Kalbimin acısı hiç geçmedi, unutamadım...

Merhaba Yeşim Hanım,

Söze nasıl başlanır bilmiyorum. Bunu yazarken çok düşündüm ama kendimi açmak istedim artık, şimdiden kusura bakmayın zamanınızı çaldığım için. Ben şu an 20’li yaşlardayım ve 2015’te tecavüze uğradım. Annem ve babam ayrıydı ve farklı şehirlerde yaşıyorlardı. Olay olmadan önce babamın yaşadığı şehre gelmiştim. Okulda koşu takımına katıldım ve okul çıkışlarında, hafta sonları yarışmalar düzenleniyordu bu süreçte sürekli gel git yaptık. O gün de yarışma vardı ve servis bozulduğundan dolayı kendimiz gitmek zorunda kalmıştık. Bana bayağı uzaktı, pek bildiğim yerler değildi, zaten çok küçüktüm ama hocamı çok severdim oradan uzaklaşıp bir otobüs durağı aramaya başladım ve buldum. 40-50 dakika boyunca bekledim. Görünce yolumu değiştirdiğim motorculardan birisi geldi durakta beklerken ve yardım etmek istediğini söyledi nazikçe reddettim. Bir daha geldi “buradan otobüs saatler geçse de çok nadir gelir ben seni bilindik bir yere bırakayım” dedi, yine nazikçe reddettim. Üçüncü de “teklifim hala geçerli, sana zarar verecek halim olsaydı iyiliğini düşünmezdim, bak saatler geçti hala bekliyorsun” dedi. En sonunda gerçekten zararsız olduğunu düşünerek motorun arkasına bindim. Hava kararma aşamasındaydı ve evime çok uzaktım. Oraları bilmediğim için de beni hangi yoldan nereye götürdüğünü bilmiyordum, istemeden güvendiğim için sorun yapmadım en son bir yere girdik. Girdiğimiz yerde güvenlik vardı, park gibi bir yerdi ama hemen üstü ormanlık bir alan gibiydi, oraya çıkmaya başladı ve hemen durdur demeye başladım daha hızlı gitmeye başladı, eğer durdurmazsan atlarım dedim ama devam etti. Artık tam atlama cesaretimi toplayıp atlayacaktım ki bir anda motoru durdurdu ve ben o cesaretimi çok geç toplamış oldum. Hemen motordan inip koşmaya başladım ve arkamdan koşup yakaladı hızlı bir şekilde yere fırlattı. "Kaçmaya çalışırsan seni öldürürüm" dedi ve ağlaya ağlaya bırakmasını istedim, yardım edin diye bağırdım ama nafile "burada seni kimse duymaz" diye pişkin pişkin suratıma gülmüştü. Dakikalarca lafa tutmaya çalıştım, yapma etme, kimseye söylemem diye en azından birisi geçer belki kurtulurum diye bekledim. En sonunda bak "benim babam polis yapma başın yanar" dedim, "beni şimdi bırak kimseye hiçbir şey söylemem söz veriyorum" dedim, hatta "bak bekle babamın resmini göstereyim" dedim. O ara çantamı açtım ve hemen babamın resmini çıkartıp gösterecektim, çantamı yere fırlattı ve hemen soyunmamı söyledi. Yapamam dedim, defalarca vurdu. Artık canım çok acıyordu ve arkasını dönmesini istedim, bana bakmazsan soyunurum dedim arkasını döndüğü an kaçacaktım hemen ve ısrarlarım sonunda arkasını döndü. 2-3 saniye geçer geçmez hemen başladım koşmaya arkamdan koşuyordu. Her yer taştı ve hafif yokuştu ve bir anda büyük bir taşa takılıp yere yuvarlandım. Avuçlarım, karnım, bacaklarım kan içindeydi, soyulmuştu ve hemen yerden eline bir taş alıp kafama vurdu, "bir daha kaçmaya çalışırsan kafanı taşla parçalarım" dedi. Sürükleyerek yukarı çıkarttı tekrardan ve artık gücüm kalmamıştı kaçmaya. Kendi soydu ve tecavüz etti, sonra bir koşu gitti orada bırakıp. Biraz orada soluklanıp kaldım, eve gitmemeyi düşündüm, intihar etmeyi düşündüm ama ailemi düşünmek zorundaydım, yapamadım. Ağlaya ağlaya oradan çıkarken tam kapının biraz ilerisinde kadın güvenlik geldi. “Ne arıyorsun burada? Çık hemen dışarıya” dedi. Beni o halimle görmesine rağmen bunu dedi, belki sorsaydı anlatacaktım ama o kadar kötüyken böyle bir şey demesi gururuma dokunmuştu. Çıktığım gibi tek bir arkadaşım vardı, onu aradım, durumu ağlayarak anlatabildiğim kadar anlatıp ve yanıma gelebilir misin diye sormuştum, tek dediği şey orası çok uzak gelemem oraya olmuştu ve anlamıştım bu acıyı ben tek başıma atlatacağım. Bir şekilde evime gittim. Babam mesaiye kalmış ve tek başıma geçirecektim, tek sevindiğim buydu çünkü yalnız kalmam gerekiyordu. Tüm gece ağlayıp ne yapacağımı düşündüm. Saatlerce banyoda kendimi bedenimi temizleyeme çalıştım ama yapamadım. Temizlenemedim Yeşim Hanım. Ertesi günü okulum vardı ve gidip hocalarıma özür dilemem gerekiyordu ama tecavüze uğradığım için ve kaçarken düştüğüm, dayak yediğim için topallıyordum, yürüyemiyordum. Herkes okulda bana bakıyordu ne olmuş bu kıza diye. Hocalarımın yanına gidip yetişemedim, bulamadım diyerek özür diledim. Bana iyi olup olmadığımı sordular. O kadar utanıyordum ki bir şey diyemedim, "düştüm" dedim. Çok zor zamanlardan geçtim ve babamın yanından annemin yanına döndüm. Kalbimin acısı hiç geçmedi. Unutamadım. Gözlerimi kapattığım zaman o anı görüyordum. Uyuyamıyordum ama ailem duysa mahvolurdu. Bu yüzden kendimi toparlamak için hep sporla uğraştım. Geçen sene bir şey okudum, tecavüze uğrayan insanların intihar etmesi günah değilmiş, bunu küçük yaşımda bilseydim intihar ederdim ama artık bunu yapamam dedim kendime. Kimseye anlatamıyorum. Bir gün erkek arkadaşım olduğunda bunu nasıl anlatırım bilmiyorum. Bu konuyla ilgili araştırma yaparken internette şöyle yazmışlar: Kızların onca insan ile birlikte olup kendilerini masum göstermek için söyledikleri yalandır diye. Canıma çok dokundu. Bu yazıyı bile ağlayarak yazıyorum. Boğazım düğümleniyor. Evet bazı şeyleri atlattım ama aklımdan çıkması mümkün değil. Ben ne yapacağım? Bende mutlu olmak istiyorum...


Yeşim Tijen'in cevabı:

O kadere insanlar boşa küfretmiyorlar yavrum... Küçücük bir kız neleri hesap edebilir, kendini nasıl koruyabilir? Çok sevdiği öğretmenlerine mahcup olmamak için yollara düşmüşse bunu mu yaşamalıydı? Yaşadıklarınız kaderden başka nasıl açıklanabilir? Yazınız bana gece geldi ve okuduğumda uykum kaçtı. Kabul edemedim. Yatağa yattığımda bile yaşadıklarınızla boğuştum. Yatağımda döndüm durdum bir o tarafa bir bu tarafa. İnsanın aklı almıyor. O anlar da erkeklerden nefret ediyorsunuz, sonra sabah olduğunda daha bir farklı uyanıyorsunuz sabaha, düşünceleriniz düzene giriyor, normalleşiyorsunuz, umutlar yine devreye giriyor. Bir kötü tüm doğruları götürmemeli, onlarda bu iğrençliklerden muzdaripler. Yaşamın içinde bu tarz hareketleri olanlara neler yaptıklarını biliyorsunuz. İçinize su serpiliyor. Hiçbir işe yaramayan o “keşke”yi dile getiriyorsunuz. Keşke babasına yada o kadın güvenlik görevlisine yaşadıklarını söyleseydi. Yaptıkları yanına kar kalmasaydı diyorsunuz. Bunu çok istiyorsunuz. Keşkenin her zamanki gibi faydası olmuyor. Gerçek ne? Yanına kar kaldı. Gebersin istiyorsunuz. Bari geberseydi bunu arzu ediyorsunuz. Birinin ölmesini arzu etmek sizi üzmüyor, aksine ortalık temizlenecek bundan eminsiniz. Ne geberiyor ne bitiyorlar. Görülen o ki bir tecavüzcünün daha yaptıkları yanına kar kalmış. Kadınların susup kendini içine gömdüğü bir toplumda küçücük bir kızdan konuşmasını beklemek çok büyük bir hareket olmaz mıydı? Neden susuyorlar? Çünkü tecavüz edenden daha çok kadının suçlandığı bir toplumda rezil olmaktansa susup kahrolmayı seçiyorlar. Daha bilmediğimiz kaç tecavüz var? Daha kimler susuyor, onu da bilmiyoruz. Bildiğimiz susanların konuşulandan çok olduğu. Kadın olmak zor bu ülkede. Avrupa ülkesiyiz diye atıp tutarlarken öyle olmadığımızı hep yaşayarak görüyoruz. Yaşam, yaşadığınız zorluklardan daha zor gözüküyor gözünüze. Bunlar tek tek aklınıza geldiğinde kafanız karma karışık, ruhunuz simsiyah olmuş duruyorsunuz. Ne zaman bitecek kadınların çilesi bilinmiyor. İstemsizce bu düzene öfkeleniyorsunuz. Kimin umurunda onun bunun öfkesi? Nasılsa yarına başka önemli bir olay ülkenin insanlarının kafasını derinden meşgul edecek, unutulup gidecek diğerleri gibi. Erkek çocuklara bile tecavüzlerin olduğu bilinip üzeri örtülürken bu olayda diğerleri gibi ahlarla vahlarla okunup başka okunacak yazılara geçilecek. Sizce haksız mıyım? Böyle gelmiş olsa da böyle gitmemeli diyorsunuz kendi içinizden, ama dışarda sus pus.


