Eşimin çocukları ve benim çocuklarım düşman oldu
Merhaba, ilk evliliğimden biri kız biri erkek iki çocuğum var. Eşim vefat etti, 35 yaşında ikinci evliliğimi yaptım. Evlendiğim kişinin de eşi vefat etmiş ve ikisi kız ikisi erkek 4 çocuğu vardı. Evlenip eve yerleştiğimizde evde 6 çocuk eşim ve ben vardık anlayacağınız. İkinci eşimin erkek çocukları yaşça en büyük çocuklardı ve bir şekilde kendilerini kurtarmış kimseye ihtiyaç duymayan bağımsız kişiliklerdi. Ama eşimin diğer iki kızı biri ilkokul diğeri ise lise çağlarında, ergen yaşlarındaydı. Bu kızlar gün geçtikçe beni düşman bellediler. Her ne kadar onları kendi çocuklarımdan ayırmasam da hatta bunu yapmaya çalışırken kendi çocuklarımı boşladığımı da hissetsem onlara bir türlü yaranamıyordum. Yaşlar büyüdükçe sorunlar da artmaya başladı. Kızlarından biri vefat eden annesinin fotoğraflarını çerçevelere koyup evin belli yerlerine hatta yatak odamıza bile koyardı. Akşam pişirdiğim yemeği yemez, hep beraber oturduğumuz akşam yemeğine oturmaz, eve geldiğinde baştan yemek hazırlar pişirir tek başına yerdi. Odasından tüm gece çıkmaz ruh gibi yaşardı çıktığındaysa kavga çıkarırdı. Bir gün gelip bana bağırıp çağırıp ertesi gün çiçeklerle gelip özür dilerdi. Bir haftamız iyi gidiyor tam toparlıyoruz derken tekrar vefat eden annesini ileri sürüp sorunlar çıkarırdı. Sanki anneleri vefat etmemişti ve ben babalarını ayartmışım gibi davranırdı. Diğer kızı da benim kızımla yaşıt olmalarına ve ikiz gibi büyütmeye çalışmama rağmen kızıma düşman olmuş sürekli kıskançlık yapar ve kızımla yarış halindeydi. Gün geçtikçe ve yaşlar büyüdükçe eşimin çocukları ve benim çocuklarım birbirine düşman kesildi. Bunun yanında eşim asla bu konularda tepkisini koymayan, çocuklarıyla ilişkisi sıfır olan ve asla kriz yönetemeyen bir adam. Çocuklar da bunun o kadar farkında ki bu sorunlar yalnızca babaları evde değilken çıkardı. Sanki onu katmak istemez gibi sadece bana saldırmaya odaklılardı. Büyük kız büyüdükçe küçük kız kardeşini de yancı gibi doldurur onu da bana ve kızıma düşman ederdi. Hakkımızda olumsuz konuşup küçücük çocukla kurmak istediğim bağı da yok etmeye çalışırdı. Yani ben bu durumlarla hep tek başıma mücadele ettim ve ediyorum. Ben üvey de olsa her zaman ve çocukların ne eksiği varsa kapatmaya çalışan bir anne olmaya çalıştım. Onları kendi çocuklarımdan ayırmadım ve 6 çocuğun sorumluluğuna kendim girdim. Ama eşimin hiç yardımcı olmaması ve yaşadığım olumsuzluklar da beni artık çok kötü ve tükenmiş hissettiriyor. Benimki mantık evliliği de olsa eşimin bu umursamayışı ve çocuklarla yaşadığımız bu çatışmada beni hiç görmemesi sanki beni paralı bir bakıcıymışım, onun çalışanıymışım gibi hissettiriyor. Bu durumda hem çocuklardan dolayı psikolojik olarak hem de eşimden yana duygusal olarak çökmüş durumdayım. Mantık evliliği bile olsa duygusal destek alabileceğin ve hayattaki zorluklara beraber göğüs gerebilecek birini arıyor insan. Sizce bu durumda ne yapmalıyım? Sorun bende mi, eşimde mi, çocuklarda mı? Kafam çok karışık…
