Küçüklüğümden beri ikinci evim olan Bodrum’a bu sene yıllık izin alarak 10 gün gittim. Koylardan birinde yazlığımız var her sene oraya gitmezsem rahat edemem psikolojik olarak. Hem de tam bir Bodrum aşığı olarak. Ancak ne yazık ki bu sefer gittiğimde kendi yazlığımın koyundan pek dışarı çıkmadım. Zaten denizi mükemmel olduğu için dışarıdaki plajlara para vermek istemedim halbuki her sene muhakkak bir meşhur plaja giderdim.


Bodrum bu sene eski tadını iyice kaybetmiş. İstanbul’un yazlık yeri gibi olmuş. Yani çok fazla karışmış. Merkeze inerseniz bunu daha net görebilirsiniz. Her yerden ipini koparanın geldiği bir İstanbul gibi olmuş. Onun dışında çoğu insanın da hayatına yeniden başladığı bir yer…


Bunu zaten biliyorduk kime sorsak Bodrum’a yerleşmiş durumda. Onun dışında sağdan soldan gelenlerle beraber taşmak üzere. Bunun yanında beachler pahalılıktan sinek avlıyor. Sebebi işte tam da bu. Eskiden sadece tatile gelinen elit bir yer iken şimdinin İstanbul’u durumunda. Merkeze indiğiniz zaman aynen buradaki gibi sokakta yürümeye korkarsınız…


Şöyle bir gerçek var ki; Bodrum seven için, hep Bodrum olarak kalır. Hele de benim için gitmeden rahat edemediğim tek yer. İşin esprisi Bodrum’a yerleşenlerin profilini çıkardım kendimce. Hepsinde mutlaka bir ortak yön var. Misal; aldatılmak, boşanmak, reiki, yoga gibi şeylere başlamak, arınmak, işten kovulmak tazminat almak, emekli olmak, bir anda bir şeylere kafası atmak ben Bodrum'a gidiyorum demek, kendi bahçesinde domates biber yetiştirmek vs şeklinde şeyler… Onun dışında da hayatı çok normal gidenlerin tercihinde duymadım oraya yerleşen.


Zeynep Erkmen Açıkbaş


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.