Ayrı eve çıkmayı çok istiyoruz

Merhaba Yeşim Hanım. 1.5 senedir evliyiz, bir yaşında kızımız var. Zor bir başlangıç yaptık, zor bir evliliğe adım atmak zorunda kaldık. Aslında benim tercihimdi, kendi ailemle problem yaşadım ve eşime kaçtım. Evlendik, hemen hamile kaldım ve eşimin annesiyle yaşıyoruz. Ayrı eve çıkmayı çok istiyoruz ama eşim düzenli bir işi yok. Ben çalışamıyorum çünkü kızım çok küçük, 1 yaşında ve biz hiç birkaç saat ayrı kalmadık. Korkuyorum da bebeğimi bırakmaya. Ne yapabilirim?


Yeşim Tijen’in cevabı:

“Hayatın çirkin oyunlarına rağmen hala gülmeyi başarabilen insan; Hayatın felsefesini çözmüş demektir.” Çok genç, üzgün ve pişmansınız. Siz hayatın bu felsefik kısmına henüz gelmemişsiniz. Zaten sevgili kızım burada bahsedilen felsefeyi insan öyle hemen çözemiyor. Önceleri kendini hırpalıyor, suçluyor, kadere kızıyor, en sonunda hayata gülmeyi öğreniyor. Biraz sıkıntı biraz pişmanlıklar olmadan ne hayatın felsefesi çözülüyor ne de gerçeklerinden haberiniz oluyor. Bazı insanlar gerçekleri bizzat kendileri yaşayarak öğrenmek zorunda kalıyorlar çünkü onlara her şeyi anlatan, öğreten iyi bir rehberleri olmayabiliyor. Kendileri geç algılayabiliyorlar vs.


Merhaba sevgili kızım, Instagram’da daha geniş yazmışsınız. Orda yazdıklarınızda biraz daha pişmansınız. Mailde yalnız kalmamaktan şikayetçisiniz. Eşinizin düzenli işinin olmaması ve ayrı eve çıkma arzunuzdan dem vurmuşsunuz. Yazdıklarınızdan görülen eğitimli, sorumluluk sahibi bir gençle evlenmemişsiniz. Bu demek oluyor ki uzunca bir süre eşinizi, hayatınızı düze çıkarmaya çalışmakla uğraşacaksınız. Belki de sonunda vazgeçmek zorunda kalacaksınız ama bunu şimdiden ayrılsam mı ya pişman olursam diye düşünmek sizi bu evlilikten, eşinizden uzaklaştırır. Bir elinizden gelenleri yapın sonra hayat sizi varmanız gereken noktaya zaten getirecektir.


Dün buradaki komşumla bir köyde açık havada kadınların sandalyelere oturarak katıldıkları kına gecesine gittim. Komşum davetliydi. Kınanın sahiplerinin samimiyetine güvenerek o da beni davet etti. İlle gel, gör, değişiklik olur dedi. Kıramadım onlarla birlikte kına gecesine gittim. Bir okulun bahçesine sandalyeler konmuş, müzik için bir dj ayarlanmış. Geline kızlardan oluşan bir dans grubu eşlik ediyor büyük şehirlerde olduğu gibi. Kına olduğu için misafirlerin geneli kadın ve çocuk. Erkekler daha sonradan katılıyorlar, kınanın sonuna doğru. İster istemez merakla etrafa bakıyorsunuz ve gözler neler görüyor; altınlar, altınlar. Kadınların kolları birbirlerine hava atarcasına bilezik dolu. Gerçekten de yastık altı dolu sevgili okurlar. Boşa demiyorlar yastık altındaki altınları çıkarın diye herhalde kınaları, düğünleri gözetliyorlar. Neyse kına başladı gelin bolca oynuyor. Evleniyorum diye çok mutlu şimdi iyi bir şey yaptığını sanıyordur, yaşı on sekiz. Ne kadar küçük yaşta evleniyor, gelini de damadı da tanımıyorum. Öğrendiğime göre kızla çocuk internetten tanışmışlar. Kız küçük, lise yeni bitmiş. Evlenmeye karar vermiş. Eğitimini tamamlamadan, mesleğini eline almadan koca eline bakacak. Bu evlilik kararıyla kollarına daha kınadayken dizilen bilezikleriyle nasıl da mutlu mesut oynuyor. Gerçekten de iyi bir şey yapıp yapmadığını kocasının ve evlilik hayatının üzerindeki simler dökülmeye başlayınca anlayacak. Tüh diyorum elimde olmadan yaşımın ve yılların gözleriyle baktığımdan farklı şeyler görebiliyorum.


Sevgili kızım, aslında bir insanı az çok tanıyorsanız neler yaşayacağınızı bilirsiniz ama gençken insan düşünemiyor, gözü kara oluyor dersek daha doğru olacak. Çünkü kayınvalidesiyle oturup mutlu olan gelin görmedim, duymadım. Bir de anlaşamıyorsanız bu beraberlik iki kat zorlaşır. Siz hem eşinizin doğru dürüst işi yokken hem madden yetersizken ayrı ev istiyorsunuz. Bu sizin şartlarınızda nasıl olacak? Bunun için şartların olgunlaşmasını beklemeniz gerekecek. Bunu öngöremiyor musunuz? Artık düşünmeyi öğrenmelisiniz. Keşke istendiğinde her şey olabilseydi. Bunun için çaba gerekiyor. Önce içinde bulunduğunuz ruh durumunu düzeltmelisiniz. Karamsar, mutsuz bir ruh haliyle yaşamınıza bakarsanız daha hayatta yenilmeden zihninizde yenildiğinizden hayatınızı düzeltecek adımlar atamazsınız. O zaman ne yapıyorsunuz? Hayatınızdaki güzellikleri görüyorsunuz. Evladınızı düşünün, onu kucağınıza aldığınızda ona yaydığınız enerjiyle ona ne veriyorsunuz? Mutsuz, umutsuz, kızgın bir anne. O halde ne yapıyorsunuz? Ümitlerinizle, hayallerinizle psikolojinizi düzeltiyoruz. Eşinize de pozitif bir kadını yansıtmalısınız, gülebilen, umudu olan, umut veren bir kadını. Siz böyle olunca üç kişilik ailenizde birçok şey daha farkı yaşanmaya başlayacaktır. Kayınvalidenize gelince onun evindesiniz. Size batmasını anlarım ama unutmayın onun evindesiniz. Oraya gelen sizsiniz, kaçmışsınız. O zaman şartlara elinizden geldiğince uyum sağlayacaksınız. Kavga etmemeye özen göstereceksiniz. Haklarınızı koruyun ama terbiye nispetinde biraz alttan alın. Kayınvalidenizin yanınızda olması sizin çalışmanıza fırsattır. Siz de çalışırsanız ayrı eve çıkma ihtimaliniz kuvvetlenir, parasız adım atılmaz yavrum. Yaşamınız maddi imkanlarınızın artmasıyla daha güzelleşecektir. Bir elin nesi var iki elin sesi var, bu size ne anlatıyor? Eşinize destek olmanız gerektiğini. Bütün bu yazdıklarımın ışığında yaşadıklarınıza bir daha bakın yavrum. Yaşama umutlarla, azimle, heveslerle sarılır insanlar, siz de umutlarınızla, azimle, hevesle evliliğinize sarılın. Zor günler birlik olursanız eninde sonunda geçecektir. Dayanmayı katlanmayı bileceksiniz. Hemen havlu atmak yok yavrum.


Sevgiler sevgili okurlarıma...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.