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar insanlar zaman zaman bir filmi seyreder gibi kendi hayatını gözlerinin önünden geçirmeli neler yaşadığını bir başka göz gibi görmeliler. Nasıl bir filme yorum yaparsınız “Şöyle yapsana”, “Böyle yapsana” diyerek onun daha farklı bir yol çizmesini istersiniz bunu kendinize de yapabilirsiniz. Kendi filminizi izlerken gerçeklerden kaçamayacakasınızdır. İnsanlar ikinci evliliklerde ikinci baharı bulacaklarını, o baharı güzel güzel daha bir tadında hissederek zevkle yaşayacaklarını umarak evlenirler. Öngörüsüzce ya da çaresizlikte tek çare olarak birini görüp evlenince ikinci baharı değil ikinci ve bitmeyen bir kışın bıkkınlığını tükenmişlini yaşar insan. Yazmış olduklarınıza üzüldüğümü söylemeliyim, iki çocukla ölen eşinizin ardından evlendiğiniz kişinin dört çocuğu olmasını sorun etmemiş belli ki kendi yüreğinizin güzelliğine güvenmişsiniz. Tek taraflı yürekle hiçbir güzellik oluşamaz ve yaşanamaz. Yaptıklarınız beyhude çabalar olarak kalır. Her şey karşılıklı olunca anlam kazanır. Siz kendinize, çocuklarınıza bu kişi ve çocuklarıyla bir yuva kuracağınızın hayaliyle bu evliliği gerçekleştirmiş; bütün yükün omuzlarınıza yıkılacağınızı hiç düşünmemiş, büyük bir aile olacağınızı ummuşsunuz. Hiçbir şey düşündüğünüz gibi gelişmemiş, bu evlilikle kendinizi hatta kendi çocuklarınızı üzmüş, yormuş olmalısınız. Keşke her şey hayal edildiği, umulduğu gibi olsa ama inceden düşünmeyince bir kaçış kurtuluş olarak bir evlilik gerçekleştiriliyorsa insan daha beter bir hayatın bataklığında kendini batarken bulabiliyor.
O yüzdendir hep ikinci evliliklerde iyi düşünmek, ihtiyatlı olmak, evlenmek için evlenmemeli deyişim… Siz mantık evliliği yaptım demişsiniz ama bu evlilikte mantık göremedim. Neresinden tuttunuz bu evliliği bunca sene bilemedim. Sanırım sadece başınızı sokacağınız bir eviniz, yuvanız olsun istediniz. Fazlasını istemiş olsaydınız bu evliliği zaten yapmazdınız. Çocuklarınızla birlikte başınızı sokacağınız bir evinizden başka bir kazanımınız olmamış. Sizi yücelten, hayatınıza güzellikler, en önemlisi huzur katan bir evliliğin içinde olmamışsınız. Eşinizin gamsız biri olması, sorumluluklarını taşımaması üstelik sizin üzerinize yıkması yaşadıklarınızı görmezden gelmesi duyarsız sorumsuz biri olduğunu gösteriyor bu denli sorumsuz duyarsız birnden iyi bir eş mutlu bir kadın ve çocuklar çıkar mı? Çıkmamış zaten.
Bu tarz insanlar kene gibidir; kanınızı, sizin enerjinizi emerek beslenirler. Çocuklarn ruh durumuna gelince… Anneleri ölmüş; babaları ilgisiz, umursamaz olunca psikolojilerinin sağlam oluşması beklenemez. Siz ne kadar iyi niyetle yaklaşırsanız yaklaşın babalarının ölmüş olan annelerinin üzerine aldığı ikinci eşsiniz. Bunu kabullenememişler. Kızınıza karşı olan tutumları da kabul edilecek gibi değil ama siz kabul etmek zorunda kalmışsınız. Kızınız için de üzücü ve yıpratıcı bir durum olmuş. Bu yaşananlarda aile içinde mutlu olan tek kişi eşiniz olmalı… Hiçbir şeyden etkilenmemiş, varlığını ortaya koymaya gerek bile duymamış. Oysa insan bir emek veriyorsa verdiği emek kime olursa olsun aslında kendine emek veriyor olduğunu bilmelidir. Sizin hayatınızda böylesi etkisiz birinin varlığı size ne kazandırıyor? Yokluğu ne kazandırır? Bunu bir düşünmenizi isterim. Bu evliliğin bitecek olması size acı verir mi? Sizin cevabınız iste bu duyguda.
Aslında yaşam bir matematik. Öyle büyük bir matematiğe de gerek yok. Artılar ve eksiler insan bu matematiği hayatında hep yapsa yanlış hesaplar hiç olmayacak. Siz bu evliliği yapmaya niyet koyunca “Ya ben bu kadar çok çocuğu nasıl idare ederim? Bu evlilik bana uygun mu?” diye düşünüp kendinize sorsaydınız bu evlilik hesabı orda kapanırdı. Şimdi de çok geç kalmış sayılmazsınız sevgili okurum. Eliniz güçlü ise ayrılmak için adım atabilirsiniz, eğer eliniz güçlü değilse yapabileceğiniz bir şey yok… Kimseyi değiştiremezsiniz ama şuna da inanıyorum kalbi güzel olan insanlara hayat güzel yüzünü bir gün mutlaka gösterecektir.
Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR