumda. Dr. Ahmet Günay, “Organik ve doğal kozmetiklerin etkinliğiyle ilgili henüz tıbbi kaynaklarda yayımlanmış bir araştırma ve bilgi yok. Dolayısıyla ben dermokozmetiklerden vazgeçmiyorum” diyor. M-Onep Nişantaşı Kliniği’nden Dermatolog Dr. Öykü Maraşoglu ise kozmetiklerin temelinde organik maddeler yattığı için olumlu bakıyor: “Organik içerikli ürünleri sık sık kullanıyoruz. Özellikle de vitaminleri... C vitamini cilde çok iyi parlaklık veriyor, meyan kökü özüyse yatıştırıyor...” Maraşoğlu, organik ürün seçimi konusundaysa “Kendini ispat etmiş markaların organik sertifikalı ürünlerini almakta fayda var. Ayrıca “Dermatolojik olarak onaylanmıştır” ibaresi de önemli” diyor. Organik ürünlerin diğer ürünlere göre alerji riski düşük olsa da bir doktora danışılmadan alınmamasını tavsiye ediyor... Sonra aynaya bakıp güvenle sorabilirsiniz: Ayna ayna söyle bana en organik güzel kim?


Koruyucu madde yok, doğal oksitler var

Kozmetiklerle ilgili merak edilen sorulardan biri de son kullanma tarihleri... Genelde kozmetik ürünlerde son kullanma tarihi bulunmaz, kapağı açık bir krem kutusu işareti vardır ve bu işaretin üzerinde “18M” ya da “24M” gibi açıldıktan sonra kaç ay kullanılacağını gösteren ibare bulunur. Ancak organik ve doğal ürünlerin içinde koruyucu madde olmadığı için açıldıktan sonra 6 ay içinde tüketmek gerekiyor.Makyaj uzmanı Kelly Nuguyen “Kimyasal koruyucu maddeler kullanmıyoruz ama ürünlerin ömrünü uzatmak için kekik, demir oksit, titanyumoksit gibi doğal koyuculardan faydalanıyoruz” diyor. Demir oksit ve titanyumoksitin aynı zamanda dış etkenlere karşı cildi de koruduğunu söylüyor. Organik kozmetikleri ısıdan olumsuz etkilenmemesi, oda sıcaklığında ve güneşte bozulmaması için çekmecede tutmakta yarar var.


Haber: Aysun Öz Kaşi

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.