Gün geçtikçe kadınlar iş hayatında daha büyük bir yer edinmeye başlıyorlar, dolayısıyla çalışan annelerin sayısı da durmadan artıyor. Bizim kültürümüzde hala ‘evinin hanımı, çocuklarının anası’ anlayışı yaygın olsa da pek çok kadın iş hayatını ve anneliği bir arada başarıyla sürdürebiliyor.
Ancak elbette ki hala, anneliğin aslında nasıl olması gerektiğine dair yerli yersiz pek çok yorumla karşılaşabiliyoruz. Özellikle büyük şehirlerde çalışmamayı ve evde kalıp çocuklarıyla ilgilenmeyi seçen anneler ilginç yorumlarla karşılaşabiliyor. Siz siz olun, çalışmayan bir anneye hayatı hakkındaki görüşlerinizi bildirirken bu ifadeleri kullanmamaya özen gösterin!
“Bol bol boş vaktin oluyordur!”
Bir annenin çalışmıyor olması bütün zamanının kendine kaldığı anlamına gelmez! Beraber yaşadığınız 7/24 ilgi ve özen bekleyen bir veya birkaç çocukla günlük rutin oluşturmak, bazen çalışırken program yapmaktan daha zor olabilir. Çocuklar uyursa ya da bir mucize olur da babalarıyla bir yere giderlerse, anneye serbest zaman kalmış olur ama bu zamanda da yorgun anne hangi birini yapacağını şaşırır: Ev işlerini mi bitirsin? Kuaföre gidip aylardır yaptıramadığı bir bakımı mı yaptırsın? Bir arkadaşla iki çay içip biraz sohbet mi etsin? Emin olun, haftanın hemen her günü bir işyerine gitmiyor olması, bir ev hanımının bol bol zamanı olduğunu göstermez...
“Daha sakin bir hayatın vardır!”
Tamam, iş için koşturmuyor olabilirim ama çocukların derdi de hiç bitmiyor ki! Her gün yeni sürprizlerle karşılaşan ‘ev annesi’ için sakinlik demek, herkes yattıktan sonra biraz ayaklarını uzatıp dinlenebilmek demek.
“Aslında çocuklar için daha faydalı...”
Elbette anneleriyle olmak çocuklar için daha faydalı! Ama çalışan anneler de çocuklarına zarar vermiyor, öyle değil mi? Çocuklarla kaliteli zaman geçirmek onlar için faydalıdır ancak sürekli çocuklarla zaman geçirdiği için kendine zaman ayıramayan, kendi ihtiyaçlarını gözetemeyen bir anne de bir süre sonra çocukları için nasıl faydalı olacağını bilemez hale gelir. Her anne çocuğu için en iyisini ister, bir annenin çalışmadığı için çocuğuna iyilik ettiğini söylemek de hiç kimseye düşmez...
“Aman, çalışmak berbat bir şey zaten...”
Evet, çalışan herkesin yüzünde güller açmıyor. Ama günlük ev rutinlerinin içinde kaybolmuş bir annenin çalışma hayatına ne kadar özeniyor olduğunu da bilemeyebilirsiniz. Çalışma hayatını kötülemek, çalışmayan bir annenin hayatını daha iyi hale getirmeyecektir.
"Ne zaman yeniden işe döneceksin?"
Bir de bu işi gerçekten severek ve bilinçli bir şekilde yapan anneler var; bu rol onların hayatında anlamlı bir yer tutuyor, bunun için çok çalışıyorlar ve yaptıkları işten tatmin oluyorlar. Bu da tanınmayı, desteklenmeyi hak ediyor. Bu soru, ücretli çalışmanın varsayılan veya daha değerli seçenek olduğunu ima eder. Oysa birçok kişi için evde kalmak bilinçli ve değerli bir tercihtir, ‘gerçek’ işe dönene kadar geçen bir süre değildir. Bir kez daha söyleyelim: Burada hepimiz gerçekten çalışıyoruz.
"Ben asla yapamazdım, çok sıkıcı olurdu"
Bu tür bir ifade, evde kalmanın hiçbir zorluğu, zihinsel uyarıcılığı veya heyecanı olmadığı anlamına gelir ve hayatın ancak dışarıda maaşlı bir işte çalışırsan dolu ve anlamlı olabileceğini ima eder. Oysa evde kalmak; kriz yönetimi, organizasyon becerileri ve sürekli problem çözme gibi ciddi yetkinlikler gerektirir. Evde kaldığım dönemlerde benim işim gayet zorluydu ve aldığım tatmin, ücret almıyor olmamı önemsiz kılıyordu. Ancak beni zorlayan şey neydi derseniz: Yalnızlık hissi. Daha çok yetişkin sohbetine ihtiyaç duyuyordum; görülmek, anlaşılmak ve değer verilmek istiyordum.
Kaynak: Emma Singer. "5 Things You Should Never Say to a Stay-at-Home Mom". Şuradan alındı: https://www.purewow.com/family/things-not-to-say-to-stay-at-home-moms. (22.08.2025).
YORUMLAR