İşte bir tecavüz olayının güncelliği bu kadar ülkemizde “ah ve vah” sevgili okurlar. Ateş sadece düştüğü yeri yakacak ve geçecek yani. Bildiğim bir şey daha var; o adam potansiyel tehlike olarak hayatın içinde hala. Nerde şu an? Kimin canını yakacak? Yüreğinizde bir endişe, bir keder rüzgarı eserek sizler bu satırları okuyorsunuz. Susmak istemiyorum çünkü çözüm bizde, biz kadınlarda! Kadın cesaretli olmazsa erkek bu çirkin hareketlerine devam edecek. Kadınlar tecavüz edildiğinde suçlu oymuş gibi susmazsa, kadın, kadına “orda ne işi vardı? Gitmeseydi” demeyi bırakırsa bu konuda eminim yol alınacak. Kadın, kadını dahi arkasında görmediği bir toplumda nasıl konuşabilir? Bunu görmeli, kadınlar dayanışma içinde olmalı. Yoksa bu yanlışlıklar bitmeyecek.


Yaşadıklarınızda güzel olan tek şey yaşadıklarınıza yenilmemeniz. Güçlüsünüz, farkında mısınız? Ben yazdıklarınızdan bunu gördüm. Sizin adınıza sevindim. Başaracak dedim içimden. Kader gayrete aşıkmış, böyle söylenmiş ve ben buna çok inanıyorum. İnsan gayret ederse kaderini yenebilir, değiştirebilir. Siz bence bunun en güzel örneklerinden biri olacaksınız. Azimlisiniz, yaşadıklarınıza yenilmemişsiniz, sporla uğraşmaya devam ederek hayatınızın içinden çıkılması çok zor olan daha büyük kadınların bile aşamadığı bu tecavüz olayını kendi içinizde büyük ölçüde aşmışsınız. Amaçlar böyle işte, insana yaralarının sızılarını unuttururlar. Tabi yaşamda hiçbir yere çabuk varılmıyor yavrum. Cenderelerden geçe geçe bir yerlere varılıyor ama kararlıysanız, azimliyseniz ve hayalleriniz varsa kimse sizi tutamaz, tecavüz bile. Siz şimdi o kız mısınız? Değilsiniz. Büyüdünüz. Yaşadıklarınızla değişmek zorunda kaldınız. Daha akıllandınız. Şimdi daha güçlüsünüz ve daha da güçlenmelisiniz. İntiharı, ölümü vs aklınızın ucundan bile geçirmeyin yavrum. Allah aşkına kimin için öleceksiniz? Bir manyak için ölünür mü? Günahın en büyüğü size yapılmış. Siz, o küçük kızı şimdiki sizden ayıracaksınız. Onu geçmişte bırakarak yaşamınızı sürdüreceksiniz. Yaşam dünde kalarak yaşanırsa insan hayatında yol alamaz. O zaman bugüne hakkını verebilirseniz ancak kendinizi güçlendirirsiniz. Güçlü olan insanlara, insanlar bir şey söylemeye çekinirler, lafı eveler gevelerler. Bu güç nasıl bir şey değil mi? İşte siz o gücü yaşamınızda eğitiminizle, duruşunuzla, kendinizi geliştirmenizle sağlayacaksınız. Ondan sonra yaşam size daha kolay gelecek. Sözünüz değerli olacak. İnsan yaptıklarıyla değer kazanır, bunu bilerek yaşamınızda adımlar atmak zorundasınız. Sizin bilemediğiniz yaşam için size bir sır vereyim; hayat güzel sürprizlerle dolu yeter ki umudunuzu kaybetmeyin, kendinizden vazgeçmeyin. İnsanın yaşamdaki ilacı umutlarıdır.


Erkek arkadaş meselesine gelince, tabii ki erkek arkadaşınız olsun ama acele etmeden, düşünerek, seçerek erkek arkadaş edinin ve şunu bilin erkekler aptal değildir yavrum. Kimin ne olduğunu anlayabilirler. Bir kere iyice tanımadan, güvenmeden, kimseye yaşadıklarınızı anlatmamaya devam edin. Burası önemli, art niyetli insanlar olduğunu unutmayacaksınız. Hayatta hala karşınıza kötü insanlar çıkabilir. Kimi tecavüzle kendini gösterir kimi gerçekte olduğundan farklı bir profil çizer, yalanlarıyla hayatınızda yer edinmeye çalışır. Bu tecavüz olayını öğrenince kullanmaya bakar, sonra pııııır çeker gider. Doğru insan, en azından karakter olarak doğru olanın, söyledikleriyle yaptıkları örtüşen insan olduğunu bileceksiniz. Bu doğru insan sizin için doğru insan olacak mı? Bunu ancak sırrınızı söylediğinizde anlayabileceksiniz. Sevince söylemeye cesaret edeceksiniz. Siz nasıl bir genç kız olmalısınız? Yalan söylemeyen. Yalan söylemeyen biri her zaman için güvenilirdir, söylediklerinin doğruluğunu test etmeniz gerekmez. Eğitimli, yaşamda hedefi çizgileri olan, oturmasını, kalkmasını bilen, düzgün bir genç kız olmalısınız. Bu durumda karşınızdaki gencin kafasında sizin yaşadıklarınızla sevgisi çarpışmak zorunda kalacak ama asla sevgisinden, karakterinden ve ilişkinizden emin olmadan söylememelisiniz. Diğer yandan günümüzde bekaret artık eskisi gibi kesin, net bir çizgi olarak erkeklerin kafasında çizili değil. Çünkü kendileri de yaşamın içindeler, görüyorlar. Artık lise bitti evlen durumu olmadığından gençler birbirleriyle yakınlaşabiliyorlar. Bedensel ihtiyaçlar göz ardı edilemez, o nedenle düşünceler de esneklikler olduğunu biliyoruz. Çok fazla endişelenmemekle beraber dikkatli olmaya devam edin. Bir gün mutlaka sevmek sevilmek isteyeceksiniz. Bundan kaçış yok. Elinizden geleni kendiniz için yaptıktan sonra gerisini eminim yüce Rabbim halledecektir. Allah’a inanın yavrum, kendi gücünüze de. Benim bu satırlarda ve diğer bana yazmış olduklarınızda gördüğüm kızın sizde farkında olarak geleceğe ümitle bakmanızı istiyorum sizden. Bir de ne istiyorum biliyor musunuz? O kadere gününü gösterin istiyorum. Hadi benim savaşçı kızım.


Sevgiler sevgili okurlarıma...

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Merhaba yeşim hanım 3 yıllık evliyim çocuğum yok kaynanamla kayıpederim görümce kagınbirader onlarla oturuyorum yaa kaynanam her şeye karışıyor daha az önce kalem etek giydim diye eşime şikayet etmiş arkamdan konuşmuş eşimde odamda bana kızdı eteğini çıkarmazsan eteğini yırtarım dedi bende eteğimi
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.