İnsanların fal baktırmayı, falcılara gitmeyi sevmesinin görünen nedeni geleceği bilme arzusudur. Nelerin olabileceğine dair duyulan merak duygusu çoğu zaman birçok duygudan daha baskın olabilir. Ancak bilinmeyene duyulan ilgi dışında görünmeyen bir neden daha vardır aslında: Kaygı duyumunu azaltmak. Bu, falcıların sağladığı gerçek hizmettir. İnsanlar endişelerine, anksiyetelerine bir çare olabilir umuduyla faldan ve falcılardan medet umarlar. Büyük bir çoğunluğumuz bu yoldan geçmişizdir; aksi halde fal endüstrisi bu kadar popüler olamazdı.





Belirsiz geleceğin belirsizliğine dair ani bir kesinti oluşur fal ile birlikte. Hileli bir şekilde artık senaryoya hakim olduğumuzu düşünürüz. Üç vakte kadar sevdiğimiz kişi de bizi sevecek, o çok istediğimiz yolculuk görünmüştür, aradığımız iş kapıyı çalmak üzeredir. Bunlara inanmak çok heyecan vericidir çünkü doğru çıkma ihtimali vardır. Bozuk saatin bile günde iki kez doğruyu gösterdiğini düşünürsek mesela, neden olmasın ki?





Özellikle hayatımızın kötü bir döneminde olduğumuzda, işler pek istediğimiz gibi gitmediğinde biriken endişelerimizi dağıtmak adına fallara sığınabiliriz. Çünkü böyle durumlarda inanmak sorgulamaktan daha kolay gelir. Belirsizlikle baş etmek ve bilinmeyenle karşı karşıya kalmak oldukça zordur. Hayatın sert gerçekleri ve farklı zorluklar, iyi bir tavsiye alabilmek için bizi falcılara yöneltebilir. Bu yüzden iç görü yeteneklerine güvendiğimiz kişilerin bizim için tahminler yapmasını, endişelerimizi azaltmasını, yaşamı daha kayda değer hale getirmesini isteriz. Ancak bu yöntem bir anlığına iyi gelebileceği gibi ters de tepebilir. Falımızda negatif yorumlara ve işaretlere rastlarsak zihnimizi takıntılı ve olumsuz yeni düşüncelerle doldurabiliriz. Birkaç gün, üç ay, bir yıl sonra iyi ya da kötü ne olacağını harfi harfine bilmek gerçekten istediğimiz tek şey olmaya başladığında zihinsel olarak daha yorgun hissetmeye başlarız. Ayrıca falcıların hipnotik becerileri, tahminleri saçma şeylere bile inanmamızı sağlayabilir. Kısacası, bir soruna veya olaya hızlıca çözüm bulmayı beklemek ve anlık rahatlamalar her zaman iyi bir fikir olmayabilir.





Oysaki, zihnimizi sürekli meşgul eden sorunların ve cevaplarını aradığımız soruların biraz üzerine gidip altında yatan nedenlere inersek geleceğimizi istediğimiz yönde şekillendirebileceğimizi fark edebiliriz. İnsan zihni çok güçlüdür. Eğer düşüncelerinizi doğru yere yönlendirip, ulaşmak istediğiniz hedeflerle ilgili “gerçekçi” planlamalar yapabilirseniz istediğiniz her şeyi başarabilirsiniz. Geleceğinizi güvence altına almanın en iyi yolu maalesef fallar ve falcılar değildir. Farklı bir bakış açısı duymak isterseniz bence güvendiğiniz, akıllı ve deneyimli insanlardan tavsiye istemek, yardım almak daha iyi olabilir. Böylece çıkmazınızı nasıl kırabileceğinizle ilgili fikriniz oluşur.





Hayat, hem büyük hem de küçük seçimler kümesidir. Her gün ve her dakika hayatımızı yaratır ve değiştiririz. Olasılık teorisine göre, her insanın yaşamını iyileştirmek veya yok etmek için eşit şansı vardır. Zenginleşebilir, başarılı olabilir ve istenen sonuçları elde edebilirsiniz ya da kırılabilir, hasta olabilir ve her şeyinizi kaybedebilirsiniz. Kimse ve hiçbir şey geleceğinizi bilemez çünkü gelecek henüz yoktur. Bazı “yetenekli” falcılar, sadece gelişiminizin, yaşayışınızın olası yollarını öngörebilir ki o da şu anda bulunduğunuz durumla ilgilidir. Geleceğiniz için sorumluluk almalısınız. Tek yapmanız gereken amacınızı bulmak ve doğru yönde ilerlemektir. Çünkü mutluluğunuzun ve geleceğinizin mimarı sizsiniz.


Jüpiter

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.