Oğlumuz çok küçük olmasa...
Oğlumuz çok küçük olmasa…
O kadar çaresizim ki… Karar vereceğim ama kararımın yanlış olmasından korkuyorum. Sorun, evliliğim.
Eşimle 4 yıllık evliyiz. Dünya tatlısı, beni hayata bağlayan bir evladımız, küçük bir oğlumuz var, 10 aylık. Maddi hiç bir sorunumuz yok. Bizim sorunumuz aileler. Eşim evlendiğimizden beri gerek abimin hanımına gerekse de anneme gitmek istemiyor. Ayrıca onların evimize her gelmesinde - ki ayda bir belki gelirler - şikayet eder bana. O gün ve sonrasındaki günler huzurumuzu ciddi anlamda kaçırır. Ben erkek evladım. Anneme, aileme çok düşkünüm. Aileme haftada bir akşam çay içmeye her gittiğimizde eşim bazen çok iyi ama bazen surat asar. Ayrıca her aileme gittiğimizde ben ona “Aman karıcığım, güzelce vakit geçirelim” diye tembihlerde bulunurum. Ayrıca ailem bize her gelmek istediğinde, iş yerimde iken bile “Senden boşanacağım, ailen gelmesin” der ve küfür eder, evet küfreder ve bir bayan kendisi… Her defasında alttan alırım, sabrederim ama kendi ruh sağlığım bozuldu. Artık boşanmak istiyorum ama bir yandan da oğlumu düşünüyorum, daha minicik. Lütfen bir çare söyleyin. Tükendim...
Yeşim Tijen’in yanıtı;
Sıklamen İlahi*
İttim kapıyı girdim içeri cesurca ya da aptalca
O ve çocuklardı dünya
Yalnızlığım yitti
Karşılığında
Bir saksı beyaz sıklamen
Siyah güderi eldiven, renkli camlar
Acıdan bir ayla ortasında
Açmaya korkulan mutluluklar, gizli keyifler
Girdi hayatıma
Sıcak bir bakış bir yadsıma
Salim bir öfke girdi hayatıma
Hatalarım kesinleşti yüzüme vurulduğunda
Savunmadım kendimi artık çok geç
Şen elmalar gibi yuvarlandı ortalığa
Titizce sakladıklarım
Durdum
Lekeli bereli güneşin tam ortasında
*Şiir: Gülten Akın
Evlenince eşiyle birlikte insanın hayatına güzelliklerin yanı sıra bazen kabullenmekte zorlandığı birtakım davranışlar da girebiliyor sevgili okurlar. Önceleri sabır ve sükunetle idare etmeye çalışıyorsunuz. Geçecek, değişecek diye umudunuzu muhafaza ediyorsunuz ama zaman geçiyor, hiç bir şey geçmeyince “ben ne yapacağım?” diye kendi kendinizi yemeye başlıyorsunuz. Defaten ikazlarınıza rağmen kişi aynı harektelerinde devam ediyorsa insan ne yapabilir ki? Bazen hiçbir şey bazen çok şey; her şey kişiyle alakalı. Onlar da umutları, cesareti, hayattan beklentileri, kendine güveni ve eşinin kendinde ne kadar iz bıraktığıyla, kalbinde ne kadar yer kapladığıyla yakından ilgilidir. Bunlara göre hareket ederseniz ya düşüne düşüne ömrünüzü tüketirsiniz pişmanlıklarla ya da düşünmekle kalmazsınız, uygulamaya geçersiniz. Yazdıklarınıza baktım da eşiniz kalbinizde pek yer kaplamamış gözüküyor sevgili oğlum. Siz de haklısınız. Olanlar size oluyor. Eşiniz davranışlarıyla sizi gerip durmuş, hem de ne gerilme. Aklınızdan artık farklı düşünceler geçmeye başlamıştır. “Bu kadın değişmeyecek, ayrılmalıyım. Ben bu davranışları kabul edemem. Ne istiyorum ki? İnsanca davranışlar, onu bile yapmıyor.” Onun yapmadığı, yapmak istemediği her şeyi örtmek için iki katı bir efor sarf ediyorsunuz. Psikolojiniz sizden gidiyor, sonra yeni bir umutlara tutunarak