Bir yılbaşı gecesi öyküsü

Senenin belli zamanlarında aynı öyküyü okumayı gelenek edinmek, insanın kendi yaşamına dair garip bir iz sürmeye dönüşüyor. Altı yedi yıldır her yılbaşı öncesinde Füruzan’ın Gecenin Öteki Yüzü öyküsünü okurum. Bildiğim yazılmış en güzel yılbaşı gecesi hikayesidir.


Ufak kızıyla zorlukların karşısında bir başına kalmış genç bir kadının, aynı binada komşu olduğu genç adamın ablasıyla birlikte yaşadığı eve yılbaşı gecesini geçirmek üzere davet edilişinin hikayesidir Gecenin Öteki Yüzü. Kadın gençliğine tezat ihtiyarlamış hissetmektedir kendisini. Yaşamı ona, hayata ve insanlara karşı gard almayı öğretmiştir. Herşeye ama en çok insanlara olan inancı zedelenmiştir. Kendisi ve kızını büyük bir gönül açıklığı ve misafirperverlikle davet eden bu abla kardeşten çok farklıdır. Saf ve temiz olanı, sevgiyi, inancı, paylaşmayı koruyabilmiş bir Anadolu insanı güzelliği vardır kardeşlerde. Odanın ortasına kurulmuş kömür sobasının etrafında kurulan muhabbetle karşılarlar yeni gelen yılı.


Kalbe bir yürüyen bir öyküdür Gecenin Öteki Yüzü. Karamsarla iyimserin çarpışmasıdır. Benzer yaşlarda ama farklı yaşamlarda iki kadın, bir erkek ve bir çocuk karakterlerinde ömürler gizlidir. O gece o soba çemberinde esaslı çarpışmalar yaşanır bu dörtlü arasında. Sıcaklığı, samimiyeti, sevgiyi o odada yakalamış bir çocuğun, sürekli gitmek isteyen anne ısrarına direnişidir en büyük çarpışma. Buz kırıcısı olmak ister annesinin. Sevmekten değil, sevip de kaybetmekten korkmuş olan annesinin…


Sadece bir yılbaşı gecesi hikayesi olduğu için değil, güzel olan şeyleri hatırlattığı için okurum her yeni yıl öncesi bu öyküyü. Ruh halim ne olursa olsun, görmem gereken, bana iyi gelen şeyleri hatırlatır. İyimserliğin galibiyetinden memnuniyet duyarım. Ufacık bir odanın, dışarıdaki kocaman dünyadan daha büyük olabileceğine şaşarım.


Bu yazıya oturmadan az önce yeniden okuyup bitirdim ve bir öykünün aynı insanda, farklı yaşanmışlıklarla nasıl değişik tatlar bırakabileceğine bir kez daha şahit oldum. Önceki pek çok yıl kendimi yakın hissettiğim karakterle bugünkünün farklılığını keşfettim. Geçen bir yılda, daha iyimser, kalbi, gözü lekesiz ablanın cümlelerinden çok, insanlardan ümidini kesmiş genç annenin cümlelerini daha fazla kurduğumu farkettim ve bundan pek hazzetmedim. Önümdeki yıllarda yeniden o daha yumuşak, daha saf ablaya dönebilir miyim, merak ettim. Ettim de ettim.


Seneler önce benim de yazmaya çalıştığım ilk öyküm bir yılbaşı gecesi hikayesidir. Lakin ben öykü ve benzeri türlerde kalem oynatırken sevinçlerimden, güzelliklerden ziyade korkularımdan dem alan biriyim ve belki de bu yüzden yazmak benim için biraz tedirgin edici bir eylem. Zira insan yüzleşmeye her zaman açık olamıyor. O öyküyü ilk okuyan bir yakınımın, yaşımı da göz önüne alarak “neden bu kadar karanlık bir öykü?” dediğini unutmam misal.


Gecenin Öteki Yüzü okumasıyla tüm yılbaşı öncesi geleneklerimi de tamamladığıma göre hazırım yeni bir 365’e.


“Hayat üzüntülerden, sevinçlerden kaçarak yaşanmaz ki… Beni üzecekseniz üzün. Beni üzdüğünüzde yakınım olacaksınız demektir.”

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.