“Güçlü bir kadın olmalısın!”

Bize yıllardır bu öğretildi…

Ayakta dur, kimseye ihtiyaç duyma, kendi paranı kazan, duygularını sakla, zayıf görünme...

Ve biz gerçekten öyle olduk.

Dizlerimiz kanasa da belli etmedik.

Gece ağladık ama sabah kahveyle gülümsedik.

Birçok kez yıkıldık ama kimseye göstermedik.

Ama sonra bir yerde içimizden bir ses fısıldadı:

“Yorgunum.”

“Hep güçlü olmak zorunda mıyım?”

“Ben kimsenin omzuna yaslanamayacak mıyım?”

İşte tam burada başlıyor “gizli yaralar”ın hikâyesi.

Güçlü Kadının Taşıdığı Gizli Acılar

Görünüşte özgüvenli, başarılı, çözüm odaklı, hatta ilham verici bir kadın…

Ama derinlerde:

Sürekli sevilmek için “yeterli” olmaya çalışan bir kız çocuğu,

“Kimseye muhtaç olma” inancıyla yalnızlığı seçmiş bir kalp,

“Hep ben güçlü olayım” diyerek yardım istemekten korkan bir bilinçaltı…

Çünkü çoğu “güçlü kadın”, aslında hiç güçlü olmak istememiştir.

Sadece mecbur kalmıştır.

Kimi zaman anne olmuş, kimi zaman babasının duygusal yokluğunu telafi etmiş…

Kimi zaman çok erken büyümüş, sorumlulukları sırtlamış…

Ve sonunda şu kalıpla yüzleşmiştir:

“Ben güçlüyüm ama yalnızım.”


Bilinçaltında neler gizlidir?

Bilinçaltı şöyle der:

“Duygularını gösterirsen zayıf görünürsün.”

“Kadınsan önce kendini ispat etmelisin.”

“Her şeyi kontrol edemezsen, dağılır her şey.”

Bu kalıplar zamanla aşka, paraya, sağlığa bile yansır.

Çünkü ruhumuz her zaman denge ister.

Ve bastırılan her duygu, sonunda başka bir yerden “yaraya” dönüşür.


Peki ne yapabiliriz?

Önce kendimize şu soruyu soralım:

“Ben güçlü müyüm, yoksa sadece kırılmaktan mı korkuyorum?”

Sonra biraz yavaşlayalım.

Destek almayı öğrenelim.

Zaman zaman “güçlü değil, gerçek” olmayı seçelim.

Çünkü güçlü olmak bir seçim değil, alışkanlık haline geldiğinde, özümüzden uzaklaşırız.

Bir kadın hem güçlü hem yumuşak olabilir.

Hem ayakta durabilir hem ağlayabilir.

Asıl gücümüz, bu ikisini birlikte taşıyabilme cesaretinde saklıdır.

Eğer bu yazıda kendinden bir parça bulduysan…

Yalnız olmadığını bil.


Çünkü bu dünyada güçlü görünmeyi bırakıp, içindeki kırılgan kadını şefkatle kucaklamayı seçen her kadın, kendini değil… koca bir kolektifi şifalandırır.




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.