Başından beri farkındaydı aslında. Konuşurken dudaklarının iki kenarı önce hafifçe parlamaya, sonra beyaza yakın bir renk almaya başlıyor, sözü biraz uzarsa iki yandan aşağı doğru hafifçe kayıyordu. Bir metre uzağındaki biri, hareket eden bu akışkan kitlenin tükürük köpüğü olduğunu kolayca anlayabilirdi.


Kendisi bu görüntüye çok daha yakından şahit oluyordu. Çünkü adamın kucağından inmiyordu desek yeriydi. Sadece evde görüştükleri ve görüşmelerinin sebebi de belli olduğu için sayamadığı kadar çok kez dikkatle bakmıştı o köpüklere.


Ama hiç o son günkü kadar midesi bulanmamıştı. Her seferinde bir neden aramış, elbette o kadar aradıktan sonra kendince bir açıklama bulmuştu. “Bir kere çok zeki... Aklı çok hızlı işliyor. Kafasında art arda sıralanan düşünceleri, fikirleri anlatmak için çok hızlı, neredeyse nefes almadan konuşuyor. Ağzı fazla açık kaldığı için sulanıyor.” Açıklamalarının başından sonuna adama kahraman gömleği giydirmekte üstüne yoktu. “Sonra... Çok entelektüel. Edebiyattan coğrafyaya, geometriden tarihe anlatacak bir sürü şey biliyor. Sordukça anlatıyor. Çok soruyorum, çok anlatıyor. Biriken tükürüğünü yutacak zaman bulamıyor.”


Onun bu zekâ ve kültür takıntısı, adamın açıkça sergilediği başka türlü, zehirli diyebileceğimiz özelliklerini bile isteye karartmasına sebep oluyordu. Meselâ, en yakın arkadaşından bahsederken bir kere “Son yazıları beş para etmez” demişti. Aklından ilk geçen, insanın en yakın arkadaşı için böyle bir söz etmeyeceğiydi. Ama “O öyle düşünüyor olabilir, en azından dürüst davranıyor, saklasa daha mı iyi?” diye kendini ikna etmişti. Başka bir sefer, kadınların pek çekici bulduğu, aynı arkadaşından bahsederken ağzından çıkıvermişti: “.m meraklısı” Yine o zaman da sevgilisinin öfke ve kıskançlık dolu bakışlarından ürkmüş, “Belki de haklı” diye konuyu kapatmıştı.


Çok rahatsız olduğu kötümserliğini ise gerçekçiliğe yormuştu. Her görüştüklerinde içine korku tohumları eken o sözleri -“Ya iş yerin kapanırsa?”, “Ya paranı ödemezlerse?”- aklının en dibine itmeye çalışmıştı. “Tabii ki hepsini benim iyiliğim için söylüyor.”


Bakımsızlığını da saygısızlığa değil doğallığa yormuştu. Kendi evinde soğan yiyip dişlerini fırçalamadan onun evine geldiği gün bile şunu diyebilmişti: “Vakti olmamıştır, beni hemen görmek istediği için acele çıkmıştır.”


Kendi zekâsından aklı kamaştığından, başkalarına aptal muamelesi etmesi üzerinde de durmamıştı. Bir defasında dışarı çıkarken anahtarı aldığı için “Aferin” çektiğinde, kendi kendine “Niye unutayım ki? Salak mıyım?” diye başladığı sözü “Beni zeki buluyor” diye tamamlamıştı.


İnsan görmek istemeyince görmüyordu işte. Onun yaptığı da buydu. Ne var ki o gün, o son gün görmezden gelemedi.


Manavda karşılaşmışlardı. Yanında karısı vardı. Burun buruna gelince tanımıyormuş gibi yapmak yerine karısıyla tanıştırmıştı adam, eski işyerinin adını telaffuz etmiş, oradaki ekibinden biri olduğunu söyleyerek. Kadının uzattığı eli sıkarken, renk vermemek için gülümsemeye çalışmış, sesi titrer diye konuşamamıştı. Hemen çıkıp gitmek istemişti oradan. Karısı ağzını hiç açmasaydı, ilişkileri kim bilir daha ne kadar sürerdi. Kiminle tanıştığından haberi olmadan “Memnun oldum” diye gülümsediği sırada, ağzının kenarındaki o köpükleri fark etmeseydi her şey olduğu gibi devam ederdi. Ama midesi bulandı.


Aldığı sebzeleri o akşam pişirip yiyemedi. Ertesi sabah kahvaltı edemedi. Adamın o gün buluşma isteğini kabul etmedi. Sonraki gün, daha sonraki gün de. İğrenme hissinin geçmesini bekledi, ama yemeden içmeden kesilmesine sebep olan o his geçmediği gibi kuvvetlendi. Adamda görmek istemeyip bütün kararttıklarını, karısının ağzının kenarındaki biriken beyaz köpükler bir bir aydınlatmaya başlamıştı.



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir devami niye ypok
    CEVAPLA
  • Misafir iyi ki ayrılmışsın
    CEVAPLA
  • Misafir solak olduğum için sağ eli kullanmak zor geliyor benim için
    CEVAPLA
  • Misafir ben zaten solağım.
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.