onu geri getiriyorsunuz. Psikolojinizle birlikte hayatınız da iki adım geri, bir adım ileri devam ediyordur ama kolay mı boşanmak? Zor karar. “Doğru mu yapıyorum yanlış mı?” endişesi, “Bugün doğru olan bu ama yarın ya pişman olursam?” endişesi içinde bir evliliğin içinden yıllar yılı çıkılamayabiliyor. Evlenmek kararını vermekten daha zor boşanmaya karar verebilmek çünkü artık çokça şeyin arasına sıkışmışsınızdır. İki tarafın aileleri varsa çocuklarınız, toplum, ‘eş dost akraba ne derler?’ endişesi… Boşanmayı bir yenilgi olarak görüp o yenilgiye düşmemekte inat etmek gibi. Bütün bunların hepsini bir kenara koyun hiçbiri çocuklar kadar etmez ya da şöyle diyeyim; sizin gibi henüz yürümeye bile başlamamış bir bebeği bırakmak kadar zor değildir. Diğer hiçbir şeyin, hiç kimsenin, eşinizin bile önemi yoktur ama evlat; onun önüne hiç kimse geçmemeli.
Yaşadıklarınızı o kadar iyi anlıyorum ki yavrum. Aileniz geldiğinde vaya sizin onlara gittiğinizde içsel korku ve endişelerinizi, çırpınışlarınızı, sizi boşanmayı düşündürecek hale getirmiş olmasını, kafanızdaki kadın imajıyla eşinizin size yaşatmakta olduğu kadının çarpışmaları sonucunda sizin bu boşanmayı düşünme konumuna gelmeniz çok normal. Aileniz, canınız, ciğeriniz. Onları istemeyene insanın sevgisi körelir. Sizde olduğu gibi insan yabancılaşmaya başlar. Üstelik eşiniz küfür de ederek bu istememezliklerini size dile getiriyor. Hiç bir zaman kabul etmedim, etmeyeceğim de kadının küfüretmesini. Küfürü erkeğe bile yakıştırmazken şimdilerde kadınların genç kızların küfürlerle kendilerini ifade etmesini anlamakta zorlanıyor ve yakıştıramıyorum. Toplumun her dayattığını onaylamak zorunda değiliz. Küfür etmek bir özgürlük de değildir, bu düpe düz terbiyesizliktir. Küfretmek kadına da erkeğe de güç vermez, onu çirkinleştirir. Ne yazık ki bazı evliliklerde insan evlenmiş olduğu kişiyle kendiyle bağdaştıramadığı birçok şeyi boğazına takıla takıla yutmaya, dolayısıyla sineye çekmeye çalışabiliyor ama bir yere kadardır sineye çekmek. Bir yerden sonrasında kişi elinden geleni yaptıysa, ‘evlendim’ diye kimseyi çekmek zorunda değildir. Elinden geleni yapmış olmak demek vicdanen özgürlüktür. Benim boşanma konusunda tek takıldığım kısım burasıdır yavrum. Bu vicdan kısmı eksik kalırsa ilerde pişmanlık olur. “Keşke” ile muhatap olursunuz. Bu muhataplığı yaşamamak adına elinizden geleni yapın ve size tavsiyem oğlunuzun biraz sizinle büyümesi için bekleyin. Bir yürüsün, bir koşsun, konuşsun oğlunuz. Aranızda bir bağ oluşsun. Sonrasında eşiniz oğlunuzla sizin aranızı yeterince serinleteceğinden, öncesini elinizden geldiğince sağlamlaştırmalısınız. Sorumluluklarının farkında olan, ileriyi öngörme yeteneğine sahip olan kimsenin boşanmasına karşı değilim. İnsan mutsuz olduğu biriyle ömrünü harcamamalı. Size boşanmak için biraz daha beklemenizi öneririm sevgili oğlum. Öncelik evladınız olmalı. Sonra siz kendiniz gelmelisiniz. Biraz daha sabır yavrum, sonrası inanın gönül rahatlığıyla selamet olacaktır.
Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR