Eser rüzgar ve avizenin bir çan gibi sesini kulağına getirir...

Minik bir ses...

Seni rahatsız etmiyor gecenin bir vakti olduğu halde...

Aksine tıpkı bir rüzgar çanı gibi ruhunu okşuyor... Dinlemesini bilirsen, ona manalar yüklersen, ne çok ses oluyor o minik minik duyduklarında...

Küçükken uykuya dalarken seni okşayan gecenin sesi gibi...

Hayatına yön veren ve hala veriyor olan geçmişten gelen anılar var ya, hani anımsadığında kaşını çattığın yada gülümsemeden geçemediğin...






Uzaklardan bir telefon geliyor, kaldığın yerden anılarını hüplettiklerinden, yarana pansuman olan türden ya da naneli şeker yediğin zamanlardakinden gibi hisler...

O zamanlardaki düşlediğim hayatı mı yaşıyorum diye bir anda tüm düşlerden şu andaki ruhunun durduğu yere ışınlanıyorsun...

Ve düşüncelerini sorgularken kendi kendini yakaladığın an'ın avizenin o çan sesine denk gelişini fark ediyorsun...


Kolay kolay teşebbüs ettiğin sıradanlıklardan değil bu...

Geçmişten gelen o ufak detayların, avizenin çan sesinde büyük anlamlara dönüşmesi,

İnan bu hal, bu anımsayış senden çok ötesi...

Demem o ki; Bir rüzgar çanına hapsedersen o ufak anılarını, gün gelir bir rüzgar ile sana devasa mutluluk olarak eserler...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Okunmaya değer bir yazı gerçekten
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.